ışıklar yeşilden kırmızıya döndüğü an beklersin. genellikle tek sıra olur hizan. saf tutarsın, gönülsüz bekleyen ordunun bilinmez savaşcıları gibi. ama tek farkla: o da sen...yani; gönüllü bir savaşcı... tam karşındakini gözüne kestirirsin. düellodaki altı adım kuralı hemen hemen işler ama tersine.
ve ışıklar yeşile döndüğünde tabanca patlar, start alır kalabalık karşıcı karşıcı, birbirine karışan meydan savaşındaki iki ordunun ilk safları gibi. kalabalıkta bazıları dikine gider, birçoğu ise boşluklara doğru kıvrılır. ama sen dik yürürsün, karşıya bakarsın,taviz vermezsin yolundan. rakibin yana meyillenir istemeden de olsa. hafif bir omuz darbesi alsanda olsun sorun değil, tedavi edilir. bir düzlemde, dik, başı bulutlu everest gibi karşıya geçtin ve zafer senin. evet sen kazandın. düellonun galibi sensin. ödüllendir şimdi kendini. evet evet, pis pis sırıt ve hemen önündeki o güzel kalçaya da odaklan.
bizim servisçinin gerçekleştirdiği eylem. ulan zaten araba takoz, zıp zıp gidiyoruz, bir de onla bunla yarışa giriyor herif. yok yok, maaşından keseceğim, olmuyor böyle. *
Acemi sürücüyken gerçekleştirilemsi çok zevkli olan eylemdir. Eski doğanımla 1.8 lik passatlarla kapışmaya kalkardım önce ben kalkardım ama arkadan hemen geçerlerdi hey gidi günler..