50.
Fiziken olanının daha az acı verdiği durum.
51.
kırılmak,
kimi insan için,
insan yerine bile koyulmamaktır..
bunu vurgularlar yazdığı kelimeler içinde..
ama kimi insan için de,
bir insanı nasıl kırdığını bile anlayamamaktır..
onun için sızlayan bir yaradan damlayan kelimeleri ,
kafasında kurgulayıp bir hakaret gibi algılamaktır..
ardından da algısıyla kırılıp,
kaba ve terbiyesizsin sen diye de sözcüklerini atfetmektir karşısındakine..
52.
benimkinin sesini buradan bile duyabilirsiniz.
53.
"Kırıldım Saç uçlarıma kadar" dediği yerdeyim şairin. Sanırım hiç kolay iyileşmeyecek bu yara.
51.
Hayata karşı verdiğim reaksiyon. Her daim elimi kolumu bağlamayı başardı kendisi. Kırgınım ve onu affetmeyi düşünmüyorum. Gözümde bitmiştir.
57.
insanları sev, kimseye güvenme diye bir söze denk geldim geçenlerde.
Herkes aynı gibi geliyor artık bana. Kendimden gayrı kimseye güvenmiyorum. Buna ailem dahil. Ama bunu dramatikleştirmiyorum da. Herkesten her kötülüğü bekliyorum. Herkesten şüphe ediyorum ve her geçen gün duvarlarımı daha da sağlamlaştırıyorum. Gene kırılıyorum ama devede kulak bile sayılmıyor bu.
58.
Insanın yaşamı boyunca bitiremediği eylem..
Sadece çoğaldıkça etkisi azalıyor.
59.
hayatımda ilk defa bugün öyle çok kırıldım ki, o an etrafta olan insanlar sesini duydu mu acaba diye koktum, yerin dibine girdim.
60.
Tasavvufta ilk ders kırmamaktır. Son ders kırılmamak. Sahi, nasıl yapıcaz onu be abla?
62.
abırlayn kadar olmasa da, bizi de sağlam kırdılar...