reklam olunduğu üzere; yakında tv8'de başlayacak türk yapımı dram dizisi.
başrolünü binnur kaya üstleniyormuş.
binnur hanım ciddi bir rolde olacak muhtemelen. sayın kaya ne kadar ciddi olursa olsun kendisini görende ay ben gülerim.
tanımıtımda;
"hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?"
Sözlüge bakarken televizyonda acikti ve biraz izledim. Mantik hatalari var ve buna hep takilan biriyim. Oncelikle darp edilen kadin esiyle 15 yildir evli ama cocuklar en az 12 yasinda. O zamanlar şu anki kullandigimiz telefonlar yoktu ama dizide var?? Yine evlilik teklifi kisminda da bu tarz bir şey var.
Cok basarılı olmus. Siddet, istismar gibi konulari islemesinden dolayi tepki gosteren bir kesim olmus. Sanki sacma salak yasak iliskilerin oldugu diziler cok normalmis gibi. Dizi madalyon psikiyatri merkezinin sahibinin kitabindan uyarlama. Yani yasanmis hikayeler. Yasanmis olmasa nolur. Hergun hepimizin okudugu gordugu seyler degil mi zaten?
"Beni sevdi sandım"
"Beni sevdigi icin kiskaniyor sandim"
"Sahibim olsun sandim"
"Siddet virus gibidir nesilden nesile gecer"
Cok gercekci cok hayattan olmus. Sacma sapan atraksyon entrika olmadigi icin sarmamis anlasilan bazi insanlari.
Begendim.
Kırmızı oda, ne bileyim; uzak Doğu'da görev yapan Amerikalı askerlere Afyon esrar tütsü eşliğinde hizmet veren uzak doğulu kadınların odası mı desem, malûm elit yerlerin kadife kaplı odalarının rengi mi desem?
Sanki bir hayat kadınının +18 yaşamından kareler sunan dizi çağrışımı yapıyor verilen bu isim.
Gerçekten dizinin ismi ile senaryo acılı kadayıf tatlısı kadar uyumlu. Gülsem mi ağlasam mı bilemedim?
Sokakta (hele ki bizim gibi aklı beyni diz kapağı ile beyni arasında olan) insanlara çıkıp "kırmızı oda dlye dizi çekeceğiz, dizinin baş karakteri bir kadın olacaktır. ne düşünürsünüz?" Diye sorsanız tutti frutti olarak cevap verir.
Bu tür yapımları doğru bulmuyorum. insanların yaşadığı acılar, çektiği azaplar, içtenlikle doktoruna kusarcasına döktüğü hayat hikayeleri seyircinin beğenisine sunulmamalı.
Etik değil fikrimce.
“ bize çocukluk acılarımızı tekrar yaşatacak kişileri gözünden tanır, başkasına değil gider ona aşık oluruz. ancak mutluluk çoğu zaman orada değildir.”
Diziyi izlemedim. istanbullu gelin dizisini de izlemedim. Kadının kitaplarını temin ettim çünkü hem psikoloji / psikiyatri konularını okumayı severim hem de mesleki olarak takip ettiğim konular.
ilk kitabın ilk 40 sayfasını okudum. Akademik bir tarafı yok. Tamamen halka yönelik yazılmış. Beni çok çekmedi. Kitapları okur muyum pek emin değilim.
Böyle bir niçe ağladığında gibi bir şey bekledim ama değil yani.
Billur kaya ve melisa sözenin oyunculuklarında zirveye oynadığı yeni sezon kalite kokan ve tv ye kilitleyen dizi.
O değilde melihayla ağlayan tek ben değilimdir değil mi?
ilk bölümünü izlediğim ve "bu dizi bana uygun değil, ben bunu izlersem depresyonun en derin noktasından kombine bilet alırım" dediğim ve uzak durduğum dizi...
Ne kadar güzel olsa da 2 buçuk saat dizi izleyecek vaktim yok.Cogu kişinin de yoktur herhalde. Artik bu 3 saate yakın dizi yapımlarına bir son verilmeli.
Ben ki boyle psikolojik deli filmlerini dizilerini bayila bayila ierim, beni bile alamadi ya icine gerisini bilmem. Ayrica sayin budayiciogluna buradan sormak istedigim bir sey var. Yahu bu kisiler hastanizken zaten kazandiniz, kitaplastirdiniz kazandiniz, kazaniyorsunuz, simdi bir de onlari senaryolara dondurerek ustlerinden para kazanmak evla midir?
Gülseren budayıcıoğlunun kitaplarına ilgi arttıran dizi. D&r'a gittim hiç bir kitabı kalmamış. Halbuki ben diziden çok önce öneriyle ekran görüntüsü alıp bu yazarın kitaplarını alıcam demiştim. Bulamadım,alamadım puf.