çanakkale ve istanbul'u dahil etmeden konuşmak lazım. çanakkale'de yatan yüzbinlerce şehit var, istanbul'da bildiğiniz gibi evliyalar şehridir. onun dışındaki kıyı illerine bir bakıyoruz arkadaş, fenalarda !! alkol, zina, fuhuş almış başını gitmiş. o kadar normalleşmişki ramazan, sanki yeme içme ayı. sanki ramazanda insanlar inadına daha fazla yer içer gibi, kinaye yapar gibi nefislerine esir olmuşlar. bu kıyı şehirlerinde bir acayiplik var bu konularda. sanki bizim kültürümüzün alaşağı edilmesi konusunda elbirliği yapılmış gibi bir intiba uyandırılmaya çalışılıyor. izmir başta olmak üzere, denizli, muğla, antalya ve diğer şehirler olmak üzere ramazan'ın etkilerinden bahsetmek bence çok doğru olmaz.
bu sayılan kıyı illeri turizm bölgesine aittir.
yani; şu an oradaki nüfusun % 40-50'si turisttir. diğer illerden gelen; ankaralısı, kayserilisi, istanbullusu, diyarbakırlısı gibi turistlerdir.
yabancı turistler de vardır.
(bkz: götten genelleme yapmak) edit: bu sayılan illler de o derece aşırı kuraklık ve sel filan olmamıştır.
madem genelleme yapılıyor ocak ayında istanbula vuran seller,
bilinen marmara depremi, bu sene elazığdaki deprem ve buna benzer bir sürü şey sayabilirim.
fesatlık çıkarmak için söylenen, insanları tahrik etmek için uydurulmuş başlıktır. kimse allah ile kul arasına giremez. para ve imanın kimde olduğu belli değildir. istanbul evliyalar şehri diye herkes evliyamıdır.
ayrıca çanakkale'yi çok çok iyi tanıyan biri olarak söyleyebilirim ki, her türlü insanın birbirine karışmadan huzur içinde yaşadığı bir şehir olduğu için, ramazanda kordonda içki içeni de görürsünüz, yan masada iftar açanı da. kimse de kimseye "cık cık cık şuna bak" yapmaz.
kimseyi ilgilendirmeyen durumdur. her koyun kendi bacağından asılır, herkes kendi ibadetinden sorumludur. sen yemiyorsun içmiyorsun diye diğerleri de yemesin içmesin beklentisine giriyorsan saçmalıyorsun arkadaşım. kaldı ki kıyı kesimi dediğin muğla' da marmaris bodrum fethiye olsun antalya olsun bunlar bu mevsimde turizmden para kazanan yerler geçim kaynakları bu yani napsınlar yemeyin içmeyin lan hep beraber aç kalalım bütün kış ramazanmış gibi yaşarız zaten sonra parasızlıktan mı desinler? ibadet ettiğiniz allah düşünün diye beyin vermiş bu kadar bağnaz olmayın türkiye cumhuriyetinin resmi dini yoktur kimse oruç tutmak mecburiyetinde değildir burası medeni bir ülke! ha bende elhamdülillah müslümanım orucumu da tutuyorum ama tuttuğum oruçta kendime diğerlerinin yediği içtiği de kendine kimse kimseye karışmayacak arkadaş burası özgür bir ülke.
siz öyle zannedin.
gayet de umursarlar. memleketlerini satmazlar. dünyada en çok güneydoğu anadoluda tıklandığı google tarafından duyurulan çocuk pornolarına tıklamazlar. yalnız olunca bir hiç olup, birleştiklerinde aslana dönüşen bir yapısı yoktur ege insanının. her biri damarına basıldığında birer efedir. karşılarında ne kadar düşman olduğu önemli değildir.
insana saygısı sevgisi vardır egenin. cinayet oranı en düşüktür egede. okurlar yazarlar, aydındırlar. bir nevi memleketi ayakta tutarlar. üretirler, çalışırlar, memleketin uygar, gelişmiş, modern yüzüdürler.
oruç tuttuğu halde, bazıları gibi emperyalistlerle işbirliği yapanlardan değillerdir. oruç tuttuğu halde töre cinayeti işleyenlerden değillerdir.
kadına köpek muamelesi yapmazlar. çok eşliliğe karşıdırlar. eşlerini aldatmak için fırsat kollamazlar.
dünya medeniyetinin, felsefenin doğduğu bu topraklarda çok farklı bir ruh vardır. buralar cennettir. insanları da melek gibidir. genelleme yapan beyinler bunun hiçbir zaman farkına varamayacaklardır.
hayatın ne anlama geldiğinin farkındadır egeliler, saygı sevgi sonsuzdur bu topraklarda. onları dilediğiniz gibi eleştirebilirsiniz. saygı duyacaklardır size. her ne kadar siz onlara saygı duymasanız da...
her şehri sokak sokak gezmiş gibi yorum yapan kişi tarafından, ortalığı karıştırma, insanları birbirine düşürme amaçlı açılmış başlıktır.
dikkate almayınız efendim zira dikkate alınınca kendini önemli sanıyor.
kıyı bölgeleri dünyanın neresine giderseniz gidin daha aydınlardır. denizin verdiği bir nimet.
içte kalanlar da dünyaya daha kapalı daha muhafazakardırlar. bu sadece türkiyede görünmez bütün ülkelere gidin. zor ulaşılan yerlerinde ya da fazla yabancı ile karşılaşılmayan yerlerde böyledir.
Başlık:
Ramazanlık görünen kişinin yazdığı , zekadan yoksun bir cümle.
Olay:
Beyin kıvrımları eksik olan bu şahıs ,oruç tutanlara karşı önyargının fitilini ateşleme şerefine nail olmuştur.
Tavsiye:
Bırak milletin yediğiyle içtiğiyle uğraşmayı , efendi gibi tut orucunu...
çanakkalede oruç tutanlar orada yatan şehitler için tutmuyorlar oruçlarını ya da istanbuldakiler de evliyalar var diye tutmuyorlar değil mi? kendileri istediği için tutuyorlar. bu iki il dışında kalan kıyı illerimizde de ki buna izmir de dahil, ramazanı umursaması ya da umursamaması kimin umrunda acaba?
Biyoloji ve Çevre Bilimi eğitimi alan Uzuner, Türkiye' de Hacettepe Üniversitesi ve ODTÜ' de, ayrıca Norveç, ABD ve Finlandiya'daki üniversitelerde çalışmalarda bulundu. Kitapları 1992'den bu yana Türkiye'de Ulusal En iyi Satış listelerinde yer almaktadır ve dört ayrı dilde yayımlanmıştır. Remzi Kitabevi için yabancı edebî yayımlar konusunda editörlük yaptı ve şu anda Alfa-Everest Yayınları için yabancı edebî yayımlar konusunda edebî danışmanlık yapmaktadır.
Balık izlerinin Sesi romanı ile 1993 yılında Yunus Nadi Roman Ödülü' ne lâyık görülen Uzuner, Kumral Ada Mavi Tuna romanı ile 1998 yılında istanbul Üniversitesi Yılın Romanı ödülünü aldı. Son dönemde Kumral Ada Mavi Tuna adlı romanı, Mediterranean Waltz adı ile italya, Yunanistan ve israil'de yayımlandı. Ayrıca ingiltere'de kısa öykülerden oluşan A Cup of Turkish Coffee adlı kitabı yayımlandı.
1996 yılında University of Iowa tarafından onursal akademisyen yazar seçildi.
Kuzey Afrika, Kuzey Amerika ve Avrupa'da uzun yıllar geçiren Buket Uzuner, şimdi istanbul'da yaşamaktadır.
her kıyı şehrinde (özellikle izmir'de)yaşayanların gavur ve dinsiz olduğu varsayımıyla açılmış bağnazlık ve yobazlık kokan başlıktır. yazarın fast food yemekten kaçınması ısrarla tavsiyemizdir zira beyni yağ bağlamıştır.
