efsaneye göre:
bülbül beyaz güle aşıktır.dallarına konmak ister ama gülün dalları dikenlidir.bülbül çaresiz kalır ve gülün yapraklarına konar,diken ayağını kanatır.akan kanlar beyaz güle bulaşır ve beyaz gül bülbülün aşkı yüzünden kırmızıya dönmüştür.
kırmız gül bu hikayeden dolayı aşkı simgeler.
ankara konur sokak ta psıkopat satıcılarının oldugu cıcek turudur. almadan ayrılmak mumkun degıldır. adam uzaktan goruldugu anda kacılmalı uzaklasılmalıdır.
(bkz: sevgiliye sempatık gorunmek)
paul-jacques bonzon tarafından yazılmış toplasan yüz sayfalık ama içten pablo ve juanita adlı iki gencin aşkını juanitanın gerçek ailesini aramasını konu alan roman. Türk filmi gibidir.
sevgililer gününde kocasından hiçbir hediye alamayan kadının kocasını pişman ettirmek için kullandığı silahıdır.
-ah be süleyman!insan bir kımızı gül alır getirir be!
aşk gibi özgünlüğüyle varolan bir kavramı, metalarla yozlaştırma ve daraltma hareketinin başını çeker. kimsenin aşk sembolü değildir aslında. egemen olan tarafından dayatılmıştır ve bunu kabullenen bünyeler daha vahimdir. en mahrem taşlarımız dahi başkaları tarafından boyanmıştır. aşk, sevgi vs. vs. biri kırmızı gül, diğeri "seni seviyorum".
bu mudur yani? bu kadar basit midir? gül nedir lan? neresi özeldir. dünyada tek bir kırmızı gül olsaydı ve sen de sevgiline onu verseydin, işte o zaman aşkının sembolü olabilirdi.
ve gerçekten içinde aşkını değil de sizi yücelten gerçek sevgili, siz ona kırmızı gül aldığınızda sizi anında terketmelidir. zira artık yüceltilecek bir tarafınız kalmamıştır. kendi aşkınızın bile değil; başkasının çizdiği "aşkın" figüranı olduğunuz andır. ki zaten kendi içinde çelişen bir semboldür. rutine bağlanmıştır bir kere.
peygamber efendim(s.a.v) efendimizi temsil eden ve ayrıca da sevgiliye verilebilecek ideal bir çiçektir. bu çiçeğin yanında bana isterse ferrari versinler bu çiçeği hiçbir şeye değişmem. gerçek aşkı ve sevgiyi ifade ediyor.