askere gidecek fakülte mezunlarının önünde iki yol vardır: ya yedeksubaylık yani asteğmenlik veya kısa dönem erbaşlık. şimdi 6 ay olarak yapılıyor biz yaparken 8 aydı. izinler falan çıkınca tam 7 ay askerlik yapılıyordu (ben tam 213 gün yapmıştım mesela). hayata atıldıktan sonra gideceksen, askerlik yapacağın gün yaklaştıkça gece rüyalarına girer. yedek subay sınavına girdikten birkaç gün sonra sonuçlar açıklanır ve kısa dönem çıktığına şükrettikten sonra gittiğin yerde seni neyin beklediğini bilmeden binersin bir otobüse, bitmeyen yollarda gece boyu gözüne uyku girmeden gidersin birliğinin bulunduğu yere... büyük ihtimal inzibatlar otobüsün kapısında karşılar sizi, akşama kadar gezer tozarsın son kez sivil olarak, akşam 5 gibi gider teslim olursun, bir sürü senin gibi ürkek, çekingen adamla aynı koğuşa doldururlar, kayıt vs. bir sürü prosedür vardır ilk gece, sonra acemi eğitimine başlarsın, yanından paşa bile geçse tanımadığın için eller cepte gezersin (birkaç günde öğrenirsin ama), sonra dağıtım olursun, gittiğin bölükte özellikle uzun dönem çavuşlar hiç sevmez seni, yazıcılarla nöbet yüzünden kavga edersin, eğer kolay bir görev kaparsan şafağı daha kolay sayarsın. askerlik bittiğinde de bir müddet sonra herşeyi unutur, anlatılan askerlik anılarına gülüp geçersin.
* özellikle astsubaylar erlere davrandığı gibi davranamaz. çünkü mahkemelik bir durum olursa bir kısa dönem asker asteğmen olarak mahkemeye çıkar yani astsubayın üstü olur.
* tüm askerler size hocam diye hitab eder.
* çok büyük ihtimal yazıcı olunur. komutanlar da size yat kalk yapmaz aksine sizden evrak işleri gibi konularda faydalanmak isterler.
* sorgusuz sualsiz, kadro gözetilmeksizin çavuş olursunuz, eğer laftan anlamayan erler olsa da rütbeden herkes anlar.
*ancak küçük bir tavsiye olarak söylenmeli ki askerlik insanlarla kavga ederek, rütbe konuşturarak bitmez. elden geldiğince hoşgörülü ve anlayışlı olunmalıdır.
4 yıllık üniversite diplomasının kıymetinin anlaşıldığı şey.
sivilde çoğu diploma bir işe yaramasa da askerde olan üniversite mezunu arkadaşlarım kısa dönem askerlikte her sabah, her öğlen ve her akşam olmak üzere günde en az 21354324357 defa üniversite diploması sahibi olduklarına şükrederler/şükredecekler.
görevin yapıldığı yere göre kolay, zor, keyifli, sıkıcı vs. değerlendirmeler yapılmalıdır. izafidir. ama bu zamana kadar kısa dönem askerlik hizmetini yapan adamdan çok az işittim "abi çok zordu be askerlik, anamızı ağlattılar valla" gibi yakınmaları. bir iki kişi o kadar. birini de biliyorum, nanemolla sütoğlanın tekiydi, en ufak şeyi abartırdı herşeyi. ama bazen o da çok nadir kısa dönemlerin çok zor şartlarda askerlik yaptığı duydum. genele gelecek olursak, kısa dönem asker rahattır, etliye sütlüye karıştırılmaz, bir çoğunun üzerine zimmetli silah verilmez bu yüzden de nöbette tutmaz, mürekkeb yalamış hesabına bir çoğu yazıcı olur (ki yazıcı olmak çok önemlidir, kendimden biliyorum değil uzman çavuş astsubaylar bile bana muhtaçtılar), öğretmen falan olurlar mehmetçik dershanesine, ya da revire verirler sabah akşam defter tutarlar, kanti çavuşu yaparlar sabahtan akşama kadar tv izler beleşe çay içerler.
askerliğini kısa dönem yapmış biri olarak şunu diyebilirim ki, bir kısa dönemin düşebileceiği en kötü durum ya er eğitim alayında eğitimi çavuşu olmaktır ya da bölükte bölük, takım, kısım çavuşu olmaktır. cidden çok zordur, en az 20 en çok 200 asker bir kere sizin sorumluluğunuza verilir, onlarla uğraşamak ayrı dert, bölük ya da takım çavuşu olarak lideri olduğun konumun hesabını komutanına vermek daha bir dert... mümkün mertebe sorumlukluktan kaçmaktır. heleki bu sorumluluk sizin sorumluluğunuza verilmiş bir çoğu baltadan ibaret asker ise... allah kolaylık versin çavuşum, askerlik zor geçer vallaha. hayır kendi tertibimden biliyorum, çocuk o kadar okumuş makine mühendisi olmuş bir de üzerine master yapmış, bu adamı tuttular bölük çavuşu yaptılar son 2 ay, adamı en son gördüğümde köpürmüş yemekhanedeki balta askerlere dalıyordu, ki bu çocuk cidden çok efendi biriydi, o derece.
izinsiz 168 gün süren askerliktir. bir çok kişinin yaptığı 12 ay askerliğe bedeldir bir bakıma. askerlik olarak zaten öyle elde silah cepheden cepheye koşulan bir askerlik yapıldığı söylenemez. kısa dönem askere gidenlerin genelde bilgi birikimlerinden son raddesine kadar faydalanır. mesela tarafım sadece excel biliyorum diye 20 saat uyanık kaldığımı asla unutamam. komutanlarınız genelde arada kaldıkları konularda sizi kullanacaklar buna hazırlıklı olun. karşınıza alıp da sizinle konuşabilmeyi umacaklar ve karşılığında da sizden kusursuz, bütün kurallara uyduğunuz bir askerlik bekleyecekler. ve işin enteresan tarafı sizi diğerlerinden farklı bir kefeye koyacaklar. bunun kıskançlıklarına ve laf yemelerine hazırlıklı olunuz.
fakülte bitirmiş olduğunuzdan dolayı bildiğimiz anlamda askerlikten çok askeriyenin işlerini yapmanıza sebep olur. mesela inşaat mühendisi iseniz inşaat ihalelerine, benim gibi makine mühendisi iseniz kazanların kontrolüyle ilgilenirseniz. tabiki daha özel işler de yapabilirsiniz.
örnek olarak;
istihkam şubeye kurmay başkanın (albay) habercisi girer.
haberci: kazanlarla ilgilenen makine mühendisini başkan çağırıyor.
truth: ha si.tir!! ne oldu lan.
haberci: bilmiom olm çağırıyor adam.
truth yusuf yusuf başkanın odasına doğru gitmektedir. aklından bin tane senaryo geçmektedir. "kesin karşı kışladaki teshin merkezindeki kazan patladı, su seviye alarmı bozuktu değiştirilmesini söylemiştim zaten orada duran kazancı çocuk arazi tipin tekiydi gözüm hiç tutmamıştı, evet evet kesin o patladı. o kadarda "alarm bozuk, su seviyesini devamlı gözle takip et" dedim. şimdi sıçtık işte ama ben söylemiştim değiştirilsin diye değiştirmemişlerse ben ne yapayım" gibi düşüncelerle soğuk terler dökerek kapı çalınır.
truth: istihakm çavuş truth emredin komutanımmm!
kurmay albay: oğlum makine mühendisi sen misin?
truth: evet komutanım!!
kurmay albay: iyi bir makine mühendisi misin?
truth: yıldız teknik mezunuyum, iyi makine mühendisiyim komutanım ama tabi makine mühendisliği geniş bir kavram vereceğiniz işe göre o işte tecrübeli olmam gerekebilir yani çamaşır makineside makine, makineli tüfekde makine, uçak da makine, tank da makine. makine mühendisiyim diye hepsinden anladığımı söyleyemem. **
kurmay albay: yok öle değil teknik resimden anlar mısın?
truth: anlarım komutanım.
kurmay albay: iyi o zaman bizim oğlan 2 senelik makine teknisyenliği okuyor. hocası her hafta 2 tane teknik resim ödevi vermiş bizim hayta hiçbirini yapmamış. şimdi yarına teslim etmesi gereken 24 tane teknik resim çizimi var. sen onları yarına yetiştir. ben sana hiç bir iş vermemelerini söyleyecem.
truth: gulp!! emredersiniz komutanım. **
nitekim truth sabah 11 de iki görünüşünü aldığı 24 tane teknik resmin 3. görünüşünü ve perspektifini gece 1 gibi bitirir ama o günkü devriyesini de uzun dönem çavuşlar atar. en azından sabah 6 ya kadar deliksiz uyur.
