başbakan'ın oradakiler arap yada hamaslı olmadığını bildiği için yani orada çatışanlar türk olduğu için müdahale edeceğini zannetmediğim çatışmadır.
türk isen öldür kendini sayın başbakan'ımız çok sevdiği arap dünyası ile ilgileniyor oralar ilgilendirmez onu.
rusya ve abd'nin sahneye koyduğu ve kimseyi de karıştırmadığı çatışmalar. bütün dünya umursamazlık içinde kimin kazanacağını bekliyor. biri kazansa da ölümler bitse havası var. çatışmalar arkasındaki sebepler tam olarak bilinmiyor. devletin başında geçici bir hükümet var. ama bu hükümet rusya'nın mı yoksa abd'nin güdümünde anlaşılabilmiş değil. işin içinde özbeklerin olması çatışmalarda çin'in de parmağı olduğunu göstertiyor. peki hepsini anladık da bu kadar insan neden ölüyor?
türkün türkten başka dostu yoktur diyordu birileri ama öyle de değilmiş be kardeş.
insan aynı ırktan olduğu insanları yakar mı?
öldürür mü demiyorum yakar mı?
arap olmadıkları için içimizde ki ak ve fetoş tayfa tarafında kaale alınmayan insanlardır.
araplar ölünce yaygara koparanların, orada ölen insanlar tek kelam etmemesi bu zihniyetin ne kadar mide bulandırıcı ve ne kadar çakma müslüman olduğunun kanıtı olsa gerek.
abd nin yapılan yapay devrime karşılık olarak alın lan ben de sizin başınıza sürüyle iş açarım, kimse benim üssümü kapatmaya cürret edemez demek isteyebilmesidir. Şahsımca işin aslı perde arkasındaki devletlerin; abd ve rusya'nın birbirlerine güç göstermek için onca insanın ölmesine neden olan durumdur. kaybedenin insanlık olduğu gibi putin ve obama ya da nihai son olarak dedelerin arasına ya da uygun yerlerine zevkle koymak isteğinin ortaya çıkmasıdır.
başka sonuçlar için (bkz: dut verdim orospu çocuklarına, insan sanıp) (bkz: gelecek bu o.ç ların ellerinde tükenecekse anarşi meşru olmalıdır)
tam bir geri kalmışlık örneğidir. kim bilir kim kimin dinine, milletine ırkına kafayı taktı da böyle bir aptallık yapıyorlar. beyinsizler. aslında bu iki ülkenin yönetim merkezlerine atom bombası falan atmak gerek ki geberip gitsin allahın denyoları. ulan kırgız ne? özbek ne? sonuçta orta asyanın medeniyetten yoksun ilkel kabilelerisiniz. birbirinizle ne alıp veremediğiniz var diye kimse sormuyor mu bu ülkelerde merak ediyorum. bir almanya, fransayla çatışır veya ne bileyim abd rusyayla... ama kırgız özbekten ne alabilir? veya özbek kırgızdan?
bazı öküzlerin (bizleri geri kalmış kabile sanan) anlayamadığı olaydır. başlık kırgız-sart (tacik) çatışması olmalıdır aslında. bir kırgız türkü olarak konuyla ilgili makalem:
tarihte ve günümüzde sartlar
tarihte birçok kavim ve millet yaşamış bunlar etkileşim içerisinide bulunmuştur. bunlardan bir kısmı kültürel olarak etkileşimde bulunurken kimi kavimlerde ırki (genetik) olarak birbiri ile karışmıştır. bunların birçok sebepleri vardır. başta savaş ve ticari ilişkiler buna sebep olurken gönüllü yapılan evliliklerde melez topluluklar ve ara geçiş ırkları oluşmuştur.
bizim makalemizde konu alacağımız konu ise melez topluluk olan sartlar. sartlar türkistandaki topluluklar içerisinde yer alan türkiyedeki kürtlere denk düşen karışık bir kavimdir. oluşum aşamları zamanında farsi ve hint kökenli toplulukların türkistanı istilası sırasında oluşan türk ve fars / hint karışımı topluluklardır. ulu bilge hüseyin nihal atsız 1932 yılında yayınladığı atsız mecmuanın 17. sayısında bu konuyu şöyle açıklar:
ben atsız mecmuanın 12. sayısında "sart" kelimesini kullandım. fakat sizin yaygara ile etrafa yaymak istediğiniz gibi türkistan halkları arasında ayrılık sokmak kaygısıyla değil... o yazımda ben "türk ırkının istikbalini kuracak ve koruyacak olanlar türkistanın sartı ile türkiyenin şehirlileri değil, türkistanın göçebeleriyle türkiyenin köylüleridir" demiştim. bu fikrim bugün eskisinden daha ziyade kuvvetlenmiştir. siz benim bu fikrimi siyasî bir körlük sayabilirsiniz. nitekim ben de sizin hakkınızda aynı şeyleri düşünüyorum. kimin doğru düşündüğünü zaman gösterecektir.
mustafa bey! ben size her şeyden evvel şunu söylemek isterim ki türkistanın istiklâli pariste rahat rahat oturarak yaş türkistana yazı yazmakla alınmaz, istiklâl için türkistan dağlarında yıllarca çarpışmak, ölmek lâzımdır. ölümü göze alamayanların istiklâlden bahsetmesi denizdeki balığı pazarlık etmeğe benzer. türkistanda istiklâl için çarpışanlar ve hâlâ da çarpışmakta olanlar sartlar değil hakikî türklerdir. zeki velidî beyin kitabından her türlü türklerin ahlâkı hakkında az çok bir fikir edinmek kabil olmakla beraber ben burada sartı da, türkmeni de, özbeki de, başkurtu da, kazakı da, tarançı ve kaşgarlıyı da gördüm ve hepsi hakkında fikir edindim. sart, tarihî bakımından hintli ve acemle karışık etnik bir türk zümresidir. fakat bana göre sart türkistanın millî menfaatlerine engel olan mütereddi bir zümredir. her yerde olduğu gibi sartlar arasında da kahraman ve iyi insanlar olabilir. fakat bu, sart denilen, zümrenin türkistanın bünyesinde bir çıban olmasına mani olamaz. onun için bu çıban deşilmedikçe yaranın iyi olmasına ihtimal yoktur diyorum.
i̇stanbula vaktiyle türkistanlı diye gelen sart talebelerin de pek çoğunu tanırım. bunlar zeki değildir, çalışkan değildir. üstelik korkak ve seciyesizdir de. bu sartlardan yüksek muallim mektebinde okuyan birisi "türk milleti yoktur. türk milletleri vardır. ben türk değil özbekim" derdi. edebiyat zümresinde talebe olan bir diğeri de azerbaycanlı, başkurdistanlı ve sair türklerin de bulunduğu bir mecliste "türkiye gibi müstakil olmaktansa rus esaretinde kalmağı tercih ederim" demek alçaklığında bulundu. bu sözler üzerine de kendisine yaptığım en şiddetli hakaretlere karşı sustu... sart budur. onda ne millî haysiyetine şahsî gurur vardır.
görüldüğü üzere sartlar türkistandaki kürtlere benzer korkaklık ve cesaretsizlik timsali bir topluluktur. peki biz bu terimi en son nerede duyduk. bildiğiniz üzere birkaç ay önce kırgızstanda kırgız ve özbek türkleri arasında bir kargaşa ve kışkırtma hareketleri oldu. birçok özbek ve kırgız yaralandı ve öldü. bir çok kişi bunun iktisadi ve dış güçler nedeni ile ortaya çıktığını söyledi. doğrudur bunlarda çıkan kargaşanın ana etmnelerindendir. fakat bunun birde uzun süren toplumsal ve siyasi geçmişi vardır. sart meselesi̇ . sart terimi kırgızstanda ilginç bir biçimde kullanılmakta. kırgızstanın kuzey kesiminde genelde kırgızlar yoğun yaşamaktadır. güney kesimlerde (calal- abad, oş)ise genelde özbekler ve tacikler yaşamaktadır. i̇şte kırgızlar bu güneyde yaşayanların tamamına sart demektdir. (türkiyedeki her doğulunun kürt sanılması gibi)özbek türklerinide dahil ederek). güneyde ise durum daha ilginçtir. özbek türkleri bölgedeki tacik ve diğer farsi hint unsurlara sart demektedir.
ayrıca, kırgızistandaki kırgız-özbek gerginliği, kırgız toplumundaki boyculuk (kırgız lehçesinde :kanat) psikolojisi çerçevesinde diğerlerinden farklı bir nitelik kazanmaktadır. kırgızistanın çoğunluğunu oluşturan yaklaşık 12 büyük boyun bir bölümü kendi aralarında kavgalıdırlar. boylar kırgızistan siyaseti ve dolayısıyla ekonomik pasta üzerindeki paylarını arttırma savaşımı verirken çoğu zaman sokak savaşlarıyla ülkeyi kana bulayabilmektedirler. devrik lider bakiyevin kendi boyunu kayırmasından rahatsız olan karşıt gruplar, özbeklerin elinde bulunan iktisadi gücün ise kendilerine yönelik bir haksızlık olduğunu yıllarca savundular. özbekler türkistanda göçebe ve yarı-göçebe boylar tarafından, biraz da aşağılayıcı bir üslupla sart olarak adlandırıla gelmişlerdir. sart, türkistanda ticaretle uğraşan yerleşik kimse anlamındaki bir addır ve düzenbazlık, paragözlük vs gibi ticaret terminolojisindeki kötü kavramları da karşılamak için kullanılır. geleneksel olarak ticaret ile uğraşan özbeklerin kırgızistandaki gibi tarım ve hayvancılığa dayalı bir ekonomi içinde iktisadi olarak diğer gruplardan zengin olması doğal bir durumdur. fakat bu zenginlik güneydeki kırgız aşiretlerin tepkisini çekmeye yetmiş görünmektedir.
bunun yanı sıra özbeklere göre 'govni' (dağlı- göçebe) kırgızlar çalışmayan, az dindar insanlar. kırgızlar da özbeklere, tenlerinin biraz koyu olmasından dolayı sart" (kıro gibi) diyor. ayrıca özbekler kırgızlara göre dindarlar.kırgızlar "özbekler buradan gitsin, biz onların yerine konalım" anlayışına sahip. yani içten içe kaynayan bu sorun ufak bir kıvılcım bekliyordu. ve hassas dengeyi bozan bakiyev oldu. bugüne kadar kırgızistan'ı hep kuzey, yani bişkek tarafı aileler yönetiyordu. bakiyev güneydeki kabilelerin adamıydı.
tabi bu kilit kışkırtma noktalarını bilen dış güçler, özellikle turuncu devrimleri ile tanınan abdnin gözde adamı soros ve diğerleri bölgedeki karışıklıkların çıkmasını basın yolu ilede yapmıştır. bunun başında bölgede çok etkin olan nur cemaati ve zaman gazaeteside yayınladığı provokatif makaleler ile bölgede kırgız ve özbek türklerinin birbirine girmesine neden olmuştur.
hülasa; bizim yapmamız gereken iki kardeş arasında sırf bir etnik melez topluluğu yüzünden çıkan bu kargaşa ve kavgaya son verecek yayınlarda ve söylemlerde bulunarak tarihte içiçe yaşamış iki türk boyunun birbirin olan bu nefretinin son bulmasıdır.
tanrı tüm türkü korusun ve yüceltsin.
turatbek