herkes kendi kalbinin ekmeğini yer gibi seda sayan ın söylediği ve programında atasözü ya da çok önemli bir lafmis gibi dekorun en görünür yerine, söyleyeniyle beraber yazılmış kiro olan laflardır. ekmek le kalbi aynı kefeye koymak nasıl bi algılama biçimidir? kalp hisseder, yaşatır, ekmek doyurur ve mideye hitab eder..
"sana taptığım kadar paraya tapsam milyarder, allah'a tapsam peygamber olurdum" diye bir laf vardı. dünyanın en kıro lafıdır benim gözümde. bunu ilk söyleyen adamla tanışmak isterdim ya. nasıl bir ruh haliyle bu aforizmayı neresinden türetti merak ediyorum. kesin, bir erkek söylemiştir bu lafı. çok maço bi tarzda söylenmiş bir aforizma bence. *
-kızım sana taptığım kadar paraya tapsam milyarder
-ee?
-allah'a tapsam peygamber olurdum ulan! allahsız karı!
-ben bu kıroyla nasıl 1 senedir sevgiliymişim ya.. ıyy lavabo ne tarafta?
-ulan sana taptığım kadar varya... lan necla.
şeklinde ortaya çıktı kesin. bir ayrılık sürecinde söylendi. abi çok içlenmiş olmalı. yazık.
yıllardır bizim orada bir apartmanın duvarına çocuğun biri yazar. ulan siliyorlar yine yazıyor. ben orta sondaydım ilk gördüğüm de hala görüyorum, silinse de yeniden yazılan bu yazıyı.
evet çocuk bir de ısrarla "açılar" yazıyordu ve sürekli aklıma üçgenin iç açıları geliyordu. ne istiyordu neden ısrarla defalarca açı yazdı bilinmez ama aklımı hep kurcaladı inbe. (bkz: inbe)
-ölüm ölüm nedir ki gülüm, ben senin için yaşamayı göze almışım.
-liselim.
-aşıksan vur saza, şoförsen bas gaza.
-alayına gider.
-nescafe bile 3'ü 1 arada ben hala yalnızım.*