çok kazanmasa da, esnaf arasında itibarlı bir babaya sahip olmaktır. akşam okul çıkışlarında ve haftasonlarında babayla birlikte kitapların tozunu ala ala, kitaplara aşina olunabilir.
mahalledeki arkadaşlarının futbol topu ihtiyacını karşılamak demektir.
+ibrahim topumuz patladı ya sizin dükkandan yollasana bitane.
-ya olum babam kızıyo sonra parasız verince.
+akşama vericem olum ya hadi maç yarım kaldı.
-tamam ama getirmezsen söylerim annene.
+getircem olum ya ne zaman yalan söyledim sana ben.
akşam olur ibrahimin babası çakar davayı
-lan it ben sana demedim mi bunlara bedavaya top verme diye.
+buba vurma.. vurma buna.. ehehe.
işte tam olarak böyledir. bizim ibrahim ortaokul 2'ye gidene kadar kadar dayak yedi babasından.
kitap kokusuyla büyümek, fotokopi makinasının o ılık kokusundan nefret etmek demektir. hiç kullanmasanda cebinde her daim bir rotring kalem olmasıdır. scrikss'le parker arasındaki farkı iyi kavrayabilmektir ayrıca.
Kucukken cok istemisimdir dusunsene istedigin kalemi defteri aliyorsun hepsi senin olur saniyordum ama babasi cok cok iki uc defter bir iki kalem verir cocuguna.