öyle biri ile sevgili olmuşum ki hala beni takip ettiğine inanıp uzaklaştırma alıyorum. başlarda gayet düzgün, aklı başında, diksiyonu düzgün efendi biri gibiydi. dolu dolu bir buçuk sene geçirdik, her anı kıymetli idi. güzel günler miadını doldurunca kıskançlıklar başladı, başlarda hoşuma bile gidiyordu, gençtim işte hatta çocuktum. fakat ben her şeye he dedikçe onun arsizliği, hayatım üzerinde tahakküm kurma inadı had safhaya ulaştı, nerdesin-ne giydin- yanında kim var"lar sıklaştıkça nefes alamaz hale gelip noktalandırdım.
numaramı değiştirdim, işe gittiğim güzergahı değiştirdim, çok sonraları işimi bile değiştirdim. her yerde peşimdeydi. başlarda tesadüf sandım fakat alakasız yerlerde gördükçe takip edildiğimi fark ettim. issız sokaklarda yürümemeye çalışıyordum, gittiğim mekanda görmediğim zaman saklanıyordur bir yerlerde paranoyasi yaşıyordum.
uzaklaştırma aldığım dönemlerde birkaç kez kararı ihlalden ufak tefek cezaevi maceraları da olmasına rağmen akillanmadi.
o ilişkiden sonra her kim kişisel özgürlüklerimi taciz etse, ikinci cümleyi kurmasına izin vermeden postaladim benden en ırak yere.
hayat benim, bacak benim, meme benim, kazandığım para benim, dil benim. benim olanları yönetecek hakkı kimseye vermiyorum.
"kıskançlık" adı altında hayatınızı kendi çapsız erkekliğine entegre eden insanlardan uzak durun. geneli böyle ama
erkeksiz kalmıyorsunuz, kesin bilgi, yayın.
eger ortada gercekten kıskanılacak bir durum varsa varsın kıskansın haklıdır.ama kendi paranoyasıysa siktirsin gitsin denilesi sevgilidir.bana güvenmiyorsa bir insan siktirsin gitsin.not:yalnızım
bendim bir zamanlar, felaket sonumu kendi yaptığım saçma kıskançlıklarımla hazırladım. bir insanı kaybetmek istemiyorsanız onu avcunuzda sıkı sıkı tutmaya çalışmayın; avcunuzu serbest bırakın. rahat nefes alsın. sizden gideceği varsa zaten gider, siz istediğiniz kadar kıskanıp baskı uygulayın sizden daha da uzaklaşmasını sağlamış olursunuz, bir işe yaramaz. dımdızlak kalırsınız öyle, benim gibi.
Her erkektir. Kadınlar daha kıskançtır diye bir inanış olsa da; ki bunun sebebi erkeğin hiçbir suretle zayıflık ve duygusallık göstermemek gibi bir zorunluluğu olmasıdır. Erkek, kadından daha duygusaldır. Hatta bir tık daha ileri gideyim; kadın bir masadan bile daha duygusuzdur. Erkek daha çok sever, daha çok aşık olur, daha çok kıskanır vs. Ama erkeklik gururu ve egosu bunları içinde tutmasına neden olur. Erkek, kadından daha derindir.
Şimdi çok seven kıskanır klişesini bir kenara bırakalım. "Kıskançlık kaybetme korkusu değil, aslında paylaşma korkusudur" demiş ressam abimizin biri. Bunun bir adım ötesine geçersek, kendine güvenmeme durumunun dışavurumu olarak da nitelendirebiliriz kıskançlığı.
Özgüven eksikliği kısaca.
bir noktadan sonra hiç çekilmeyen. eve giriş saatlerimi sorun ediyor, arkadaşlarımın rahatlığından yakınıyor, sosyal hesaplarımda vs son görülme zamanıma bakıp duruyor, ve dakikası saniyesine napıyordun bu saatte diyor. ee yuh amına koyim ?! kırıp dizimi oturayım bi de evde istersen.
harbi zor, saf gençlik olsa tamam aşkım tamam aşkım denir de, şimdi eeh sıktın ama siktir git deniyor ancak.
Eski sevgilim olur kendisi, şimdi bu arkadaş çok fazla kıskançtı ilk başta ben kıskanç insanla nasıl yaparım diye düşünüyordum ama o kıskandığı zaman hali o kadar tatlı oluyordu ki, sımsıkı sarılasım geliyordu. Ama üzülmesin diye konuyu uzatmıyordum pek, ayrıca dozunda olunca tadından yenmeyen olaydır.
kıskançlık özgüven eksikliğinden kaynaklanır diyeni sikerim öncelikle bu konuda anlaşalım. ikinci olarak kıskançlık sevgi alametidir ve erkeğin ve kadının fıtratında vardır. kadında bu daha fazladır ama belli etmez.
ayrıca cehenneme gidecek bir zümrenin deyyuslar olduğunu ve de boynuzlu bir şekilde cehenneme gideceklerini unutmayalım(bu kısımı gavurlar şeetmesin)
Aşkım ben sana güveniyorum neden seni kıskanayım diyen erkek turkcell vericilerinden daha iyi verir.