gerçek bilgidir yayalım;
bir bardak sirkeye bir yemek kaşığı şeker eklenirse, şarap tadı elde edilir. genellikle şarap marinesi olan yemek tariflerinde, sıklıkla kullanilir. ya da şarabın yetmediği, bir kadeh daha olsa iyiydi denilen gecelerde, sirke şeker karisimiyla devam edilebilir.
Kırmızı üzüm yahut üzüm şırasından elde edilen alkollü içecektir. Kırmızı et ile tercih edilen içecekler arasında ilk sıradadır. Hangi üzümden yapılmış olduğuna göre tanen, asit dengesi değişebilir. En kalitelileri Fransa'nın bordeux şehrinde bulunabilir.
Toplumumuzda ki Değişik Yaratıklar.
Bu tür yaratıkların topluma hiçbir saygısı yoktur. Hayatta sadece kendileri varmış gibi hareket ederler. Hele ki bunlarla aynı ortamı paylaşıyorsanız hayat size çekilmez bir işkence gibi gelir.
Bu tür yaratıklar neler yaparlar?
Bu hayvanların bir tane özelliği yemek yerken sanki bir bataklıktan geçermişçesine ağızlarını şapırdatırlar. Bunlar yemek yerken resmen yanınızda bir köpek yemek yiyordur.
Başka ne tür hayvanlıkları vardır? Mesela tuvalete gittiklerinde küçük tuvaletini yaparken özellikle klozetin ortasında bulunan su birikintisinin üzerine işerler ve o rahatsız edici size duyururlar. Büyük tuvaletini hiç sormayın zaten o ayrı bir dünya. Bütün yellenme sesini duyarsanız. Hele ki kaldığınız yerde tuvalette yattığınız yer aynı odanın içindeyse durum iyice çekilmez hal alır.
Bir de bu öküzlerin su içme olayı vardır. Sanki su içmiyor vidanjörle çekiyor. Bu yaratıklar suya yudumlarken değişik sesler çıkarmaya başlarlar. Gord gord diye değişik sesler çıkarırlar. E tabi suyu bitirdikten sonra bu işkence yine devam eder ve ahhhh diye de bir ses ardından gelir.
Gelelim burun çekme olayına. Bu yaratıklar burun çekerken sanırsın ki yanında fil var. Tamamen insan dışı sesler çıkararak burun çekerler burun temizlerler. Bu tür yaratıklar evcil olmayan cinstendir. Yani 20-25 yaşlarına kadar hiçbir ailevi eğitim görmemiş türdendir.
Bu tür cinslerin şöyle bir özelliği de vardır. Sabahları kalktığın da ne bir selam ne bir günaydın hiçbir şey yoktur. Sadece yukarıda bahsettiğim seslerle yaşamlarını sürdürürler. Ha bir de kalkar kalkmaz akıllı kutunun başına geçip onun başında akşama kadar çöreklenirler. Hiçbir sohbet muhabbet etmezler.
Bu cinslerle bir mekâna gitmeye kalkarsınız gittiğinize de gideceğinize de pişman olursunuz. Gittiğinizde bir kahve içersiniz en basitinden kahvesini hızlıca içer ve hadi gidelim demeye başlar. Bu tür insanlardan her zaman uzak durmak lazım. Hayatlarımıza sokmamız lazım. Onları doğal ortamlarına yani doğaya salmamız lazım.
Söyleyecek yazacak daha çok şeyler var aslında ama yazarken bile sinirlendiğim için burada kesmek istiyorum.
Havalandırmadan içince tadı fazla buruk gelen, filmlerin vazgeçilmez eşlikçisi olan şarap türü. Belki Kişiye göre değişir ama çok eski şaraplar hariç tüm kırmızıların havalandırılması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle Cabernet Sauvignon ve merlotda aromayı arttırıyor ve çok daha yumuşak bir içim sağlıyor.
Geçen gün bir misafirimiz geldi eve oturmaya, sohbet arası misafir adam olan "içecek bir şeyler yok mu" dedi
bende ne içersiniz karı ve koca olarak ona göre vereyim dedim.
Adam "ben kırmızı içerim şarabı,
karısı "ben rose alayım, lütfen" dedi.
Bende 2 hafta önce açtığım lezzeti bok gibi olan kırmızı şaraptan 1 çorba kaşığı kadar boş kadehe koydum, üstüne beyaz şaraptan ilave ettim, şarabın rengi oldu gül pembesi ve oldu "rose", kadına verdim.
"ayyy, bayılıyorum ben bu rose, bundan daha iyisi yok bence bu çok lezzetli" dedi.
"adama ise 2 haftalık şarabı veremem lezzet çok kötü, içeceklere bakarken gözüme "shloer" marka "red grape" kırmızı üzüm suyu ilişti ve açtım şişeyi, kadehe önce 1,5 dolu çorba kaşığı kadar Smirnoff vodka koyduktan sonra üstüne kırmızı üzüm suyu ekledim, biraz salladım ve karıştırdım ve misafir adama verdim.
"xxxx bey vallahi çok güzel bir şarapmış, ben zaten hep kırmızı severim, öyle üzümün lezzetini alacaksın mübarek bu çok güzel üzüm tadıyor dedi.
işin özeti, herkes şarap eksperi anasını satayım, hiç bu boktan anlamıyorum diyen yok ama verdim şurubu içti ayı şarap diye.
