- kırgın mısın bana?
+ hayır... aslında evet! ama güzel bir gülümsemen, ellerinin sıcaklığının tekrardan hissetmek, başını gögsüme yaslaman, sıkıca sarılman bana, aslında hiç gitmemiş gibi yanımda olman tüm kırgınlıklarımı yok edebilir... evet sadece bunlardan birisini sevgi ile yeniden yapman aslında hiç kırılmamışım gibi hissettirebilir beni... ama sanırım zor olan kırgınlıkları gidermek değil bunlardan birisini yapmak olsa gerek...
alınmaktır, üzülmenin yoğun yaşandığı andır. an olmasına rağmen unutulmayanların içerisine kazılan olur çoğu zaman.
"küskünlük" ile karıştırılmaması gerekir.
her 2 kişiden 1'i bunu karıştırıyor. rakam büyük. anlam kargaşası fazla. yazık.
bir hayli kırıldım,
her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
canıma batan her halin felç gibi indi bedenime,
gözlerimden tut da ciğerime kadar kırgınım!
aslında ne sana, ne olanlara…
kendime kırgınım…
maziye hiç değil, an’a kırgınım.
anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına,
dinlediğim şarkılarda bana seni anlatan şarkıcılara,
beni anlamadığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşlarına…
bir hayli kırgınım…
beni ben kırdım oysa,
iyi değilim!
vücudunuzun artık takatinin kalmadığı andır. omuzlarınız dik durmayı beceremez , gövdenizi taşıyamacak gibi hissedersiniz, adımlarınız yavaş, bakışlarınız mayhoştur. oyle bir yatağa kıvrılıp , sol tarafa dönük dizlerinzi karnınıza doğru çekip uyumak yada saatlerce öyle kalmak istersiniz.
kırıldığımda can yücelin bu dizeleri ruh halimi anlatıyor;
hani insan bazen ne ileri, ne geri tek bir adım atamaz ya..
Birini yanında tutmayı bilmez ama onun yokluğunu da istemez.
Kaybetmeyi göze alamaz ama kazanmak için mücadele etmez.
'Bağlanmaya cesaret edemez ama ondan tamamen kopmayı da beceremez'.
Ne sevilmekten vazgeçer, ne sevmeyi bilir.
...Hani çok sonra zaman geçer savrulurlar ya,
O zaman dökülür dudaklardan, itiraf edercesine;