eski mhp'li miraç demirbaş kitap çıkarmış.
oradan alıntılar.
--- alıntı ----
Türkiye siyaset dünyasındaki kalite düşüşü Türkiyeyi büyük bir kaosun eşiğine getirmiştir. Siyasette vatana hizmet ile vatana ihaneti ayırd etme zorluğu yaşanmaktadır. Türkiye atanmış meclislerle yönetilmektedir. Meclis yürütme organının emrindedir. Meclis gündemini hükümet tayin etmektedir.
Yukarıdaki satırlar, sıradan gelebilir ancak biraz düşününce ne anlama geldiğini ve ne denli büyük bir tehlike olduğu anlaşılacaktır.
isterseniz dönün yeniden okuyun.
Yazar Miraç Demirbaş, Türk siyası hayatındaki tüm partilerin yönetimlerinin işte bu nedenle toptan değişmeleri gerektiğini ileri sürüyor.
Yazarın Bu iğrenç ve Hain insan Tipi Nasıl Ortaya Çıkmıştır? başlığı altındaki saptama ve önerileri şöyle:
Son yıllarda rezil, hain ve sefil bir insan çeşidi siyaset ve bürokraside ortaya çıkmıştır. Her nedense bu tiplerin hepsi de AKP iktidarının en ateşli savunucularıdır.
Bu insan tipinin MNP-MSP-RP-AKPnin arka bahçelerinde yetişmiş zehirli otlar olduğunu bilmeyen mi vardır?
Bu tarz siyasetin önünü açan ve AP-DYP-ANAP ile MHP-CHP-DSPnin teşkil ettiği siyaset kurumlarının büyük vebali vardır. ( )
Miraç Demirbaş ilk iş olarak siyaset dünyası yeniden kurulmalıdır, diye yazıyor.
AKP iktidarının yabancı alemin sınırsız yardımlarıyla dejenere ederek kuyruğuna bağladığı muhalefet partilerini liderlerinden kurtarmak için hiç vakit kaybetmeden CHPyi CHPli olmayan, MHPyi MHPli olmayan liderlerden kurtarmak için iki parti liderinin altını boşaltabilecek iki yeni oluşum teşekkül ettirilmeli; siyasetin bozulan çatısı onarılmalıdır.
Miraç Demirbaşın önerileri ise malumun ilanı ama yürekleri hoplatacak cinsten:
Metin Feyzioğlu ya da Ümit Kocasakal liderliğinde kurulacak bir yeni oluşum CHP camiasını ayağa kaldırabilir. Engin Alan gibi doğru bir adam da MHP camiasını ayağa kaldırabilir.
Böyle bir yeniden yapılanma Türkiyenin ikinci kurtuluşu olacaktır.
bekir coşkun 2 kasım 2013 tarihli yazısında (yazı aşağıda) chp yi eleştirmiş ancak zannediyorum ki aynı eleştiriler mhp için de yapılabilir.
bugün geldiğimiz noktadan memnun olmadıklarını bas bas bağıran bu ikili akp her sıkıştığında destek vermekten geri kalmadılar.
bu yazıda katılmadığım husus türbanlı milletvekillerinin meclis'e girmesi.
başörtüsü "öcü" değil artık bu korkuyu yenmek lazım!
onun haricinde iktidarın yaptığı manipülasyonlara, gündem değiştirme çalışmalarına, kamuoyu oluşturma çabalarına muhalefetin genel olarak biçare kaldığı, çoğu zaman sesini çıkarmadığı, çıkarsa da bu sesin yeterince gür olmadığı hepimizin malumu.
bizim muhalefetin; akp sonrasında abd'nin iktidarı altın tepside kendilerine sunmasını bekleyen "uslu çocuklar"dan bir farkları yok.
diren istanbul ve diren taksim ile başlayan şiar diren türkiye olarak devam etmektedir.
şu an direnmeyen bir kaç il sosyal medyadan takip ettiğimiz kadar bilebiliyoruz.
meselenin bir kaç ağaç ve bir avm yada cami olduğunu anlayamayan mevcut yönetim,
tüm insanlara gaz bombası ata ata mı sindirecek bu olayları ve yapmak istediklerini bu şekilde mi
kabullendirecek.?
işte faşizm bu zaten. kendi isteğini zorla ve dikte etmek! yapanları vardı geçmişte bilen bilir bilmeyenler için
ise dünya tarihine damgasını vurmuş diktatörler ve talihsiz ülkeler;
sözlük anlamıyla diktatör; bütün siyasî yetkileri kendinde toplamış bulunan kimse ve zorba olarak tanımlanmaktadır.
adolf hitler, 1889–1945 yıllarında almanya.
kurban sayısı 60 milyon. partililer ve yandaşları kendilerini kısaca nazi olarak tanımlıyorlardı.
alman ırkının üstünlüğünü kanıtlamaya çalışırken dünyadaki en büyük katliamları gerçekleştiren hitler’in lakabı führer yani lider’di.
josef stalin, 1879–1945 yıllarında rusya.
kurban sayısı 20 milyon. orta ve doğu avrupa’da komünist rejimler kurdurdu.
daha sonra bu ülkelerin dünyadan izole edilmesi churchill tarafından "demir perde" diye anılmıştı. lakabı olan 'stalin' rusça da çelik anlamına gelir.
kim-il sung, 1912–1994 yıllarında kuzey kore.
1948 yılından öldüğü 1994 yılına kadar devlet başkanlığına devam ettirmiştir.
yerine oğlu kim jong-il geçmiştir. 3 milyon insanın katili olan kim-il sung’ın lakabı yüce lider’di.
saddam hüseyin, 1937–2006 yılları arasında ırak.
2003 yılında amerika’nın ırak’a müdahalesi sonunda diktatörlüğüne son verildi.
30 aralık 2006 da asılarak öldürüldü.2 milyon insanın ölümünden sorumlu olan saddam hüseyin’in lakabı büyük amca idi.
francisca franco, 1892–1975 yılları arasında ispanya’nın faşist bir yönetiminin liderlerindendir.
faşist yönetiminin bilânçosu 1–2 milyon ölümdü. ispanyolların faşist liderlerin yakıştırdığı lakap el caudillo yani lider’di.
pol pot, 1925–1998 yılları arasında kamboçya’da bütün insanların cinsiyet ve yaşlarını gözetmeksizin pirinç tarlalarına süren pot, komünizm karşıtlığı ile de tanınmaktadır.
3 milyon kamboçyalının ölümden tek başına sorumlu olmağını son röportajında açıklayan pot,1998 yılında kalp krizi geçirerek öldü. lakabı bir nolu kardeş olan pot’a dünyada yakıştırılan lakap ise bir nolu düşman kardeş idi.
benito mussolini, 1883–1945 yıllarında italya’da faşizmin en büyük uygulamacısıdır.
faşist partiler dışında bütün partileri kapatmıştır. il duce yani lider olarak anılan mussolini 400 bin insanın ölümünden sorumlu kişidir.
idi amin, 1923–2003 yılları arasında uganda da 300 bin insanın ölümünden sorumludur.
90lı yıllarda ülkesindeki asyalıların özellikle hintlilerin ülkeyi terk etmesini sağlamıştır.
slobodan miloseviç, bosna’da katliamlar gerçekleştiren, 250 bin insanın ölümünün sorumlusu olan miloseviç’in lakabı balkan kasabı’dır.
ayetullah humeyni-iran- ayetullah humeyni ( 17 mayıs, 1900 - 3 haziran, 1989), iran’da şah rejiminin devrilmesini sağlayan şiî lider.
iran islam devrimi'nin ruhani önderidir.
1964'de ülkesinden sürüldü. kısa süre ırak ve türkiye'de kaldıktan sonra geçtiği fransa'da 1 şubat 1979'a kadar ikamet etti. 11 şubat'ta şah yönetimini deviren ayaklanmaları yönetti.
fulgencio batista- küba'nın 1933 - 1940 arası gayri resmi (pratikteki) askeri lideri. 1940 - 1944 arası küba'nın resmi başkanı. 8 yıl sonra, 1952'de, geri döndü ve gerçekleştirdiği askeri darbeyle başa geldi. ancak 1959'da fidel castro önderliğindeki küba devrimi'yle devrildi ve ülkeden kaçtı. 1973'te ispanya'da öldü.
anostocio garcia somoza-nikaragua - 1967 - 1972 ve 1974- 1979 arasında nikaragua devlet başkanı. 1936'dan 1979'a kadar ülkeyi yöneten somoza ailesi'nden başkanlık yapan son kişidir.
baskıcı yönetiminin yol açtığı şiddetli ayaklanmaların, fsln'nin sürdürdüğü bir iç savaşa dönüşmesi ve yaygınlaşan insan hakları ihlallerine ilişkin ülke dışında yayılan iddialar nedeniyle abd yönetiminin somoza rejimine yaptığı yardımı kesmesi, 1979'da istifasına yol açtı. abd'ye girişi kabul edilmeyen anastasio somoza, paraguay'da sürgün yaşamına başladı. 1980'de devrimci halk ordusu (erp) adlı arjantinli bir sol örgütün üyeleri tarafından öldürüldü.
auguste ugarte pinochet- şilili bir general ve politikacı. salvador allende hükümetine karşı yapılan askeri darbeden sonra, 11 eylül 1973'den 11 mart 1990'a kadar şili'yi dikta rejimi ile yönetmiştir. 10 aralık 2006'da 91 yaşında kalp krizi geçirerek ölmüştür.
türkiye için ise son bir haftadır açık ve net olarak "dikta" ifadesini kullanmasa da yaptıkları ile "dikta" eden bir başbakanın tehlikeli oyunları bulunmaktadır.
hayal kırıklığısınız!
biriniz eylemlerin içinde yokuz diye açıklama yapar. sanki eylemler kötü bir şeymiş gibi. sanki haksızlğın karşısında durmak ayıpmış gibi.
diğeri haklı hareketi bile siyasi ranta çevirmeye uğraşır. kadıköy de miting yapacağım deyip bundan çark edene kadar. halkın coplanırken, gazlanırken, tazyikli suya maruz kalırken, sabaha karşı oprasyon yapılırken, türk bayrağı taşıyanlar tartaklanırken yanlarında olsaydın onurlu bir duruş sergileseydin halk seninle olurdu.
ikinizde bu partilerinize oy verenlerin sevgisini/tevecühünü hak etmiyorsunuz!
muhalefette olan 2 büyük partinin tabanlarının kanaati.
akp yi vatana ihanetle suçlamanıza rağmen
- akp ne zaman tökezlese omuz verdiniz!
- elinize ne zaman muhalefet yapma şansı geçse 3 maymunu oynadınız! sesiniz anca kendi duyacağınız kadar çıktı!
- akp ne zaman gündem değiştirmeye çalışsa balıklama atladınız!
- akp bardağın dolu tarafını gösterdiğinde siz boş tarafını gösteremediniz!
taksim gezi parkından önce de ağaçlar kesildi. 3. köprü ile de binlercesi kesilecek. iktidara yakın kişiler bundan önce de rant sağladı bundan sonra da sağlayacak ama çocukluğumdan beri ilk defa halka bu kadar gına geldiğini görüyorum. ilk defa toplumun her kesiminden insan iktidara karşı ortak bir direnç gösteriyor buna karşın siz meydanda yoksunuz!
sırrı süreyya kadar bile olamadınız!
birkaç saatlik boy gösterme ile olmuyor bu işler. muhalefet ateşini yakacağınız kıvılcım taksim gezi parkında.
* siz oraya giderseniz oradaki insanların direnci artar!
* siz oraya giderseniz oradaki polis keyfi zalimlikler yapamaz!
* siz oraya giderseniz satılmış medya kafasını gömdüğü kumdan kafasını çıkarmak zorunda kalır!
* siz oraya giderseniz sadece laf değil icraat adamı olduğunuzu gösterirsiniz!
* siz oraya gidereniz halkın sesine kulak verdiğinizi, iktidara aday olduğunuzu, tek derdinizin muhalefetteki koltuğunuzu korumak olmadığını gösterirsiniz!
* siz oraya giderseniz iktidarı sallama fırsatını ilk defa kaçırmamış olursunuz!
* siz oraya giderseniz "ülkeyi bölüyor" diye eleştirdiğiniz akp ye ülkeyi böldürtmeyeceğinizi göstermiş olursunuz!
* siz oraya giderseniz sizden umudu kesenlere "umut" olduğunuzu göstermiş olursunuz!
* siz oraya giderseniz "pasif / basiretetsiz" eleştirilerine en güzel yanıtı vermiş olursunuz!
* siz oraya giderseniz ülkenin selameti için chp-mhp birlikteliği yapabileceğinizi göstermiş olursunuz!
* siz oraya giderseniz karakterinizi göstermiş olursunuz!
abd den bu kadar mı korkuyorsunuz?
halkınız zulme uğrarken geceleri rahat uyuyabiliyor musunuz?
