kırılmak incinmeden gelendir...kırılmak can acıtan, gönül koyduran, çokça ağır/zor gelen, anlam verilemeyen, hani bir türlü kondurulamayan, nedeni bilinmeden sorgulanan yadırganandır.
zor geçendir. bazen geçmeyendir. bazense dışardan sapasağlam gözüküp içinde harabeler barındırmaktır. zordur nihayetinde. bu hisse kapılmaksa oldukça kolaydır benim için.
kaç defa olabileceği sorunsalını akıllara getirendir.
.
arka arkaya kaç defa kırılırsın birine.
kaç defa aynı kişi kırabilir seni aslında?
kaç defa içine atarsın da kırılmaların içinde patlar yankısı?
kaç defa tamir etmeye çalışırsın kendini itelendiğini bilerek.
kırılmak kötü, kırılmak çirkin...
böyle elinizden bir şey gelmez.
çaresizlik ya ışte adı.
o çaresizliğin üzerine cam kırıkları koyulur.
hadi yürü çocuğum burdan derler.
çelme takarlar sonra.
sürünürsün o kırıklarda.
öyle bir şey de diyemezsin.
-laf anlatılmaz ki gerçeğe-
en nefret ettiğim şeylerden biri bu olsa gerek. 3 günlük dünyaya birilerini incitmek için gelen insanlar bir yerden sonra bunu hobi edinip dünyayı paramparça ediyorlar.
çok yoğun bir duygu. burada son günlerde bu kırgınlığımı unutmak için ağzıma geleni yazıp da biraz olsun rahatlamak istememe rağmen içimdeki kırgınlığım çok büyük. istedim ki, benim yaşadıklarımı yaşayıp da bunları yazamayanlara bir mesajım olsun. onlar adına da açık açık yazmış olurum dedim.
çok kırgınım. hayatımda bir defa aşık oldum ve en onursuz teklif bu çok aşık olduğum adamdan geldi. fb teklifi. başka hiç kimse bana böyle bir teklifle gelmedi. ben en terbiyesizine, en kabasına, en duygusuzuna aşık olmuşum. ummadığım erkekler bile bana değer vermişken, hiç ummadığım adam, kendimi çok değersiz hissettirdi. herkes söyleseydi de, o söylemeseydi bunu. çok kırıldım be, çok.