hülya koçyiğit ailesini kaybeden dilsiz bi kızı,
teyzesi rolündeki aliye rona ise asabi bi manyağı canlandırır.
evin oğlu* bir gün sarhoşken dilsiz kızımızla birlikte olur..ve olaylar gelişir..
"sana pul koleksiyonumu göstereyim!?" cümlesiyle ba$layan ve sonucunda hülya koçyiğit'in lalliğine dek varan tra-jedi'k bir öykü..
yufka yürekli bahçıvan avni dilligil sayesinde hayata yeniden bağlanan kınalı yapıncak, o'na zamanında çok çektiren acımasız kadın aliye rona ve esrik oğlu engin çağlar'a kinlidir. öcünü almak için elinden geleni yapar ve onlara hayatlarının cezasını verir. onları açlığın, fakirliğin, yokluğun, yoksulluğun gaddar avuçlarına atar.. o artık engin koçvari bir davranı$ paternini özümsemi$tir, insanlara güvenmiyordur, ona tecavüz edilmi$tir, gururuyla oynanmı$tır vs..
hulusi kentmen'in de rol aldığı bu başyapıt, eskiden heidi'den sonra arı maya'dan önce verilirdi. ne günlerdi be...
(bkz: kuzuciğim)
--spoiler--
bildiğin zengin oğlan-fakir kız hikayesine biraz daha acıklı yan doldurulmuş hali.. bu kez fakir kız sağır ve de dilsiz.. ve de elim bir olay neticesinde tecavüze uğrar bu genç kız.. dilsiz yavrum, konuşup derdini de anlatamaz..
derkeeeen.. kendini uçurumdan aşağı bırakır.. [olay ivme kazanır tam bu noktada] ve o da ne?! kınalı yapıncak hem doğum yapar sağsalim hem de konuşur vaziyete gelir, dili çözülür..
--spoiler--
türk filmlerinde mantık aranmazdı ama değil mi?
suç bende..
suzan avcı'nın hülya koçyiğit'e türlü kötülükler yaptığı film. br de şuh gülüşleri vardır suzan avcı' nın. kötülükleri yapıp yapıp arkası dönük ama yüzü kameraya dönük;
-ah hah hah hahaha haha haaaah diye kahkaha atar ve hülya koçyiğit o sırada üzüntüden ellerini yiyordur.
izlerken bir yandan gülme krizine girdiğim , gülerken kendime kızdığım bir yandan da paranın gözü kör olsun diyip kapitalizme naaleet ettiğim hulya kocyigit filmi.
şov tivinin favori türk filmlerinden biridir ayrıca bu , ayda bir yayınlar neredeyse.
69 mayısında çekilmiş olması yok artık dedirtmiyor değil..o kuşağa böyle film kel başa şimşir tarak.
duygu sömürüsünün tavan yaptığı filmdir. ulan başka işiniz yok mu diye sordurur insana... hele kızın saçlarının kesildiği bir sahne vardır ki anıra anıra ağlar izleyici.
reşat nuri güntekin'in, dudaktan kalbe isimli romanından edindiğim bilgiye göre bir üzüm çeşididir. filme gelince ah o film çocukluğumun katilidir. pek bir ağlatmışlığı vardır vakti zamanında. yaş ilerleyince güldürüyor tabi.
Hülya Koçyiğit filmi. Dilsiz bir kızı oynuyordu saçlarıda kısacıktı. . besleme olan kınalı yapıncağın aşık oldugu adam evin beyiydi. bey amca zavallımı 'naber askerlık arkadasım' diye ensesine şaplatarak sevip duruyordu ama Hülya aşıktı bu adama...
Sonunda Hülya evrim geçirip,saç uzatıp,dilinide iki gun ıcınde düzelttirip adamıda kendıne aşık etti..
herkese renkli günler
Hülya Koçyiğit o zamanlar yeni yeni ünleniyordu. 1968 yapımı bir Yeşilçam klasiği. Az bilinir. Fazla bahsedilmez halk arasında. Aynı kızıl vazo filmi gibi.