"cevab vermeye" çalışanların cehalette doruk yapmasına sebep olan mevzudur.
neymiş?
--spoiler--
birini kasten öldürmüşsen diyet yoktur. sadece kısas vardır. orası sana kalmaz. ceza uygulanır. sen affedebilirsin ama otorite affetmez.
--spoiler--
yani kasten öldürmede maktulün velisinin katili diyet karşılığı affetme yetkisi yokmuş!.. böyle bir cehalete yanıt vermeye bile lüzum görmüyorum. sözlük şeriatçıları versinler böylelerinin dersini...
hayır, bununla da yetinmiyor, bir de islam'da tecavüzün cezası olduğunu iddia ediyor!... sen boşlukta bırakılan bir konu için "efendim cezasını devlet yetkilileri belirler" demeyi islami kanun sayıyorsan vardır elbette. konuyla ilgili görüşümü şurada açıklamıştım: (#26723760)
olmayan aklınca cevap vermeye çalışan kimisinin, konuyla ilgili entrymi spoiler içinde aktardıktan sonra, oradaki mesajımla hiç alakası olmayan şeyler yazmasına vesile olan mevzudur.
spoiler içinde verdiği entrym'de ise diyeti kabul edilen katilin islam hukukuna göre salıverildiğini bir örnekle birlikte izah ediyorum. cevap vermeye kalkan ise kalkmış hataen adam öldürmeden filan bahsediyor. yahu mevzunun ne olduğu ortada. biz burada kasten insan öldürmeyi tartışıyoruz.
kısas + diyet sisteminin neden zengini korumaya yarayacağını ise şurada izah ettim: (#26723299).
şunların haline bak! daha ne yazıldığını, hangi tezin, hangi dayanakla ileri sürüldüğünü anlamaktan acizler, ama cahillere özgü bir cesaretle yanıt vermeye çalışıyorlar.
kimi cahilin "diyeti kabul edilen katil hapis bile yatmaz" tespitimize,
--spoiler--
bu durumda sadece ölüm cezası düşer, devlet işlediğin suçtan aynı şekilde yargılar seni, sadece diyetini ödediğin veya aile af ettiği için idam edilmezsin.
--spoiler--
diye karşılık vermesine sebep olan yalandır.
dikkat edin, şu anda şeriatçıların en klasik numaralarından biriyle karşı karşıyasınız. malum, islam'da tecavüzün bile dinen belirlenmiş bir cezası yoktur. bu gibi açıklar çoktur. durum böyle olunca hemen "efendim o konu örfe, devlete bırakılmıştır" diye kıvırırlar. oysa kuran'da "burada belirtilmeyen suçların cezasını siz belirleyin" diye bir ayet veya buna uygun bir hadis bile yoktur.
tez sahipleri o kadar cahil ve oyunbazdırlar ki kısas ve diyet sisteminin islam tarihi boyunca nasıl işlediğini bile gözardı ederek, söz konusu adaletsizliği örtmek için kural uydururlar. islam tarihi boyunca diyeti kabul edilen katiller salıverilmişlerdir.
üstelik bu konuda en çarpıcı olaylardan biri halife osman döneminde yaşanmıştır. halife ömer öldürülünce, suçluyu hürmüzan adlı, medine'de ikamet eden, müslüman olmuş iran'lı komutanın azmettirdiğine inanan ömer'in oğlu ubeydullah, önce hürmüzan'ı, sonra hürmüzan'ın bir kölesini, kölenin karısını ve kız çocuğunu doğramış ve yine işe karıştığına inandığı sa'd bin ebi vakkas'ı öldürmeye çalışırken yakalanmıştı. ali'nin ve bir çok sahabenin ısrarlarına rağmen halife osman "daha babasını gömmemişken oğlunu nasıl öldüreyim?" diyerek, üstelik hürmüzan'ın akrabalarını da pas geçerek, kendisini hürmüzan'ın ve kölenin vasisi ilan etmiş ve diyeti devlet kesesinden ödedikten sonra katili serbest bırakmıştı. bu olay halife osman'ın karşıtlarının kendisini islam'a aykırı hareket etmekle suçladığı olayların ilki olmuştu.
kısasta, hayat filan değil, zengini kollamak vardır.
malum, bir kişi diğer bir kişiyi haksız yere öldürürse, öldürülenin vasisine diyeti kabul edip etmediği sorulur. vasi diyeti kabul ederse katil hapis bile yatmadan serbest bırakılır.
kökeni ilkel kabile hukuku olan bu "adalet" sisteminin sakıncasını anlamak için münevver karabulut cinayetini hatırlamak yeterlidir. cinayet sonrası münevver'in ailesinin tutumunu hatırlıyor musunuz? eğer ülkemizde şeriat yasaları geçerli olsaydı katil para ödeyerek yırtacaktı.
tabi kimisi diyebilir ki "o münevver'in ailesinin tutumu. hep öyle olmaz". gerçekten mi? diyelim ki sedat peker'in bir akrabası bir aile ferdinizi vurdu. diyeti kabul etmeyecek misiniz? hadi aç gözlü olmadığınızı varsayalım. diyeti kabul etmemeniz durumunda kendinizin veya diğer aile fertlerinizin başına bir şey gelmeyeceğinin garantisi nedir?