Marc Lucas hayatında yaşayabileceği en kötü şeyi yaşar: Kendisinin sebep olduğu bir trafik kazasında karısını ve doğmamış çocuğunu kaybeder. Kazada yaralandığı zaman ensesine batan kıymığı her an hissediyor, ama gerçek yaraları daha derinde.
Hayatı her geçen gün daha katlanılmaz hâle gelirken bir ilanla karşılaşır. Yeni bir deney için bir Psikiyatri Kliniği travma geçirmiş gönüllüler aramaktadır.
Korkunç anıların pençesinde kıvranmadığınız bir hayat düşünün. Marc Lucas, bunun son şansı olduğunu anlar; artık karısını ve bebeğini unutması gerekiyor. Sonsuza dek. Ancak gerçek dehşet geçmişinde değil, geleceğinde yatmakta. Hastanedeki ilk testleri yaptırıp evine döndüğünde dünya artık onu unutmuş gibidir. Anahtarları kapıyı açmaz, kapısının üzerinde yabancı bir isim vardır ve kapı açıldığı zaman korkunç bir kâbusa uyanacaktır.
Böyle bir korku filmi var. 2008 yapımı Bağımsız indie bir yapım ve dar bütçeli. Ama çok iyi kotarılmış. Efektleri bütçe yetersizliğinden basit gelebilir ama gerek oyunculuk performansı, gerek kurgu, gerekse korku sahneleri etkileyici. Onlarca doların heba olduğu Hollywood rezaletlerinden sonra ilaç gibi gelen bir korku filmi.
orijinal adı tahmin edebileceğiniz gibi: (bkz: splinter)