kırmızı saçlı kadın

entry64 galeri5 ses1
    64.
  1. Cem, 1980 yılında istanbul'da annesi ile yaşayan bir lise öğrencisidir. Cem annesi ile daha samimidir, babasına ise biraz uzaktır. Cem'in babası eczacıdır ve Cem her gün babasına öğle yemeği götürmektedir. Cem'in annesi bir gün Cem'e babasının bir daha gelmeyeceğini söyler, buna içerleyen Cem, maddi sıkıntı çekmemek ve üniversite hayalleri için gerekli gördüğü dershaneye gidebilmek için iş aramaya başlar. Cem ilk olarak bir kitabevinde çalışmaya başlamıştır, ardından tavsiye üzerine kuyuculuk işinde çalışmaya başlar.

    Romanın diğer kahramanlarından Hayri Bey yeni bir tekstil fabrikası kurmak ister fakat tekstil fabrikası için alanda sondaj çalışması yapılması gerekir. O dönemlerde makineli sondaj çalışmaları olmadığından dönemin önde gelen kuyucularından Mahmut Usta'ya alanda su arama işini verir. Mahmut Usta yanında Cem ve Ali ile sondaj çalışmalarına başlar. Kısa bir zaman zarfında ustasına alışan Cem, ustasına büyük bir sevgi besleyip babası gibi görmektedir. Tekstil fabrikasının kurulacağı alandaki su arama çalışmaları gereğinden uzun sürmüştür ve bu çalışma günlerinde Cem kırmızı saçlı bir kadınla karşılaşmış ve ona âşık olmuştur. Her gün kırmızı saçlı kadını görmeye çalışan Cem kısa bir süre sonra bu kadının tiyatrocu ve evli olduğunu öğrenmiştir. Cem ile Kırmızı Saçlı Kadın; kadının kocasının evde olmadığı bir gün karşılaşmışlar ve birlikte olmuşlardır. Bu sıralarda kuyucu Mahmut Usta'nın çırağı Ali ise işi bırakmıştır. Cem, Kırmızı Saçlı Kadın ile birlikte olduktan bir gün sonra ustasıyla çalışırken; ustasının kafasına yirmi metre yükseklikten bir kova düşmüştür. Cem ustasını kurtaramayacağını düşünür, sonraları ise şehri terk etmiştir.

    Yıllar sonra başarılı bir müteahhit olan Cem, bir iş için Öngeren'e gitmesi gerekir. Belirli bir zamandan sonra Cem, Enver adında bir oğlu olduğunu öğrenir. Enver, Cem'in Kırmızı Saçlı Kadın'la olan ilişkisinden olan çocuğudur. Enver babasınına kendisini farklı biri olarak tanıtır ve bir süre sonra ikili arasında çıkan kavgada Enver babasını öldürüp cezaevine girer
    0 ...
  2. 63.
  3. Az önce bitirdiğim orhan pamuk kitabı.

    Öncelikle söylemeliyim ki “kara kitap” romanından sonra üslubu oldukça basit geldi fakat bu tarz basit üslupları severim. Bu basitliğin sebebi de kitabın sonunda az çok mantıklı bir sebebe oturtulmuş.

    Alt yapısında iki önemli antik hikâye barındırıyor ki roman esasen bu iki hikâyenin modern bir uyarlaması. Tek eleştirim romanın sonlarındaki üst düzeye ulaşan gerilimin sonucu erken bir şekilde okuyucuya duyuruluyor. Bu hem kurguyu hem de inandırıcılığı zedeliyor. Onun dışında her şey yerli yerinde.

    Netice olarak masalsı- mistik havası, aşk Çeşnisi, Yeşilçam tadındaki anlatımıyla enteresan bir anlatı olmuş.
    1 ...
  4. 62.
  5. 61.
  6. Yaklaşık ilk 30-40 sayfası gereksiz ayrıntılarla dolu olduğundan biraz sıkılmaya sebebiyet veren kitap.
    Ama o kırk sayfayı atladıktan sonra olay örgüsü gayet iyi olan akıcı bir kitaba dönüşüyor.
    Tabii Masumiyet Müzesi gibi müthiş bir kitap yazan yazar için bu eserin bir miktar basit kalmış olduğunu düşünüyorum.
    0 ...
  7. 60.
  8. kanımca sürükleyici olan orhan pamuk eseridir. bazı yerler insanı sıksa da kitap bir bütün olarak insanı kendine çekmeyi başarıyor.
    0 ...
  9. 59.
  10. bitince kendimi boşlukta hissetmeme sebep olan orhan pamuk romanı. Şahsen çok beğendim ve okurken hiç bitmesin istedim.
    4 ...
  11. 58.
  12. Bence harika bir kitaptı, sonu pek şaşırtmadı, yarım kalmış da hala üstüne bir sürü şey söylenir gibi bırakılmış ama zaten kitabın giriş ve gelişme kısmında yeterince şaşırtıcı şeyler vardı. Fırsatınız olursa kesinlikle okuyun.
    0 ...
  13. 57.
  14. Pek bir kalite bulamadım bu kitapta, Orhan Pamuk'un kar, benim adım kırmızı gibi kitaplarına göre bence vasat kitabıdır, yinede bu kitap sayesinde kral oedipus ve elektra kitaplarını okumuştum.
    1 ...
  15. 56.
  16. 2-3 sene önce okumuştum son derece basit bir konusu vardı. Tahmin edilebilir Yeşilçam filmi gibi.
    2 ...
  17. 55.
  18. o zamanlar ‘ben, beni kimse görmediği zaman en çok kendim oluyorum.’ diye düşünürdüm. yeni keşfediyorum bu düşünceyi. kimse sizi gözlemiyorsa, içinizdeki gizli ikinci kişi dışarı çıkıp dilediği şeyleri yapabilir.
    0 ...
  19. 54.
  20. insan ismine bakınca çok çarpıcı, marjinal bir kadın hikayesi bekliyor. gerçi hikaye çarpıcı. içinde toplumun "ahlaki" değerlerine uymayan olaylar konu edilmiş. roman bir baba oğlun, aynı kadınla, farklı zaman dilimlerinde, birbirlerinden habersiz beraber olmasını, roman karakterlerinin çok sevdiği efsanelere benzeyen hayatlarını, değişen istanbul' u, bir çocukluk hatasının bir hayatı nasıl mahvedebileceğini anlatıyor. ilginç kurgulanmış bir roman. tavsiye ederim.
    10 ...
  21. 53.
  22. orhan pamuk'un eseri.
    --spoiler--
    hiç tanımadığım bir kadının hayallerine kapıldığım için değildi utancım: bu hayallerin saflığı ve ilkelliği yüzündendi: şimdiden onunla evlendiğimizi onunla seviştiğimizi bir evde mutlu olduğumuzu hayal ediyordum. evinin kapısındayken gördüğüm hızlı haraketleri, küçük elleri, uzun boyu, yuvarlak dudakları ve yüzündeki şefkatli ve kederli ifade hep aklıma geliyordu en çok gülerken yüzünde beliren alaycı ifade beni etkilemişti. bu hayaller kafamda yaban çiçekleri gibi durmadan açıyordu. bazen de birlikte kitap okuyup sonra öpüşüp seviştiğimiz geliyordu gözümün önüne..
    --spoiler--
    1 ...
  23. 52.
  24. Femninist olabilitesi yüksek kadın.
    0 ...
  25. 51.
  26. --spoiler--

    Babasını öldüren Oidipus ve oğlunu öldüren Rüstem’in hikâyeleri; bu hikâyeleri dinlemeyi ve anlatmayı seven Cem’in hikâyesine karışır, hikâyeler gerçekleşir de efsane olur. Babasız ve çaresiz bir adam doğar bu yeni hikâyeden. Batı’nın ve Doğu’nun zıtlığında yoğrulmuş, arayan, bulamayan, tamamlanamayan bir adam doğar; güven, huzur, cesaret, baba, isteyen bir adam doğar. Sonra sıkılır, sıkılır ve sıkılır. sıkılınca ne mi olur? kör kuyuya düşer. bu kör kuyu, onu boğar.

    --spoiler--
    2 ...
  27. 50.
  28. 129.sayfasında ne yazdığını merak ettiğim kitap. 150-200 kişilik bekleme salonunda ''kırmızı saçlı kadın'ı '' okuyan siyah saçlı bir kadın vardı. Ortamda seyredecek daha güzel bir manzara olmadığından zaman geçsin diye kırmızı saçlı kadını okuyan siyah saçlı kadını izledim. Kadın 200 kişinin gürültüsüne aldırmadan kitabın dünyasında geziniyordu. Birden gülümsedi. Neydi onu gülümseten? Ne yazıyordu o sayfada. Biraz yakınlaşıp gizliden kaçıncı sayfada olduğuna baktım. 129. Saufayı okuyordu. Elinde kırmızı saçlı kadın olan bir yazar 129.sayfanın resmini çekip atabilir mi?
    2 ...
  29. 49.
  30. orhan pamuk un az evvel bitirdiğim en son romanı. enteresandır, yukarıda okuduğum kadarıyla kitap değerli edebiyat yorumcumuz murat bardakçı tarafından fazlaca ensest bulunmuş ve ağır eleştirilmiştir.

    her ne kadar yazarın en iyi kitabı olmasa da diğer kitapları gibi muhteşem kurgusu ve masalsı anlatımıyla okuyucuyu büyüleyen bir solukta okunan bir kitap olmuş. günümüz türkiye siyasetine ve toplumsal yaşamın çarpıklıklarına yazarın her zaman yaptığı gibi ufak, zarif göndermeleri bir takım zümreleri rahatsız etmiş olacak ki; fikrimce bundan nemalanmak isteyen şakşakçılar illaki olacaktır efendim. muhteşem ve yegane inşaat sektörümüz, hepimizin soluksuz okuduğu saplantılı sapkın üçüncü sayfa haberlerimiz, yollarımız, köprülerimiz, medyamız, hapisanelerimiz, rüşvetçilerimiz... en önemlisi derin oidipus kökenli aşağılık komplekslerimiz.

    orhan pamuk un benim adım kırmızı kitabında da tahir ile zühre hikayesinin çokça alıntılandığı firdevsi nin ünlü şehname hayranlığı bu kitapta şehnamenin rüstem ile sührab ile sophokles in kral oidipus un günümüze uyarlanmış güzel bir hikayesi şeklinde karşımıza çıkıyor. bir önceki kitabı kafamda bir tuhaflık ta mevlut e yaptığı psikanaliz bu kitapta cem in derin bir kuyu misali içine düştüğü suçluluk duygusuyla muhteşemdir. çok başarılı, yazarın tarzını en iyi yansıtan doğu ve batı sentezli modern bir erkeğin ruhsal analizidir fikrimce. tabii bütün bunların yanında, yazarın olmazsa olmazı aşk, kırmızı saçlı kadının aşkı.

    yazdığı muhteşem kitaplara o kadar muhteşem isimler veremeyen değerli romancımız orhan pamuk un son romanıdır.
    10 ...
  31. 48.
  32. 2 günde okuyup az önce bitirdigim kitap. klasik orhan pamuk kurgu inanılmaz başarılı üslup sade ve anlaşılır, fakat hikayenin ortalarında sıkılma olasılığı çok yüksek. konu çok başarılı ve sürekli efsanelere atıfta bulunması okur açısından inanılmaz doyurucu.

    --spoiler--
    sonu çok trajik aga be sigaramı yaktım.
    --spoiler--
    2 ...
  33. 47.
  34. Uğursuzluk getirir diye hurafesi vardır.
    2 ...
  35. 46.
  36. okuduğum ilk Orhan pamuk romanı. Nobel ödüllü bir Türk yazarı bu yasima kadar neden okumadim bilmiyorum ama doğrusu beklediğimi bulamadım. Orhan pamuk muhakkak ki iyi bir romancı. işin matematiğini iyi oturtmuş. dili sade. kısa cümleler ve gündelik dildeki kelimelerle yazmış. hikaye orgusu basit, akışı takip etmek kolay. sanırım benim beklentimin fazla yüksek olmasınin sebebi Nobel önyargısı. bundan sonra Orhan pamuk okur muyum bilmiyorum. şurası kesin beni yaşar kemal, kemal tahir, peyami safa, iskender pala, Yakup kadri... kadar etkilemedi.
    3 ...
  37. 45.
  38. somut hatalarla dolu, "bazan" takıntılı; yine de fena olmayan öngören kasabası romanı.
    1 ...
  39. 44.
  40. 43.
  41. Bugün aldığım,uygun vakitte başlayacağım orhan pamuk'un kitabıdır.
    Ayrıca bu entry i yazarken ustte cok pis spoiler gördüm.
    Bitince editleyip fikirlerimi belirtirim.
    3 ...
  42. 42.
  43. Bir orhan pamuk kitabıdır. Uzun zamandır okumak istediğim ancak bugün alıp okumaya başladığım kitaptır. Kitaptaki sürekli geçen "bazan" kelimesi okurken sıksada hikayesi sürükleyicidir.
    5 ...
  44. 41.
  45. Orhan Pamuk'un ağdalı, son derece uzun betimleme ve tanımlarından belki de ilk kez zevk aldığım roman. Kendisini okuyucuya hayal gücünü kullanacağı bir alan bırakmıyor diye eleştirirdim şimdiye değin. Halihazırda bu düşüncemden vazgeçmiş değilim fakat kitabın önemli karakterlerinden biri olan kuyucu ustasıyla ilgili gözlemleri ve tanımları gayet kıvamındaydı bu defa. Haricen daha ilk sayfalarından son sayfalarında hikayenin nasıl bağlanacağını tahmin ediyorsunuz. Dolayısıyla sürpriz bir son beklemeyin. Ayrıca iki üç sene sonra bir film yada dizi olarak karşımıza çıkarsa hiç şaşırmayacağım bir metin olduğunu da söylemeliyim. Tabi ki Pamuk alakasız yerlerde oryantalist edayla tespitler yapma hakkını bu romanında da saklı tutmuş. Herşeye rağmen okuyucuya keyif veren edebi yanı kuvvetli bir metin. Şimdiden iyi okumalar.
    1 ...
  46. 40.
  47. --spoiler--
    Bu kitabı okudukça seni hatırladım. Sana çok benzettim
    --spoiler--
    Dedi zaafım olan biri.
    .
    Harbi sikecem o adamın belasını. mk itin götüne sokmuş beni haberim yok.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük