kur'an-ı kerim'in 75. suresidir. insan ölmeyeceğini mi zannediyor? öldükten sonra rabb'in huzuruna çıkmayacağını mı zannediyor? ben ne kadar açıklasam az kalır. aşağıda;
bismillahirrahmanirrahim.
1 hayır, gerçek öyle değil! kıyamet günü hakkı için,
2 kendisini eleştirip kusurlarından pişmanlık duyan kimse hakkı için (ki siz mutlaka diriltileceksiniz).
3 insan zanneder mi ki ölümünden sonra biz kemiklerini toplayıp onu diriltmeyeceğiz?
4 evet, toplarız, hem de parmak uçlarına varıncaya kadar eski halinde düzenleriz!
5 fakat insan suç işleyip durmak için önündeki kıyameti inkâr etmek ister de,
6 ne zamanmış o kıyamet günü? diye alay eder.
7 gözler kamaşıp karardığı,
8 ayın ışığının büsbütün gittiği,
9 güneş ile ay yan yana getirildiği zaman...
10 işte o gün insan der: var mı kaçacak mekân?
11 hayır, sığınacak hiçbir yer yoktur.
12 o gün varılacak yer ancak rabbinin huzurudur!
13 o gün insana yaptığı her türlü iyilik ve fenalık ile;
yapmadığı her türlü iyilik ve fenalık tek tek bildirilir.
ona göre karşılığını alır.
14-15 türlü türlü mazeretler öne sürse de, artık insan, kendisi hakkında şahit olur. [16,23; 58,18]
16 sana vahyedileni unutmamak için tekrarlarken hemen anında bellemek için dilini kımıldatma. [20,114]
17 çünkü vahyi senin kalbinde toplamak ve onu okutmak bize ait bir iştir.
18 o halde biz kurânı okuduğumuzda, sen de onun okunuşunu izle.
19 ayrıca onu açıklamak da bize ait bir iştir. (bu önemli gerçeği, arada belirttikten sonra gelelim esas konumuza).
20 gerçek şu ki: siz bu peşin dünya hayatına çok düşkünsünüz.
21 onun için âhireti terkedip durursunuz.
22 yüzler vardır o gün pırıl pırıl...
23 o güzel ve yüce rablerine bakakalır... [6,103]
ehl-i sünnet, âyetlere ve bilhassa mütevatir derecesine varan hadîslere dayanarak, cennette allahın görüleceği hususunda ittifak etmişlerdir.
24 ve nice suratlar vardır o gün asılır.
25 belini kıran darbeyi yediğini hisseder. [3,106; 80,37-42; 88,2-10]
26 hayır, hayır! ne zaman ki can boğaza gelir, işte o zaman can çekişenin yanındakiler:
27 bunu iyileştiren, kurtaran yok mu? der.
28 artık ayrılık vakti geldiğini kendisi de anlar.
29 bacağı bacağına dolaşır, ölüm acısıyla kıvranır. [6,61-62]
30 o gün sevkiyat, doğru rabbinin divanına olur!
31 ne dini tasdik eder, ne namaz kılardı.
32 hep hakkı yalan sayıp ona sırtını dönerdi.
33 bir de yaptığından memnun olarak,
çalımlı çalımlı kendi taraftarlarının yanına varırdı.
34 yazık sana yazık!
35 yazık ki sana ne yazık!
36 insan başıboş bırakılacağını mı sanır?
37 onun aslı, atılan bir meni damlası değil miydi?
38 sonra ana rahmine tutunan yapışkan bir hücre oldu da, rabbi onu yaratıp düzenledi.
39 ondan erkek ve dişi olarak her iki cinsi yarattı.
40 bütün bunları yapan, ölüleri diriltmeye kadir olmaz olur
﴾1﴿ Kıyamet gününe yemin ederim.
﴾2﴿ Kınayan nefse de yemin ederim (ki diriltilip hesaba çekileceksiniz).
﴾3﴿ insan, kendisinin kemiklerini bir araya getiremeyeceğimizi mi sanır?
﴾4﴿ Evet bizim, onun parmak uçlarını bile düzenlemeye gücümüz yeter.
﴾5﴿Fakat insan önünü (geleceğini, kıyameti) yalanlamak ister.
﴾6﴿"O kıyamet günü ne zaman?" diye sorar.
﴾7-10﴿Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan "kaçış nereye?" diyecektir.
﴾11﴿Hayır, hiçbir sığınacak yer yoktur.
﴾12﴿O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur.
﴾13﴿O gün insana, yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geri bıraktığı şeyler haber verilir.
﴾14-15﴿Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da, o gün insan kendi aleyhine şahittir.
﴾16﴿(Ey Muhammed!) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma.
﴾17﴿Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir.
﴾18﴿O halde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy.
﴾19﴿Sonra onu açıklamak da bize aittir.
﴾20﴿Hayır! Siz dünyayı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.
﴾22﴿O gün bir takım yüzler aydındır.
﴾23﴿Rablerine bakarlar.
﴾24﴿O gün bir takım yüzler de asıktır.
﴾25﴿Bel kemiklerini kıran bir felakete uğratılacaklarını anlarlar.
﴾26-30﴿Hayır, can boğaza dayandığı, "Kimdir (bunu) iyi edecek?" dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevkediliş Rabbinedir.
﴾31﴿O, (Peygamberi) doğrulamamış, namaz da kılmamıştı.
﴾32﴿Fakat yalanlamış ve yüz çevirmişti.
﴾33﴿Sonra da kasıla kasıla ailesine gitmişti.
﴾34-35﴿"Bu azap sana layıktır, layık! Evet, layıktır sana, layık!" denecektir.
﴾36﴿ insan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder.
﴾37﴿ O dökülen meniden ibaret az bir su değil miydi?
﴾38﴿Sonra bu, bir "alaka" oldu. Derken Allah onu yaratıp güzelce şekillendirdi.
﴾39﴿Nihayet ondan da erkek ve dişi iki eşi var etti.
﴾40﴿Şimdi, bunları yapan Allah'ın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?
﴾20﴿ hayır (ey insanlar)! doğrusu siz çabucak gelip geçeni seviyorsunuz,
﴾21﴿ âhireti ise bir yana bırakıyorsunuz.
﴾22-23﴿ oysa o gün bir kısım yüzler rablerine bakarak mutlulukla parıldayacak;
﴾24-25﴿ bir kısım yüzler ise o gün insanın belini kıracak bir felâketi sezerek sararıp solacaktır.