Emeği neden yazının uzunluğu ya da kısalığı ile değerlendirelim ki eğer anlatılmak istenen kişiye tek bir cümle ile anlatıla biliyorsa uzatıp konuyu sulandırmak gereksiz sözcükler kullanmak ya ne gerek var ki önemli olan uzunluk, kısalık değil. içerik, anlatılmak istenendir.
''bazen bir kelime veya bir cümle bir sayfa dolusu yazıdan daha çok şey anlatır insana'' ama uzun entry giren arkadaşlarımızada emeğine ssaygı duyarız çoğu zaman okumasakta.
emek uzun ya da kısa entry yazmakla ölçülebilecek birşey olduğu için belirsizliğe giden bir düşün biçimidir. onca siyasetçi, onca yazar, onca sanatçı tek cümleyle açıkladığı şeyler olur ki anlamamıza yeter. ama o zaman "vay be adama bak bir laf etti neler neler anlattı ama." deriz. içimizden biri kısa ve öz birşey yazdığında mı emek yoksunu oluyoruz anlamadım. Ki burada bir çoğumuzun kimliği gizli. Belki de o kısacık cümleleriyle bizi bizden alan sanatçılardan biri de bu gizlenmiş üyeliklerden birinin ardında kim bilebilir ki.
Kelimelerini etkin kullanan yazardır.
Kelime ham"mal"lığı yapmayan yazardır.
Bilgi birikimi yüksek kelime haznesi geniş yazardır.
"Nokta Atışı" yapan yazardır.
(bkz: yeterince uzun geldiyse durayım)
kısa ve öz yazıyorsa sorun yok..ama yazmak için yazıyorsa haklı bir görüştür..mesele şudur ki bazı konulara kısa bazı konulara uzun yazılar yazılır..sadece radikal olun yeter derim.
bir rivayete göre, padişahlardan biri, kendisi için övgü dolu bir şiir yazılması için bir ferman yayınlar. Ülkenin en iyi şairleri saraya akın eder. Elemeden sonra 3 şair padişahın önüne çıkar. ilk şair, 'sayfalar dolusu methiye yazarım ama 10 kese altın isterim' der, ikinci şair, 'sayfalar dolusu methiye yazarım ama 20 kese altın isterim' der, üçüncü şair ise, 'sayfalar dolusu methiye isterseniz 1 kese altın yeter, yok eğer beni 2 mısra ile anlat derseniz hünkarım, 200 kese altından aşağı olmaz' der.
uzun entrylerimin oy yoksunu olmasından daha önemli değil. ayrıca ben derdimi üç cümleyle anlatabileceksem, üç paragraf daha yazmanın gereği nedir diye de sorarım. tut ki yazdım, iki cümle yerine iki paragraf okuttum adama, bu da yazıyı okuyanın emeğine saygısızlık değil midir?
öncelikle her gün, kısa entry girmiş beceriksiz, ezik yazarlar ve bunlar gibi onlarca başlık açılıp bunlar üzerinden birilerine bok atmanın alemi olmadığını söylemek isterim.
çünkü artık gerçekten sıkcı olmaya başlayan bu türden sırf iş olsun diye, aman bu günüm başlıksız geçmesin, millet beni bir halt yiyor sanasın diye açılan başlıklardan fazlasıyla sıkılmış bulunmaktayız.
kendimde mobilden bağlanan bir yazar olarak elimden bir şey gelmediğini, 3 satır yazdıktan sonra *r*spu telefonun karakter hafızasının yetmemesi nedeniyle kısa kesmek aksi takdirde aynı başlığa onlarca entry girmek zorunda olacağımı bilmenizi isteriyorum ve bu konuda yalnız olmadığımıda biliyorum.
diyeceksin ki o zaman neden giriyorsun sözlüğe? derdin ne?
hemen cevap veriyorum ben ve benım gibi onlarca yazar arkadaşlarımız yalnızca prim yapmak, oy toplamak, bok atma yolunu tercih etmeden sırf bilgi akışını sağlamak gibi kutsal bir amaç için bağlanıyoruz. ve eminimki elimizden geldiğini yapmaya çalışıyoruz ve devamlıda çalışacağız.,
dilimizin döndüğünce, sarjımızın yettiğince, köntörümüzün son danlasına kadar bu uğurda savaşacağımızı herkesin bilmesi lazım artık.zira uludağ sözlük gibi türkiyenin en büyükleri arasına girebilmiş, bu alanda devleşmiş, idol olmuş bir yapılanmaya yazar olmak çinde öyle olmamız şart.
bunların dışında sadece bakınız vererek, 2-3 sözcükle entry giren yazarlarımızın emek hırsızı olduğunu düşünmek saçmalığın daniskasıdır. aksine uzun uzun, yarım saatte girilen entrylerin çok kullanışlı çok daha bilgi içermektedirler. okuduğunuz takdirde ' ben bundan hiç birşey anlamadım bu ne amınakoyım? ' diyorsanız yada sırf kısa yazılmış diye daha entry'i okumasdan - lemişseniz sizin seka seviyenizle alakalı bir durum alınmaca gücenmece yok burda gerçekleri konuşuyoruz.
tabikide uzun uzun yazan yazarları da canı gönülden tebtik ediyor, yazıların devamını ve hep bizle beraber yazmasını diliyor, çok büyük saygı duyuyoruz. lakin anlaşılmalıdır ki uzun entry - kısa entry yada uzun entry girmiş yazar - kısa entry girmiş yazar şeklinde kutuplaşmak ve birbirini ezmeye çalışmak (bkz: vasat insan zekası) sahibi kişilerin yapacağı ve yaptıklarında da ' zaten o (bkz: vasat insan zekası)na sahip biri ne yapsa normaldir ' denebileceği şeylerdir. bu durum hiç kimseye yakışmamaktadır.
birbirimize çamur atarak, birbirimizi yererek hiç bir yere varamayız. uzun entry giren yazarı övmek için kısa entry giren yazarıda itin götüne sokmanın gereği yoktur. unutulmamalıdır ki kısa entry giren de uzun entry giren kişi kadar emek harcamıştır. en azından tenezzül edip yazmıştır. şu açıdan düşünelim;
bilgiye aç kişi sözlüğe girdiği zaman karşısına 10 sayfalık adeta roman yazılmışçasına bir entry gördüğü zaman okur mu? şahsen ben okumam eminim ki bilgiye aç kişide okumaz. hatta ağzından şu kelimeler dökülebilir (bkz: sikseler okumam). halbuki kısa ve zekice girilmiş bir entry bilgiye aç kişinin ufkunu 100 vatlık ampul gibi parlatıp kim bilir yarın birgün ilk insansız hava aracını ( ama en iyisini) üretmesine vesile olacaktır.
demem o ki sevgili okuyucu, yazar, çaylak ve ya her kimsen;
uzun yazmak zır iştir zeka gerektirir. evet ama kısa yazmak üstün zeka gerektirir. birine verdiğimiz önemi öbürüne vermezsek küser ve bir daha konuşmaz.
hiç düşündünüz mü? neden roman özetlerini hep ordan burdan kopyalar, yazıcıdan çıkartır, yahut bilgin bir arkadaştan isteriz? söyleyeyim.
çünkü arkadaşım özet çıkarmak tüm kitabı okumayı gerektirir. herkeste de o 100000 sayfalık kitabı okuyacak (bkz: göt) yoktur. özet daha kısadır fakat mana bakımından çok daha zengindir.
e madem mobildeydin nasıl bu kadar uzun yazdın? çünkü bugün iş yemeği vesilesiyle dışarı çıktım yarım saatlik yemek vaktimi mobilden görüp artık dayanamadğım saçma sapan başlııklara cevap yazmakla geçirdim. uzun yazılabiliyor muymuşuz efendim? nasıl uzun olunca iyi oluyor muymuş? uzun iyi kısa kesmiyor yani illa uzun?
lütfedip okuyan herkese teşekkür edilmeli. ' hayır ben sana katılmıyorum, mal gibi boşu boşuna aç kaldın heheh ' diyenlerde en yüksek saygıyla anılmalıdır. zira farklılık doğaldır ve güzeldir onun içindir ki bir orkestra ne kadar kalabalıksa ne kadar fazla sesten meydana geliyorsa o kadar muhteşem, insana şevk veren melodiler ortaya çıkarır.
(bkz: entry)
(bkz: teşekkürler)
uzun yazıp saçmalamaktansa kısa yazıp konuyu daha mantıklı bir şekilde açıklayan enrty girmenin daha mantıklı olacağından emek yoksunu değil adam akıllı yazardır.
ayrıca:
(bkz: özet geç piç)
bu mantığa göre süleyman demirel çok zekidir, oysa kendisi 5 saat konuşup, hiç bir şey anlatmama yetisine sahiptir.
diyorum ki bazı sözlük yazarları süleyman demirel midir ? ya da bütün süleyman demireller sözlük yazarı mıdır ?
yoksa haptan fil mi olurmuş canım, beyaz haptan zürafa olur anca. hap sarı olsaydı portakallar meşelere ulaşırdı bu sene, meşelerin ayşe gelin giderse çamköy taraflarına buğdaylar boy verecekmiş bu sene, otomotiv sektörü almanyadadan gelecek olan turist sayısına göre değişiklik gösterebilirmiş, niye norveçten gelmiyor ki bu turistler, hem cari açık dediğin domates satmayla kapatılmaz, yol dediğin medeniyettir bozulursa yamalarsın, medeiyet dediğin yamalı olur açık kalırsa ayıptır götü açık medeniyet olmaz.
yanılgıdır. tercih meselesidir. kişi emeğini kendine saklıyor olabilir, başkasının sayfalarca saçmalayarak anlatamayacağı şeyi bir iki kelime ile izah ediyor olabilir, az konuşan dolayısıyla az yazan bir insan olabilir vs. vs. kaldı ki az yazsa da çok yazsa da seninle aynı sözlükte yazdığı gerçeği değişmez. çok da farklı insanlar değilsiniz demek ki.