kirmizi baslikli kizın vol bilmem kaç versiyonudur. bu kız ormanda tek başına yürümez ve kurtla asla muhattap olmaz. günahtır sonuçta. öyle tanımadığı, etmediği namahrem kişiyle muhattap falan olmak caiz değildir ona göre. bu sebepten masal çabuk biter. mutlu son da olmaz mutsuz da...
dünyaca ünlü masalların islamlaştırılmasına gülen insanlara daha komik bir şey diyecem latin alfabesini türk milletine "yeni türk alfabesi" diyerek kakalayan bilin bakalım kim?
ayrıca dünyaca ünlü masalların orijinalliğinin bozulması taraftarı kesinlikle değilim, yanlış anlaşılma olmasın.
kırmızı başlıklı kız masalının stvye uyarlanmış versiyonudur. benzer bir başka uygulama için şirinbabanın cumaya gitmesinden bahsedebilirsiniz arkadaşlarınıza.
vay anasını sayın seyirciler! demekten kendimi alamadığım bir masal kurgusu.
"pis türbanlılar siktirin gidin lan bu memleketten!" demenin edebi yolu.
taşak geçmenin yumuşak ve espirili yöntemi...
kırmızı türbanlı kız ha?
laikçi kurt, ulusalcı avcı, milliyetçi babaanne... masalsı bir türkiye.
bu masalı sizin gibi sivri zekalı yazarlara bırakıp gitsek ne kadar mutlu olurdunuz değil mi? ama daha çoook beklersiniz.
gökten üç elma düşmüş.
üçü de sizin kafanıza düşsün de belki aklınız biraz başınıza gelir.
melih aşık'ın bugün milliyet gazetesinde yer alan düşündürücü yazısının baş aktörüdür .
Dünyaca ünlü çocuk hikâyelerini islamlaştırma girişimiyle bir kez daha olay yarattık. Avrupa halimize gülüyor. Murat Üregen de boş durmamış, "Kırmızı Başlıklı Kız"ı "Kırmızı Türbanlı Kız" olarak islamlaştırmış...
Kırmızı Türbanlı Kız bir gün ormanda giderken karşısına imansız, kâfir kurt çıkmış. Kırmızı Türbanlı Kız:
- Selamünaleyküm kurt kardeş, hayırlı günler, demiş. Kurt da sormuş:
- Ve aleykümselam hemşire, hayırdır bu vakitte nereye böyle?
- Ormanda hacıanneme iftarlık götürüyorum...
- Neler götürüyorsun bakayım?
- Zeytin, pastırma, sucuk, helva, börek, çörek...
- Hadi size afiyet olsun, Allah kabul etsin, demiş kurt.
- Hayırlı günler olsun, demiş Kırmızı Türbanlı Kız ...
Kâfir kurt koşa koşa kızdan önce hacıannenin kulübesine gitmiş ve sesini değiştirerek:
- Hacıanne, hacıanne ben geldim, kırmızı türbanlı torunun demiş.
Sonra da içeri girerek hacıanneyi bir lokmada yutmuş ve yatağa girip Kırmızı Türbanlı Kız'ı beklemeye başlamış. Biraz sonra kapı çalınmış:
-Tak tak tak...
Ve hikâyemiz böyle devam etmiş. Sonunda ne mi olmuş?
Amerikan askerleri gelerek hain kurdu yakalamış ve Kırmızı Türbanlı Kız'la, hacıannesini kurtarmış.
Kıssadan hisse: Siz siz olun ormanda her önünüze gelene nereye gittiğinizi anlatmayın...
