lisede her yıl tekrarlanan bir eylemdir bu efenim. çekilen fotoğraflar okul pasolarına yapıştırılacağı için kırmızı fon kullanılır arkada.
lise döneminin en güzel anılarındandır bu fotoğraf çekimleri. günler öncesinden haber verilmediği için ancak çekimin yapılacağı gün öğrenirsiniz bunu. hazırlanma şansınız yok, olduğunuz halinizle çıkacaksınız o fotoğrafta. saçınıza sabah üşenmeyip jöle sürdüyseniz ne ala, yok sürmemişseniz şansınıza küsün. mecburen, "olanla idare ederim abi" diyip geçeceksiniz merceğin karşısına. hani biz erkeğiz, çok da önemsemeyiz saçın jöleli olup olmamasını ama kızlar öyle değil maalesef. zaten sınıfta asıl homurtu da onlardan çıkar. kaşını almamış olanlar, bıyıklı olanlar, saçı yağ bağlamış olanlar vs. vs. her yıl olduğu gibi isyan eder müdüre; "hocam neden haber vermiyosunuz yaaaa" diye. sanki herhangi bir ajans için deneme çekimi yaptıracak hamfendüler, o derece önemserler mevzuyu.
sınıftaki homurdanmalar müdür tarafından dindirildikten sonra herkes sıra olur, fotoğrafçının sol yanına doğru. fotoğrafı çekilen gider sıradaki gelir, ama kolay mı orda ciddi durmak? dikkat edin bu şekilde çekilen fotoğraflara, insanların yüzlerinde her an "puhahahaha" diye kahkahayı basacakmış gibi bir ifade vardır. çünkü kimse rahat durmaz orda. birisi hocaya çaktırmadan bir şey söyler, öbürü bir el hareketi yapar, bir diğeri sizden önce fotoğrafı çekilen kişinin taklidini yapar vs. gülmek için son derece idealdir yani ortam. o yüzden asla ciddi duramazsınız o fotoğraflarda. ama ne olursa olsun herkesin doğal halidir o fotoğraflar. herkes maskesizdir çünkü..
