forrest gump filmine özenmiştir lakin bilmez ki her kır düğünü filmlerdeki gibi olmaz bunu yağmuru var çamuru var.. üstad selahattin dumanın bu konu hakkındaki görüşleri şöyle:
Gelin adayı Kır düğünü isterim.. diye tutturduysa bunun bedeli ağır olur.. Ne bileyim.. Temsil Çırağan Sarayında veya Esma Sultan Yalısında yapılacak bir düğünden daha pahalıya gelir.. Gelinlik kız milleti, hep orijinallik peşindedir..
Aileden, eğitimden ve kişiliğinden gelen sıradanlığını ömür boyu sırtında taşıyacağını bildiği veya hissettiği için hiç değilse düğününde bir farklılık yaratmaya çalışır.. Öyle bir şey olmaz tabii..
Dünyanın her tarafında Düğün olur iki kişiye.. Tasası düşer konu komşuya.. ilkesi işlediği için, Karun hazinelerini dökseniz düğüncüleri memnun edemezsiniz.. Fikir romantik.. Eğlenceli, esprili..
Kızların bilinç altında kendisini kır çiçeği gibi hissetmesine yarıyor lakin her kızın görüntüsü kır çiçeğine uymuyor ki.. Yağlı güreşte pehlivanın giydiği kispet karalığında bir kızı kırda everdin, diyelim..
O görüntüsü ile patlıcan diye bilinen nesneden başka neye benzeyecek ki.. Ahalimizin üçte biri obezite sınırında.. Bu demektir ki kır düğünü yaptığın yere onlarca şişman kadın gelecek, kendilerini mera niyetine çayıra salacak.. Yukarıda söylediğim gibi istanbulun şık bir mekânında yapılacak düğünü alacaksın, kıra taşıyacaksın..
Nakliyesinden ulaşımına.. Bin tane gerekçe ile maliyet ikiye üçe katlanır..
Orkestrası iki misli ücret ister.. Yemek şirketi iki misli ücret ister.. Herkes kırsalın farkını fiyata koyar.. Yazık değil mi oğlan tarafına..
Haaa! Diyelim ki damat adayı seni sözlüyken, nişanlıyken üzdü..
işte o zaman yaptır kır düğününü.. Hatta Polonezköy, Beykoz Çayırı , Çamlıca sırtı gibi yakın bir yer de arama..
Konya’nın Meram Tepesine çıkar.. Ne bileyim, biraz daha doğuya götürürsen Şerafettin Yaylası bile olur..
Kusurlu damat adayı da gününü görür..
gelin adayı kızın başına gelebileceklerin haddi hesabı yok..
Çıplak ayağına diken mi batar, gelinliğin içine börtü böcek mi kaçar, Straussun Bahar Valsi” müziği eşliğinde güzel güzel dans ederken çıplak ayakla inek fışkısına mı basar, orasını bilemem..
Şehir kızlarına uymayacak sürprizlerle doludur doğa..
kızların yüzde sekseninin içinde bulunduğu grupta bulunup, kendini farklı zanneden ama dediğimiz gibi yüzde seksen (küsuratlı verip de inandırıcı olacağıma tam sayı verip caydırıcı olurum) içinde olduğundan sıradan bir arkadaşımızdır.
kır düğünü, değişik... ama bana gelmez hacı, yani bizim hatun da söylüyor öyle bir şeyler de yapmam ben kırda bayırda düğün. olm zeybek oynarken dizi yere vurduğunda kim temizleyecek o çimeni? he de bakim? kocaman bi yeşillik simsiyah damatlığın dizinde... yoksa parasında falan değilim yani...
"düğünü buldun kırlısını mı istiyorsun?" azarını yiyecek kızdır. ve 35yaşında koca bulan teyzemizin her yerde dolaşan videosundan bihaberdir. kıyamet alametlerinden birisi her elli kadına bir erkeğin düşmesiymiş. sen bir başına adamı bulmuşsun bir de romantizm peşinde koşturuyorsun. efendim, avrupa krizle boğuşurken, van'da yeni evlenen genç çiftler çadır hayatı kuruyorken, komşularımız borç batağı yüzünden ülkelerini satacak hale gelmişken sen hiç somali'de yaşayanları, filistin'de yaşayanları düşünmeden masrafa israfa kaçıyorsun. bu edebiyatı evlenmeyi düşünen damat adayları bir yere not düşsünler. işe yarayacağını umuyorum noktasına virgülüne dokunmadan arada ton yükselterek konuşun gelin adayıyla. hadi gazanız mübarek olsun. ha kızlar da yanlış anlamasın beni ben de kır düğünü meraklısıyım. insanın hayatında bir kere olan bir şey sonuçta *
+ ben kır düğününde evlenmek istiyorum necati.
- necati kim?
> necati benim, buyrun?
- ya necati burada şöyle güzel bir iskender nerede yiyebiliriz?
> şimdi hocacaminin orada ışıkları biliyosun
- evet.
> hah. ışıklardan akıyorsun abi aşağı doğru sağ tarafta göreceksin zaten büyük kocaman bir tabela var. (hepte büyük olur zaten amk)