belediye otobüsünün arkasında devlet kurtaran emekli amcanın , '' kılıçdaroğlu ülkeyi resmen bölecek millet ayakta uyuyor hala! '' diye yorum yaptığı hadisedir.
özerklikten kastı yerel yönetimlerin güçlendirilmesi anlamına gelen subsidarite prensibi olsa gerek, bunun gerekliliği genel olarak mhp dışında tüm partilerce ve akademisyenlerce sürekli vurgulanmaktadır. bu ayrı bir eyalet anlamına gelmez. sadece çoğu meselelerin halka daha yakın olan ve bölge halkı tarafından seçilen yöneticilerce halledilmesi anlamına gelir.
ayrıca kılıçdaroğlunu savunacağım aklıma bile gelmezdi...
burası türkiye, burada bazı konularda hassasiyet en uç noktalarda yaşanıyor. sen de kalkmış halkın en hassas olduğu konuları seçim malzemesi olarak kullanıyorsun. ab nin yerel yönetim zırvası türkiye'de tutmaz. neden tutmaz ? çünkü özerklik vermeyi düşündüğün bölge, siyasilerin ağzından çıkan kelimeleri belki de hayatlarında ilk defa duyuyor. dolayısıyla da nereye çekersen oraya gidiyor. özellikle ırkı ile ilgili yapılan demagoji, maalesef bazı insanlar üzerinde şiddetle etkisini gösteriyor. yok kılıçdaroğlu yok, zaten biliniyordu senin halk için sağlıklı kararlar alamayacağın ve birileri tarafından ''çık şunu söyle çık bunu söyle'' denildiği ama bu defa cılkını çıkarttın. hakkari mitinginde de oldukça bdp li gördük, hayırlı olsun. yakında birlikteliğinizi kutlamak için bir resepsiyon düzenlersiniz.
KE-MAL dır ne yapsa yeridir, siyasetçi olmasına karşın öyle bir durumda Türkiye de iç savaş çıkacağını kestiremeyen aptal ve psikopat bir politikacının oy almak ve peşkeş çekmek ümidiyle yaptığı açıklamadır.
eğer gerçekten sözlerinde samimi olursa chp kürtlerin ciddi bir desteğini alabilir ama somut öneriler yapmalı sözde kalmamalı bu iş.biraz daha geniş düşünelim arkadaşlar (bkz: katalunya)
türlü aramalar yapmama rağmen, tüm araştırmalarıma rağmen rastlayamadığım vaattir. bu akp beyinliler nerelerinden uyduruyor böyle şeyleri?
delinin birinin kuyuya taş atması hesabı...
türkiye de kalıcı barışın sağlanması için kılıçdaoğlu nun yapmış olduğu en iyi atılım ve atmış olduğu en iyi adım.kendisi dün ki hakkari mitingindeki çıkışlarıyla asil dersimlilerden olduğunu ispatlamıştır.Türkiye demokrasisi adına olumlu savaş lobileri adına olumsuz bir tablo.ha bir de sözlükteki savaşçıl ruhlu faşistler için de olumsuz ve demorilize edici bir beyan olabilir kılıçdaoğlu nun bu barış kokan ifadeleri.
hayatında hiç chp'ye oy vermemiş adamları germiştir nedense. vermeyin arkadaşım. silah dayayan yok kafanıza. kime istiyorsanız ona verin ya da sandığa gitmeyin. paşa gönlünüz bilir.
hakkarili seçmenler bunu özerklik olarak yorumluyor, koca koca ajanslar bunun özerklik kapısına çıktığını bir sürü haber kanalına ve gazeteye geçiyor ve binlerce insan özerkliğin ilk adımının yerel yönetimlerin kendi bütçelerini hazırlaması olarak algılıyorken bir takım zerzavatçının hala ''sarı patateees'' diye bağırması gerçekten inanılmaz bir olaydır.
adamın ''free kurdistan'' demesini mi bekliyorsunuz inanmak için?
hayatında bir kere bile diyarbakır'a, şırnak'a, mardin'e, hakkari'ye, batman'a gitmemiş tuzu kuru internet bebelerine dert olmuş. ulan istanbul, ankara, izmir'de oturduğunuz yerden ahkam kesmeyin. milliyetçi damarınızı s*ktirtmeyin. velev ki kürtlere özerklik verildi. ee? seni tasalandıran ne? yarın kalkıp hakkari'ye gidecektin de engel mi oldu bu özerklik?
bölünmezlik de bölünmezlik... bana faydası olmayan bölünmezliğin a*ına koyayım ben.
--spoiler--
konuşmasında yerel yönetimlere özerklik konusuna değinen kılıçdaroğlu: 'evrensel kurallar dedik. yine evrensel kurallar diyoruz. yerel yönetimleri, avrupa'da kabul edilen yerel yönetimlerözerklik şartını aynen kabul edeceğiz. böylece yerel yönetimlerin güçlenmesi, halka daha sağlıklı hizmet vermesi, sağlıklı gelirlere kavuşması belediye başkanlarının ankara'ya gidip para dilenmemesi gibi...bütün onları savunacağız.''dedi.
--spoiler--
Mhp'deki kaset patlamasından sonra şöyle bir teori okumuştum : Bazı odaklar, mhp deki güvercin kesimi bertaraf edip yerine şahin kesimi getirerek uzun vadede bir türk kürt çatışması planlıyorlar, böylece demokratik açılımı baltalayarak bir kaos ortamı yaratıp bundan siyasi rant elde etme peşindeler.
Acaba yine bazı odaklar kılıçdaroğlu üzerinden benzer bir oyunu mu sahneye koydular. Şimdi chp gibi bir partinin özerklik kavramını dillendirmesi, aslında vaadedilenin ne olduğu iyice anlaşılmadan, farklı yorumlanıp bir kaos ortamının doğmasına sebep olur mu?
Bu ve benzeri durumlardan kimler ne şekilde fayda sağlayacaklar? Bunun iyi analiz edilmesi gerekir.
Gerek iktidar gerekse muhalefet partileri sürekli birileri tarafından bir yerlere yönlendiriliyorlar ama ne yaptıklarını kendileri de bilmiyorlar.
"yeni cumhuriyet halk partisi"'nin geldiği noktayı göstermesi bakımından önemli bir olay. bir zihniyet değişimi yaşandığı açık. ancak bu zihniyet değişimi böyle keskin vaatlerle ortaya konulunca ters teper diye düşünüyorum. kılıçdaroğlu kaz gelecek yerden tavuğu esirgemiyor ama eldeki bulgurdan da olacak gibi. bdp'nin ve pkk'nın kılıçdaroğlu'na verdiği açık destek ulusalcı oyları kaybettirecek.
ab yasasından bahsettiği söyleniyor, eee sormazlarmı kardeşim gidip neden hakkaride bahsediyorsun bundan diye. sonra da cevap verecekler göt olurlar tabi. siz, ben sordum zannedin cehapeliler.
ak parti tek başına iktidar olamazsa büyük ihtimalle mhp-chp koalisyonu olacaktı. fakat kılıçtaroğlu'nun bu vaadi mhp-chp koalisyonunu imkansızlaştırır.
chp'nin diğer bir koalisyon amacı ise akp-chp olmazsa (sanırım olmaz) , bdp-dsp-chp koalisyonudur. milliyetçi chp'lilerin oyunu dsp alır, chp'nin bir oy potansiyeli zaten var. aynı şey bdp içinde geçerli olduğuna göre bu vaadler yukarıda yazmış olduğum iktidar ortaklığını güçlendirir.
2'nci sınıf bir saptırmadır.
kılıçdaroğlu, yerel yönetimlere özerklikten söz etmiştir.
hakkari belediyesi de, batman, izmir, artvin belediyesi de yerel yönetimdir. özerklik, yerel yönetimlere vaad edilmiştir, belli bir etnik gruba değil dangalak.
Kılıçtaroğlu' nun abd ve vatikana ''ben sizin bu ülkeyi bölme ve bop projelerinizi akp den daha iyi yaparım beni destekleyin'' anlamında mesaj gönderdiği vahim vaaddir.
