kırmızı oda

entry105 galeri2 video1
    105.
  1. odanın rengi ne olursa olsun taze fikir kırıntıları barındırır.
    0 ...
  2. 104.
  3. kendi anlatıp,kendi iyileşen insanları konu alan dizi.
    0 ...
  4. 103.
  5. Bazen farkındalık yaratsa da benim psikolojime hiç iyi gelmedi. Zaten yeterince dert var bazı sahneler çok ağır.
    1 ...
  6. 102.
  7. hayatım kırmızı oda olmuş, başkalarının dertlerini (kurgu da olsa) dinlemek ve izlemek istemiyorum. izlemiyorum.
    2 ...
  8. 101.
  9. Geçen sene Sadi denen rezil mafyözü sempatik göstermeye çalıştıklarından beri seyretmediğim dizi. (Bu saatten sonra en kral senaryoyu bile yazsalar seyretmem bu diziyi )

    Millet de o rezilliği kanıksadı şaka maka. (Allah'tan güldür güldür iyi iğneledi bu rezilliği)

    "Ama baran bana anlattı devlet katil olmasa onlar teröre mecbur kalmazmış gamze" kafasının dizi senaryosu versiyonu idi bu resmen.

    Hiç gelemem böylesine.
    0 ...
  10. 100.
  11. Pek sevilmese de bu ülkenin gerçeklerini anlatan bir diziydi, bitmesi kötü oldu. Hele bi delikanlı Sadi vardı, onu çok severdim.
    2 ...
  12. 99.
  13. boş bir dizi. izlemiyorum. türk dizileri sıkıcı oluyor genelde.
    3 ...
  14. 95.
  15. kırmızıya boyanmış odadır. cinsel arzuları arttırır.
    0 ...
  16. 94.
  17. Zafer, vahid ve mitra üçlüsü orhan pamuk'un kırmızı saçlı kadınını çağrıştırıyor gibi gibi.
    2 ...
  18. 93.
  19. ekonomik krizle boğuşan halkımıza bakın sizden çok daha beter durumda olanlar var dedirtmek için hayatımıza sokulmuş, ruh hastası dizi.
    0 ...
  20. 92.
  21. sadece beş sayfa entry yazılmış olmasını şaka olarak nitelediğim dizi. 2020-21 döneminin en kaliteli tv dizisidir diye düşündürendir. ses getirmesine bakarak birkaç tane diziyle kıyaslanabilecek olsa da, onlara da oyuncu kadrosuyla fark atacaktır diye düşünüyorum.

    neyse, ağır temposu ve uzun süresi dezavantaj gibi dursa da, takibini kolaylaştırdığı için dizi-film izlerken başka hobiyle ilgilenme penceresini bende açmış, izlerken amigurumi örgü örmeyi öğrendiğim; izlerken örgü örmeyi bir meditasyon yöntemi olarak benimsediğim için yayınlandıktan sonraki gecelerde youtube dan reklamsız izleyerek (bkz: youtube premium) takip ettiğim güzide dizidir.

    bir notu özellikle düşmek istedim, dizinin 40. bölümünde iki önemli olay oldu. şayet bu olayları, mesela george r.r. martin kaleme alıyor olsa, daha farklı gelişeceğini düşünüyordum ama şimdilik iyimser devam ediyor.

    --spoiler--
    taa en başından beri mafya olduğu için terapi seansları ölümüyle sonlanacağına emin olduğum delikanlı sadiyi, bir senaryo oyunuyla miço nun öldüreceğine emindim. hatta bu tespiti ilk yaptığımda miço dan haber alınamadığı dizide işlenmişti ve ilk düşündüğümde buraya yazmadığım için pişmandım. şimdi pek öyle ilerlemeyecek gibi; her ne kadar sadi nin gardı düşük ve miço nun bilinmeyen yılları hala karanlık. dolayısıyla sadi mahzeni miço ya devredip uzak denizlere açılacak gibi bir sona bağlanacak gibi gözüküyor, ama game of thrones kötümserliğiyle yazılmış olsa bu bölüm sonunda sadi evinde tutsak alınır çocukları önünde kurşunlanırdı. bu sadece kötümserlik değil mafya rolünün kaçınılmaz akıbeti olduğu için de olabilirdi, ama bakalım. buna tekrar değineceğim.

    vahit karahanoğlu nun da sonunun planlı şekilde, kendini öldürerek bitmesi daha karamsar olacakken ölümü yaklaşanın bunu anladığı rivayet edilen şekliyle bitecek gibi. Tabii bu, terapiye giden birisinin fayda görmediği veya psikiyatrın çuvalladığı bir duruma bağlanmış olurdu ki dizi bundan özellikle uzak duruyor gibi.

    manolya hanımın özel hayatı var ama sırf normal insan olduğunu teyit edecek kadar işleniyor. hani o da diğer insanlar gibi yemek yiyor, bir evi kocası var, terapiler dışında hayatı var mesajları veriliyor. ama ötesi yok, ben buradan çok olumlu birşeyler okumuyorum söyleyeyim. manolya hanımda sıkıntı var.

    --spoiler--

    neyse, yalnız bir çok ilginç noktayı işaret etmek isterim. delikanlı sadi diziye girdiğinde ortada sedat peker açıklamaları yoktu. ve mafyaya bulaşmış bir insanın gıyabında iyilikle bahsetmek, ona şefkatle yaklaşmak veya insan muamelesi etmek yadırganmaktaydı, gerçi hala devam ediyor.

    ama o çok öngörülü bakışın aksine, tam dizideki gibi, mafyatik arka plandan gelen bir adam ülkeye iyilik getirmiş gibi oldu. bu mevzu sıkıntı verici, sıfatı çok olumlu da veremezsin ama o kadar olumsuz takıştırma yapmak da yakışmıyor. ben delikanlı diyeyim. hem diziye uygun hem de kanı deli akıyor, onu iyi tanımlıyor bence.

    iyi statüdeki, itibarlı insanların ağzını açıp söylemeye cesaret edemediği, yine süper statülü mağrur güvenlik güçlerinin ve hukuk adamlarının evlerini basması korkusuyla açıktan dillendirilmeyen korkunçlukları, delikanlı bir adam geldi ve ortaya koydu. şimdi büyük makamları, ülkeyi, tüm hayatımızı emanet ettiğimiz o suça bulaşmamış püripak insanların, onu diyemezsin, bunu söylemeye hakkın yok, saygı gösterin denilen o, insan demenin iltifat sayıldığı onbinlerce tipin ne olduğu birbirlerine yaptıkları ve açıklamalara verilen tepkilerle ortaya çıkıyor, çok ilginç

    yani aslında, ülkenin geleceğini gerçekten bir delikanlı nın olumlu yönde etkileyebileceğine ilişkin öngörü yapmış, görünüşe göre tutturmuş dizidir. Ben, bunca yıldır nakış gibi işlenmiş mafya klişelerini kırabilecek, bambaşka öyküler ortaya koyulabilecek bir arkaplan görüyorum ülkemiz ve kültürümüz için. çünkü kahramanlarımız da kötüye başkaldırmıştır ama kötülerin de önemli bir kısmı makam sahibi, o gün için kanuni yerleri olan kişiler olagelmiştir. dolayısıyla kanuna karşı gelmeyi veya insanların canını alan, canını yakanların kutsanmadığı; bununla birlikte çeşitli sebeplerle suça itilmiş insanların da insan olduğu, bu müessesenin de tabiatın kanunları gibi doğal olarak oluşageldiğini anlatabilecek edebiyatçıların, sinemacıların günüdür diye düşünüyorum.
    0 ...
  22. 91.
  23. artık izlenmiyor tadı kaçtı eskisi gibi değil sürekli aynı kişinin ya babası, ya sevdiği,yada arkadaşı bir kişi etrafında dönüyor artık oyüzden izlemiyorum.
    1 ...
  24. 90.
  25. 89.
  26. izleye izleye ziyaretine gitmemiz gereken yer olacak mekan.
    2 ...
  27. 88.
  28. artık bayan, sıkan, insanı gereksiz duygusallıklara gark ettiren dizi.

    birbirine benzeyen aynı hikayeler karşımızda hep. tamam oyunculuklar, seçilen aktris/aktörler harika ama gitmiyor artık yav. ayrıca çok çok yavaş ilerliyor. Doktor hanımın sözlerini önceden tahmin eder olduk artık.

    son birkaç aydır izlemiyorum açıkçası.
    1 ...
  29. 87.
  30. Erkan petekkaya ve yiğit özşener'in oyunculukları için izlediğim dizi. Yiğit özşener'in çok karizmatik bir sesi var. Erkan petekkaya döktürüyor.
    1 ...
  31. 86.
  32. Ulan nasıl bir dizidir lan bu. Yüreğimi parçaladı. Mahvetti beni.
    1 ...
  33. 85.
  34. Başlarda izliyordum sonradan dayanamadım ağlamaktan helak oldum .
    1 ...
  35. 84.
  36. kumru'nun eşi fahri abimiz muhteşem bir insan. ideal koca. mutlaka hikayesinin işlenmesi gerek. erkek evladı olanlara da örnek olur hem.
    1 ...
  37. 83.
  38. tv8'de yayınlanan dizidir. bunu izlemiyorum hatta izleyenle iletişimimi kesiyorum ve kendisini ciddiye almıyorum.
    0 ...
  39. 82.
  40. Artık şu doktor hanım "seni çok iyi anladım, anlıyorum" demesin sinirim bozuluyor. Kız küçükken üvey babası tarafından tecavüze uğruyor kadın "anlıyorum" diyor. Abartıyor.
    0 ...
  41. 81.
  42. nazlı: sürpriz yapmak istedim...

    recai: yauw neyün süprüzü?!!!

    senin o "süprüz" diyen ağzını, yüzünü sabah akşam evire çevire si.... (bkz: sonradan görme gavurdan dönme)
    4 ...
  43. 80.
  44. Denk geldikçe izlediğim drama dizisi
    Son bölümde erkan petekkaya oyunculuğuna ve sadi karakterine hayran oldum.

    Ayrıca bolca küfür ettim.recai sen türk erkeklerinin hem tipik bir örneği hem de yüz karasısın

    Diğer sübyanci orrospu çoçuğuna diyecek söz bulamıyorum.

    Üstelik dizinin yaşanmış olaylar sonucu kurgulandığını düşündükçe ürperiyorum.
    3 ...
  45. 79.
  46. Kumru'nun eşi fahri hepimizin üzümlü keki olmadı mı ya? Çok iyi bir insansın Fahri. Allah hak eden herkese Fahri abi gibi dünya tatlısı bir adam nasip etsin.

    Üzümlü kekimiz Fahri de keşke kendini anlatsa da, nasıl mükemmel erkek olunduğunu herkes görse.
    3 ...
  47. 78.
  48. Nazlı'nın hikayesinde kadınları sürekli 'çok kıymetli erkekleri' sıkboğaz etmemesi, rahat bırakması, hep keyfini düşünmesi, pat diye geldiklerinde hoş geldin diye karşılaması, pat diye gittiklerinde güle güle diye uğurlaması gereken cariyeler olarak resmeden dizi. Hiçbir kadın, normal bir insanın ihtiyacı olan yeter miktarda ilgi ve sevgiyi gördüğü zaman Nazlı ve annesi gibi bağırmaz, kendini duyurmaya göstermeye bu kadar çalışmaz. bir kadın böyle bağırıyor, kendini hırpalıyorsa, bu denli mutsuzsa hak ettiği, gereksinim duyduğu ölçüde ilgi ve sevgiyi görmüyor demektir. ilgi ve sevgiyi göstermeyen, karşısındakine hiçbir şey vermeden ondan hep alan taraf da er ya da geç kendine yeni heyecanlar, tüketecek yeni şeyler bulmak üzere yanındakini bir sürü sorumlulukla yolun yarısında bırakıverir. zavallı nazlıcık kendisine sümük gibi yapışan recai efendi'nin tatmin edilmek için sabırsızlıkla nazlı gibi duygusal, geçmişi yaralı, hassas birini bekleyen aciz egosunu gerçek sevgi sanmış; ama birine sümük gibi yapışmak, haydiii ben geldim kapıya koş diye emrivaki yapmak, onu baskı altında bırakmak sevgi değildir. sevgi verdiğin sözü tutmaktır, zor gününde yanında olmaktır, yarı yolda ben senden hevesimi aldım deyip gitmemektir, aldatmamaktır, saygı duymak ve göstermektir. iyiyi de kötüyü de paylaşmaktır sevgi. vah vaahhh recai bey elinde çiçekle kapıya gitmiş de kız aşağı inmemiş. inmek zorunda olduğunu sana kim söyledi Recai? aman ne büyük acı ne büyük çaba ne büyük sevgi göstergesi. sanırsın okyanusta mahsur kalmışlar da var olan tek tahta parçasına kızı çıkarıp kendi donarak ölmüş. velhasıl kelam, sevgili kadınlar bu tiplere iyi bakın. bunlar kimseyi kendinizden çok sevmemeniz gerektiğinin ennn güzel örnekleridir. arama, sorma, ilgilenme, ottan püsürden daral, hayat arkadaşının rahatsızlıklarını bi göz önünde bulundurma, onun da duygusal ihtiyaçları olan bir birey olduğunu hiç hatırlama sonra vay efendim beni boğdun ben gidiyorum. e şurdan söktür git derler adama o zaman. sen de diyeceksin nazlıcık merak etme. seni hiç hak etmeyen bir hödükle çürümekten kurtulacaksın. öteki de recai'nin laciverdiymiş zaten kendini suçlama. seven insan arar sorar ilgilenir, korkularını anlar, saygı duyar, endişede bırakmaz. sal gitsinler yolları apaçık olsun.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük