metin akpınar'ın "önemli olan öldürmek değil, öldürdükten sonra yaşayabilmektir" sözü beni oldukça etkilemiştir. Ayrıca bu kadrodan çok daha mükemmel bir film çıkması gerekirdi diye düşünüyorum.
son yılların en başarılı türk filmlerinden biri. senarist haluk özenç 'in ne kadar zeki ve ilginç bir insan olduğunun da kanıtı aynı zamanda. zeki, çünkü filmleri arasında müthiş bağlantılar ve entrikalar kurup insanı meraklandırıyor ve çok ince esprilere sahip. ilginç, çünkü fasulye gibi çok çok komik ve başarılı bir türk filminden sonra mumya firarda ve hırsız var gibi hayal kırıklığı filmlere de imza attı. tatlı hayat dizisinin mimarlarından ve bu filmde de döktürmüş. bir sonraki filmini de merakla bekliyoruz. bu kez nasıl bir şey çıkacak ortaya, diyerek de meraklanıyoruz hafiften.
filme dönünce, filme berbat diyenlerin neden böyle düşündüklerini anlamak mümkün değil. işin içinde bu kadar usta olunca gülmekten donuna işemek veya hüngür hüngür ağlamak mı gerekiyor? bu film ne komik,ne duygusal,ne de aksiyonu bol bir film. bu film izleyene bir şeyler veren, merak uyandıran ve zevkle izlenen bir film. emeği geçen herkese teşekkürler.
bu arada müziği de nefis. dinlemek gerekir. pamela - (bkz: kısık ateşte)
film sırasında "keşke bu film bi yüz yıl daha bekleseydi vizyona girmek için nasılsa biz o zamana kadar çoktaaaan ölmüş olurduk.." dedirten "türk" filmi..
izleyebileceğiniz en kötü türk filmlerinden biri. tam siz kendinizi filme kaptırmış giderken, sahne değişip zamanın başına dönüyor, sahneler arasında kopukluklar oluşuyor, çoğu an "bi dakka n'oldu şimdi" diyorsunuz.
"her insanın hayatında bir 15 dakika vardır.
ikiye ayırır hayatı: öncesi ve sonrası
sanırız farklıdır ikisi
oysa sonraki sadece diyetidir öncekinin
sonra farkedersin ki
aslında bütün hayatın o 15 dakikadır.
bazı 15 dakikalar çıkmayan bir iz bırakır,
bazı 15 dakikalar her izi çıkarır..." sözleriyle biten film.
aysun kayacı'nın şarkı söylerken gösterdiği performansıyla beni benden aldığı film. evet iyi bir film değildir.ama son yıllarda kıpırdanmaya başlayan türk sineması adına emek verilmiş hiçbirşeye kötüdür demek gelmiyor içimden.
konusu daha çok drama yakın olan filmde komedi unsurları da yer almıştır. haluk bilginer'in zaten bilinen oyunculuğu bu filmde zirvelere çıkmıştır. ilginç konusu ve geri dönüşlerle çok güzel işlenen senaryosuyla filmde, aysun kayacı bile tarafımdan yadırganmamıştır. özellikle haluk bilginer ve ata demirer'in masa sahnesindeki uzun diyalogları seyirciyi gülmekten öldürmektedir.