Ben uzun bir süredir öğrenci değilim ama kırtasiye alışverişi yapmak gerçekten benim için bir bağımlılık oldu ya. Ne zaman güzel şeyler satan bir yer görsem direkt girip bir şeyler alıyorum. Allahtan bankkart kullanıyorum da alışveriş yaptıkça bankkart lira kazandıkça alışverişim avantajlı hale geliyor
Belli bir yaş kitlesinin tekelinde olmadığını düşündüğüm hastalıktır. Zira 30uma bir kalmış evli barklı biri olarak kıyafet alışverişinden daha çok mutlu eden ürünlerdir bunlar. Yüzlerce kalemim, onlarca defterim, sayısız stickerlar, postitler... anlamsız bir mutluluk ve heyecan veriyor bana. evet itiraf ediyorum ben bir kırtasiye bağımlısıyım.
Patronlarımın en sevdikleri müşteri türüdür. Görünce ellerini sıvazlıyorlardı vallaha. Ama şaka bir yana bende malın iyisini kalitelisini severim. Grip 2011 Mekanik Kurşun Kalem Almıştım 5-6 sene evvel hala kulkanıyorum totem kalemim oldu. Sınavlara hep o kalemle girerim. (yani ne kadar çaksamda derslerden) ve en az 2-3 renk fosforlu kalem iyidir notların üstünden geçmek için çalışırken. Ve post-itLer muhteşem buluşlar. Ve daha nice gereksiz ama alınmak istenen şeyler.
en masraflı hastalıklardandır.
göz görür, gönül ister de ister.
alır alır, yığarsın ama doymaz ki gözün.
fosforlu kalemler, renkli defterler, kokulu ve renkli silgiler, pilot kalemlerin envai çeşitleri, dosyalar ve en güzel a4 kağıtları.
hepsi senin olmalıdır ki derdin derman bulsun.
insanı alıp çocukluğuna götüren malzemelerin hastalığıdır. Yeni okul çantasının içini açıp kokladığım günleri, Hevesle aldığım kokulu, simli kalemleri, silgileri, çıkartmaları ve hatıra defterlerini hatırlatır.
Evde bir kutu dolusu kullanılmayı bekleyen kalem, farklı yerlerden alınmış küçük not defterleri, Süslü ajandalar bir gün yazıcakmış gibi rafta bekler...
kendime kota koyduğum bir hastalıktır. her zaman bir kırtasiye satan mağazaya girsem mutlaka birşey almama sebep olduğundan. kesin olarak bir ihtiyacım olmadıkça içine adım atmıyorum. şu an çalışma masamda 50 tane kalem var ve sadece 5 tanesini kullanıyorum.
çizgisiz ve sayfaları beyaz olmayan defter, 03 uçlu kalemler ve her çeşidinden renkli kalemler olarak bende de bulunan hastalıktır. ara ara açıp sevip geri kapattığım siyah sayfalı defterim var lan.
söylemeyi nasıl unuturum, her renk de değil artık her farklı tonda a4 kağıtları. origami aşkına.*
Evde 100 küsür silgi ve daha sayısını bilmediğim kalem var. Uçlusu tükenmezi keçelisi hepsi ayrı ayrı.
Kırtasiye görünce dayanamıyorum alıyorum. Hani o ilk kullanış var ya verdiiği haz ayrı bir şey.
Hastalıksa sevdiğim bi hastalık.
bende de uçlu kalem hastalığı mevcut, kaleme 200 lira para harcamışımdır. ama şu sıralar allah a şükür bu hastalık duraksamaya geçti almıyorum. çeşit çeşit kalemi olan biri olarak söylüyorum ki; önemli olan kalem değil içindeki uçtur, isterseniz 2 liralık kalem kullanın ama yazınızdan zevk almak istiyorsanız kaliteli uç şart. hee benim gibi bir kalem koleksiyonunuz varsa; pilot the shaker ve pentel smash ın bulunmasını öneririm.
hele bir de fatih yarım adasında yaşıyorsanız etrafınız bu konuda çok zengindir. cağaloğlu, sirkeci ve sultanahmet te envai çeşitte pek değerli, farklı ve forslu, otantik malzemeler satan dükkanlar olduğundan çok rahatlıkla iyi bir koleksiyon oluşturabilirsiniz. lakin kaliteli ve otantik şeyler almak istiyorsanız epey pahalıdır. bir keresinde özel bir kalem dükkanında güzel bir kalem beğenip 500 lira olduğunu öğrenmemle çıkmam bir olmuştu.
ayyy evet var böyle birşey. insanların kırtasiye malzemelerine besledikleri ilgiden ve sevgiden kaynaklanan hastalıktır. bayılıyorum çeşit çeşit kalem almaya. küçük defterler, postitler, fosforlu kalemler..
(bkz: precious)