yemek programi sunmak isterdim oh ne guzel yaptiktan sonra da yersin. the delicious miss dahl diye bir yemek programi izlemistim oradaki kadin duygu durumuna yonelik yemekler yapiyordu. evet bugun depresyondayiz ve mutsuz yemekler yapicaz, bugun kiskancim kiskanc yemekler yapicaz falan diyordu. ben de bu isi yapmak isterdim.
gözlüklerini burnunun ucuna getirip müşteriye o gözlüklerin üstünden bakarken, "peki bırak şuraya akşama gel al" derken hep o "hayatın sırrını öğrenmiş de dünyada vakit dolduruyormuş" tavrı yok mu, benim için olay budur diyorum. bu adam, olmak istediğim adam işte. ne prof. lar gördüm oğlum en daşaklısını tut getir bu terzinin karşısına, ağı yırtık pantolonla domalıp kaderini bekleyen bedevi gibi titrerler yemin ediyorum.
yok böyle bir tavır, yok böyle bir karizma. eski çarşısı olan kasabalarda bu adamların en harbileri bulunur. sen oturur işin bitmesini beklersin, adam hiç acele etmeden, ama kendinden emin şekilde işini yapar sonunda "al bakalım" ya da kısaca "al" der. borcunu sorarsın ya cüzi bir miktar söyler ya da iş onun gözünde önemsizse "gerek yok" der. öylece çıkarsın adamın yanından.
birisi de çıkıp dememiş ben diş hekimleri kıskanıyorum diye. üzüldüm durduk yerde. biraz insan sağlığına ilginiz olsun beyaz önlüğe sempatiniz olsun bu nedir ya.