çok garip bir duygu. bu duygu beni esir ettiği zaman kendimi gerçekten çok kötü hissediyorum. burada bahsettiğim kadın erkek ilişkilerinde yaşanan kıskançlık değil.
daha çok " onda var ben de neden yok " gibi kıskançlık.
psikolog degilim ama tamamen saglıksız bir duygu gibi geliyor bana. hatta hafif bir ruhsal rahatsızlık.
Kıskançlığın temelinde 3 büyük gerilik yatar. Egoistlik, bilgisizlik ve sevgisizlik. Aslında kıskançlık kıskananı da, kıskanılanı da huzursuz eden bir ruh halidir.
Gerçek sevgide kendinden çok sevdiğini düşünmek vardır. Gerçek sevgide sencillik esastır. Gerçek sevgide gönül aydınlık ve açıktır buram buram iyilik ve sevgi kokar. Öyle bir sevgiye ulaşan üstün insan olur. O sevgiye varan herkesi sevgilisi olarak sevmeye başlar. işte böyle bir insan hiç kimseyi kıskanmaz. Tam tersi en ufak bir başarıya sevinir, alkış tutar.
Kıskanç kişi sevgi yönünden geridir, ilkel kalmıştır kıskançlık ismine uygun bir biçimde kalbin bir kıskaç arasında sıkılmasına benzer. Kıskançlığı ortadan kaldırmamız için öncelikle kıskançlığın normal bir şey olmadığını, bir hastalık ve gerilik olduğunu kabul etmek gerekir. Bunu kabul ettikten sonra kendi değerlerimizi araştırmamız, kendi üstünlüklerimizi görüp, bunları kendimize sesli olarak tekrar tekrar söyleyerek benimsetmemiz gerekir yani kendi kendimize olumlu telkinler yapmalıyız. Sonra kendimizi ele alıp kendi hata ve yanlışlarımızla savaşa gelir sıra. En son olarak da bilgimizi artırmaya, fedakarlığımızı ve sencilliğimizi arttırmaya gönlümüzdeki sevgiyi arttırmaya, kendimizi zorlamamıza sıra gelir. Bunlar zamanla, sabırla yürütülen bir çaba ister. Bu çabaları geciktirmemiz sadece işimizi güçleştirir, yolumuzu uzatır, sıkıntılarımızı arttırır.
ilişkilerde ruh sağlığı açısından zararlı, kendine güvensiz insanların daha sık duyduğu, önüne geçilmesi zor ancak imkansız olmayan, ilkel davranış biçimi.
KISKANÇLIK: "Aşkta doğan ve sevilen kişinin başka birini yeğlemesi korkusunun
ürünü olan duygu" (Littré).
...
Werther şu imgeye kapılır: Charlotte dilim dilim reçelli ekmek kesip
kardeşlerine dağıtır. Charlotte bir pastadır ve bu pasta bölüşülür: herkese
kendi dilimi: yalnız değilim - hiçbir şeyde yalnız değilim, kardeşlerim,
kızkardeşlerim var, bölüşmeliyim, bölüşmenin önünde eğilmeliyim: yazgı
tanrıçaları aynı zamanda Bölüşme tanrıçaları, Moirai değil midir - sonuncusu
da Muette, Ölüm değil midir? Üstelik, sevilen varlığın bölüşülmesini kabul
etmezsem, kusursuzluğunu yadsımış olurum, çünkü kusursuzluk bölüşülmelidir:
Melitta kusursuz olduğu için bölüşülür, Hyperion bundan acı çeker: "Kederim
gerçekten sınırsızdı. Uzaklaşmak zorunda kaldım." Böylece, iki kez acı
çekerim: bölüşmenin kendisinden, bir de bunun soyluluğuna katlanamayışımdan.
...
Kıskanç olarak, dört kez acı çekerim: kıskanç olduğum için, kıskançlığımdan
dolayı kendimi suçladığım için, kıskançlığımın ötekini incitmesinden korktuğum
için, bir bayağılığın beni tutsak etmesine boyun eğdiğim için: dışarıda
bırakıldığım, saldırgan olduğum, deli olduğum ve sıradan olduğum için acı
çekerim.
öyle bir an gelir ne yaptığını bile bilemezsin kendinden bile korkutur insanı kıskançlık... ikili ilişkilerde sahiplenme duygusunun doruga çıktığı bir hastalık.
tek eşliliğin tamponu. tampon deyince, "koruyucu" gibi algılanmasın, aksine tek eşliliği tamamen bozabilecek yahut tamamen sağlayabilecek bir ünitedir.
devrelerde genellikle belli bir eşik derecesine gerilimi sabit tutma amaçlı kullanılırlar. günümüzde nano teknoloji sayesinde ufacık transistörler kullanılır yerlerine*.