nüfus memurunun gazabına uğradığımdan olsa gerek benimde kimliğimde "kırcali" yazan fakat bulgaristandaki devlet dairelerinde "kırcaali" (ki doğrusu budur)olarak geçen bir tatlı şehir...
bulgaristan'ın "en türk" güney bulgaristan'ın ise "en gelişmiş" şehridir.
adım başı kafeleri ve kitapçılarıyla, büyük küçük parklarıyla, çingene pazarıyla ve "vişzdırdentsya**" ile bana ömrümün bahar aylarını yaşatan, ne gerek var bilemeyeceğim ama hatun kavramını aşmış bitirmiş şehirdir.
kırcaali'de...
tavsiyem o'dur ki, baykal hastanesinin aşağısındaki yemekhane'de akıl almaz lezzet ve fiyat'ta yemekler yapılmaktadır, yiyin.
belediye sarayının 100 metre sağında bacardi clup adlı bir mekan bulunmaktadır, "yok böyle bir iç tasarım" dedirtir, burada da için.
akşam olup tekrar açıktığınızda kafeler meydanı diyebileceğimiz bir alan vardır* bu bölgede kebapçe veya balık yiyin.
gece olup "naapsak?" dediğinizde, "gidelim yatalım yahu" diyenlerin üzerinde baskı kurun gerekirse zor kullanın. zira gece olunca the hole'de çılgın atmak farzdır, atın.
bir de şehrin her yanında nasıl tarif edeceğimi bilemediğim çeşmeler vardır ki, tasarım olarak basit oldukları kadar harikadırlar da.
içki bulgaristan genelinde olduğu gibi ucuzdur. için, içirin.
ayrıca siz siz olun bol bol şopska salata yiyin. mesela ben yiyemiyorum, "yeme de yanında yat" deyişini ciddiye aldığımdan olsa gerek. konuyla ilgili olarak isviçreli bilim adamlarına başvurdum cevap beklemekteyim.
bilindiği gibi bulgaristan'a ait bir şehirdir kırcali ve şehir halkının çok büyük bir kısmı türktür. politik ve sosyolojik asimilasyondan kaçan türkler. anavatana kavuşma uğruna tüm mallarını mülklerini geride bıkarıp amiyene tabirle "iki çarık bir don" ile gelmişlerdir gerçek vatana.
çoğu insanımızın alıştığı gibi yatarak,ense yaparak hayatlarını idame ettirme gibi bir öğretileri olmadığı için çoluk-çocuk gece-gündüz demeden baş sokacak bir ev ve insani bir yaşam için çaba sarf etmişlerdir...ve zamanla muvaffak da olmuşlardır.
bu süreçte yeni bir hayat kurmak için azami dikkat edilmesi gerekmektedir harcamalara. ve gereksiz harcamalarla tüketecek zamanları yoktur.
şunu özellikle vurgulamalıyım ki tasarufları sadece bireyseldir, sevdikleri yahut temas halinde oldukları insanlara karşı elleri hakikaten geniştir.
ama derler ya hani "anlatabildiklerin kaşındakinin anlayabildiği kadardır" diye.
1 milyar liralık cep telefonu alıp da 6 ay sonra modeli eskidi deyip ikinci elciye 300 milyona satmadıkları için, asgari ücretin 450 ytl olduğu düşünüldüğünde 250 milyon liraya pantolon almadıkları için, 3 milyarlık plazma televizyon almak için 4 tane kredi kartı kullanıp icralık olmadıkları için. çocuklarına gelecek hazırlamak yerine günü gününe kazancını tüketmedikleri için pintiyse bu insanlar;
ben de yerden göğe kadar pintiyim arkadaşlarım...zira iktisatlı olmak ile müsriflik çok farklı şeylerdir, sapla samanı karıştırmamak lazım.
parkında bulunan ayı heykeli ile çocukların aklında yer eden ve eğlence mekanları bakımından dupka, fresh ve kapanmadan önce zaharno petle gibi mekanlarda içip içip hesabı ciklet parası üzerinden ödeyebileceğiniz, güzeller bakımından ise haskovo, sofya ve filibe ile yarışamasada iddaalı bulduğum,6 yaşıma kadar büyüdüğüm güzide şehir...
ahalisi için takya bölgesinde "dağlı" tabir edilirler. özellikle et yemeklerine düşkündürler. muhteşem denilebilecek ölçüde zengin mutfak kültürüne sahiptirler. *
balyancho arkadaşıma katıldıgım durumdur. cimrilik değil yoklugu anlamış insanların geldiği şahane şehirdir. bulgaristan'ın içinde küçük bir türk devletidir. türkiye'de yaşayan çoğu insandan daha türk, daha milliyetçidir. turgut özal'ın o donemlerde ırak türkleri ve bulgaristan türkleri arsında seçim yaparken çalışkanlıkları ve kültür özellikleriyle tercih edilmelerine sebeb olan şahane insanların doğdukları şahane şehirdir.
yıllarca asimile edilmeye çalışılmış olmalarından olsa gerek, belki türkiye'deki türklerden daha türk kalabilmiş sıcakkanlı insanların bolca bulunduğu bulgaristan'da bir türk şehridir. çok fazla yabancı dil bilmeden türkçe'yle rahat rahat idare edebileceğiniz ve ucuz avrupa şehirlerinden birisi olması dolayısıyla da gidilip görülesi bir yerdir.*
kırcali'nin belediye sitesinde bulgarca ve ingilizce'nin yanı sıra türkçe seçeneği de mevcuttur. ilginç bir detay belirtmek lazım. ayrıca memleketimdir, evet.
tepesinde koskocaman bir barajın olduğu şehirdir.ranilist'ten aşağı inerken ilk görüşte hep ürkütmüştür bu manzara beni.belki de çok fazla film izlemekten dolayıdır.
yoğun türk nufusu olduğundan herhangi bir türkiye vatandaşı rahat rahat insanlarla anlaşabilir.
"belite brezi" adında hem ucuz hem de lüks bir dinlenme tesisi vardır.
kızları derseniz;türk kızlarına yakındırlar fakat özellikle zihinsel olarak türk kızlarının upgrade olmuş halidirler.siz yine de kuzey bulgaristan kızlarını görün.
bir sikime benzemeyen bir bulgaristan sehridir. yollari kotudur insanlari meymenetsizdir trafikte bir tane guzel araba gormek hayal gibi bir seydir. butun avrupanin en dandik arabalari sanki bu sehirdedir. allah insani bu sehirde kalmaya zorlamasin.
Babamın doğduğu ve güzelliklerini ve şehrin merkezindeki iki katlı evlerini anlatmakla bitiremediği ve hangi muhacira sorsam " Kırcaali'den geldik" cevabı ile karşılaştığım ve sanki bütün Türk vatandaşlarının orada yaşadığı izlenimini uyandıran, zihnimdeki şirin memleket.