böyle elinizden bir şey gelmez.
çaresizlik ya ışte adı.
o çaresizliğin üzerine cam kırıkları koyulur.
hadi yürü çocuğum burdan derler.
çelme takarlar sonra.
sürünürsün o kırıklarda.
öyle bir şey de diyemezsin.
-laf anlatılmaz ki gerçeğe-
kaç defa olabileceği sorunsalını akıllara getirendir.
.
arka arkaya kaç defa kırılırsın birine.
kaç defa aynı kişi kırabilir seni aslında?
kaç defa içine atarsın da kırılmaların içinde patlar yankısı?
kaç defa tamir etmeye çalışırsın kendini itelendiğini bilerek.
kırılmak kötü, kırılmak çirkin...
zor geçendir. bazen geçmeyendir. bazense dışardan sapasağlam gözüküp içinde harabeler barındırmaktır. zordur nihayetinde. bu hisse kapılmaksa oldukça kolaydır benim için.
kırılmak incinmeden gelendir...kırılmak can acıtan, gönül koyduran, çokça ağır/zor gelen, anlam verilemeyen, hani bir türlü kondurulamayan, nedeni bilinmeden sorgulanan yadırganandır.
Kırıldığın nokta, hayata yönelmiş en sert bakış açısından kopar. Her kırık, açıyı biraz daha daraltır. Köşeleri çoğaltır. Keskinlik bileylenir. her seferinde daha kolay kırılır..
Kırgın olunca insan, ama çok kırgın olunca, etrafındaki herkesten ve her şeyden vazgeçebilme kapasitesine bürünüyor. Bu daha da kırıyor. Uzun bir süre...
bir kalp kırıldığında
denizler kurur toprak küser
denge kalmaz o dünyada
her kalp kırıldığında
bir yerlerde yolculuk başlar
mavi renkten siyahlığa
her bir kalp kırıldığında.
her kalp bir büyük dünya
ve bir kalp kırıldığında
hayata dair ne varsa
üzerinde o dünyanın başlar yok olmaya...
yok oldu.
kırılmak üzgünlüğün en hafif şekilde anlatılmasıdır. bide paramparça etmek var hiç düşünmeden yıkmak var neler umarken ne bulduğunu görmek var ki o en can acıtıcı durum olur.
yanlış anlaşılma sonucu gündeme gelen bir mevzuudur.
ve iş bu hal ile meydana gelirse yanlış anlaşılan da kırılır.
hülasası; yanlış anlaşılmaları gideriniz, tabularınızı yıkınız efenim. önyargılı olmayınız..
yoksa kimin kime neden niye kırıldığı belli olmuyor yahu..
müsebbibi insanın kendisi olan eylem...evet evet kırılanın kendisi sebep, kırana kırabilme yetkisini "değerden" vererek...hep değer verdiklerimiz değil mi kıranlar bizi değer vermeden?