Kınalıada, istanbul Adaları içinde en küçüklerinden biridir. 1500X1100 kilometre büyüklüğündedir. Kınalıada ismini, üzeri makilerle kaplı olduğu dönemlerde uzaktan kızıla çalan bir görünüme bürünmesi nedeniyle almıştır. Çınar Tepesi, Teşvikiye Tepesi ve Manastır Tepesi olmak üzere üç tepesi vardır.
Kınalıada'da, çok kayalık olması nedeniyle, ağaçlık bulunmamaktadır. Bizans döneminde, surların yapımı için buradaki kayalıklardan taş getirildiği bilinmektedir. Adadan çıkartılan taşlar nedeniyle arazi bozulmuştur. Adada en çok dikkat çeken özellik, Çınar Tepesi'ndeki büyük radyo ve televizyon antenleridir.
Ada, geçmişte suyu ve elektriği de olmadığı için diğer adalardan çok daha sakindir. Ada'ya elktirk 1946 yılında gelmiştir. Önceleri tankerlerle, taşıma suyla idare eden Kınalıada, susuzluktan da 1981 yılında kurtulabilmiştir. Adanın ilk sakinleri Ermenilerdir. Esasen, Osmanlı döneminde Ermenilerin meskun olduğu bir ada olarak bilinmektedir. 1846'da, Adalar'a vapur işlemeye başladıktan sonra Rumlardan ve Türklerden de adaya yerleşenler olmuştur.
Kınalıada'nın nüfusu uzun yıllar bir kaç yüzü geçmemiştir. Daha sonra yeni yerleşimlerle kış nüfusu 2000'e yükselmiştir. Yaz nüfusu 20-30 bin civarındadır
Kınalıada'da bugün bir kaç kilise, bir manastır, bir de cami bulunmaktadır. 1071 yılında Selçuklu Sultanı Alparslan'a yenilen, Alparslan tarafından dostça karşılanan ve memleketine iade edilen Romen Diyojen, Bizans'ta işkence görmüş, gözlerine mil çekilerek Kınalıada'daki Hristos Manastırı'na sürülmüş, buraya gömülmüştür. Mezarının bugünkü yetimhanenin yanında bulunduğu söylenmektedir.
PRENS adaları içinde, en huzurlu ve dindin ortamı sunan, istanbul'un güzel yüzlerinden biridir. özellikle yaz ve sıcaklar henüz bastırmamış, apaçiler adayı esir almamışken, mümkünse hırkanızı-kazağınızı giyip serin bir havada gezilesi, tadı çıkarılası adadır.
türkiyede azınlıkların "azınlık" olmadığı tek yer. bir çok farklı milletten "türkiyeli"nin kardeşçe yaşadığı, örnek alınması gereken bir mozaik oluşturduğu ufacık ada. kısa süreli tatiller için idealdir ancak koca bir yaz tatilini burada geçirmek insanı yorar, hep aynı insanlarla aynı işler yapıldığı için bir süre sonra ada kocaman bir bbg evine döner.
an itibariyle dumanlar yükselmektedir. umarım düşündüğümüz gibi değildir lakin tüm sahil şeridinden çok net görülmektedir bu kara dumanlar ve insanları endişeye sevketmedir.
sonbaharda kınalı adanın keyfi bambaşkadır. çok sakindir. hatta bazı zamanlarda bom boş da denebilir. o zaman kendinizi adanın sahibi bile sanabiliyorsunuz.
yazın ilk ada olmasının da etkisiyle aşırı derece kalabalıktır. bundan dolayı yazın hiç gitmediğim gibi, sonbaharda sık gitmeye çalışırım.