Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
T.C Anayasası madde: 60
Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri
alır ve teşkilatı kurar.
Sosyal devlet olgusu; 1929 yılında yaşanan Dünya ekonomik buhranının ardından kapanan binlerce işyeri, açlıkla boğuşan onlarca devletten sonra liberal düşüncenin(ekonominin kendi kendini yönetebileceği, devletin güvenlik ve bekçilik dışında insan hayatının seyrinden çıkması gerektiği olarak özetlenebilir) söylemlerinin ve savlarının hayalden öte olmadığı görülmesiyle anayasalarda kendine yer bulmuştur.
Gelişmiş ülkelerde sosyal devlet olmanın gereklilikleri yeterince yerine getirilmektedir. Örneğin ABD'de sosyal refah harcamaları 1965' de toplam devlet harcamalarının % 42.4 ünü, 1970' de % 47.9 unu ve 1972'de %52.9 unu teşkil etmiştir.
ingiltere'de 2. Dünya savaşından sonra hızla artan bu rakam 1971 yılında toplam devlet harcamalarının % 24 ü olarak gerçekleşmiştir.
Keza Federal Almanyada da durum farklı değildir.
Bu ve bunlar gibi gelişmiş ülkeler sosyal devlet olmanın gerekliliklerini yerine getirmek için bizden yıllar yıllar önce gerekenleri yapmışlar, devlet harcamalarının önemli bir bölümünü toplumsal refahın arttırılması için gerçekleştirmişlerdir.
Ayrıca 1971 yılında TBMM tarafından Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 102 sayılı sözleşmesinde belirtilen sosyal güvenliğin asgari normlarının Türkiyede uygulanacağına dair yasa çıkarılmıştır. Söz konusu sözleşmede dokuz çeşit sosyal güvenlik unsuru belirtilmiştir, bunlardan sekizi şu anda ülkemizde uygulanmakta, yalnızca sözleşmedede yer alan aile sigortası uygulanmamaktadır.
Özetle, Kemal Kılıçdaroğlunun vaat ettiği aile sigortası zaten millet meclisi tarafından 1971 yılında yasalaşmıştır ve değişen dünja şartları neticesinde gelişmiş ülkeler bizden yıllar önce bu sosyal güvenceyi yürürlüğe koymuştur denilebilir.
Bu durumda Kemal Kılıçdaroğlu yeni bir vaatte bulunmuyor, olmayan bir şeyi icat etmiyor, kaba etinden bir sorunsala çözüm üretmiyor kanaatimce. Uygulamasında gecikilmiş bir sosyal devlet gerçeğini gündeme taşıyor.
vaadedilen proje tutarlıdır, değildir ayrıca tartışılır ancak anlamadan, bilmeden atıp tutmak ayıptır. şimdi sözlüğün süper ekonomistleri, sosyologları kalkmışlar diyorlarki "insanları tembelliğe mi alıştıracaksınız?" yav arkadaş adam diyorki; 600 tl maaşı falan aileye bağladık, sonra devletin filanca kurumuna işçi alınması gerekti, önce yardım yapılan bu ailelerden işçi alınacak. böylece ne olacak? yardım alınan aile düzenli bir gelire kavuştuğu için yardım verilmesi son bulacak. uzun vadede yardıma ihtiyaç duyan bu aileler düzenli gelire kavuşturulduğu için yardım için ayrılması gereken kaynak giderek azalacak. durum bundan ibarettir.
yazıya nereden başlayacağımı bilemedim.Yoksul olan herkese 600 tl vererek eline ne geçecek. insanları tembelliğe hazırcılığa alıştırmaktan başka bir şey değil.Ay sonunu zar zor getiren aileden alıp yoksula vermekten başka bir şey değil.
Yani dese ki, devletin başına geldiğimde şu şu sektörlerde ek istihdamlar yaratacağım, daha üretken bir türkiye vaadediyorum, şu kadar yılda işsizlik %5-6'ya düşecek; tamam derim, sözünü tutar mı tutmaz mı bilnmez ama en azından mantıklı konuşuyor derim.
Şimdi yaptığı ise cem uzan gibi konuşmak. Çocuk kandırır gibi, bana oy verirsen ben de sana para veririrm...
bildiğin kemal Kılıçdaroğlu..Chp nin seçim stratejisi duygusallık üzerine kurulu..reklamlarına bakın kemal nasıl buğulu konuşuyor..Hiç bir heyecan sezinlediniz mi? yok.
bu kaynak çılgın projelere harcamak için ayrılan kaynak ile aynı sanırım. Halkçı kemal'e o parayı nereden bulacağını soruyorsun da, çılgın projeyi yapacağın ekonomik kaynağı nereden bulduğunu neden bize söylemiyorsun tayyip efendi ?!
14 yardım kuruluşundan dağıtılan paradan söz etmektedir . mantıklı düşününce 14 yardım kuruluşu zaten yardım etmektedir her kuruluştan parayı siz toplayıp dağıtınca ne manası vardır .
bu ülkede 10.000.000 kişi açlık sınırındaysa bu ülke bitmiştir ki suçlusu akp olur derhal gitmelidir ya da sayı daha azdır bunun için kaynak daha kolaydır. türkiye'de ortalama aile nüfusu 3 değil 5'tir götten atmayalım.
başbakanlık örtülü ödeneği 2010 yılı için 390.000.000 tl'dir.
90.000.000 tl'yi yine ödenekte bırak, ama 300.000.000 tl'yi dendiği gibi hiç geliri olmayan ailelere ver.(hiç,asgari ücretli falandan önce hiç)
300.000.000 / (600 * 12) =41.666 aileye bu para verilebilir.
bakınız cumhurbaşkanlığı örtülü ödeneğine daha dokunmadım ama 42.000 geliri olmayan aile 600 tl yardım aldı. başka sorusu olan?
pkk'ya kimin destek verdiğini unutmamak ve şaşırmamak için;
(bkz: habur)
sadece klavye delikanlılığı yapabilen yazarların ahkam kestiği başlık. hepsi ekonomist, hepsi muhasebeci. yahu, sadece abidik gubidik çılgın projelere vereceği parayı ayırsa, yine yapabileceği şey. sen hala götünden ne sallıyorsun. adam gelirse o parayı verir. ülkenin durumu mevcut. malum akp tarafından satılan kamu alanları ve dış borçlar sayesinde hazinede para var. akp ye sorsan diyecek hemen, hazineye parayı doldurduk. yahu, dış borçlarla sattığın yerlerle doldurdunda ne penisime yaradı ? kılıçdaroğlu bunu yapabilir, ne kadar doğru, ne kadar yanlış orası tartışılır ama gerçek şu ki bunu yapabilir.
seçim döneminde nokta atışı yaparak kendisini besleyen partiye oy verip neticesinde sosyal yardımlaşma fonundan yakacak maddesi, gıda yardımı, belli dönemlerde maddi yardım hatta bazı bölgelerde beyaz eşya vs. alan tedavi masrafları yeşil kart tarafından karşılanan bunların üstüne hambal pazarında akşama kadar çay içip "parlıament" marka sigarısını püfür püfür tüttürürken sizden 2 saatlik amele işi için 70 lira isteyen üstelik 50 lira olmazmı dediğinizde yok ağbi 70 den aşşağı ölsem gitmem diyen sözde "fakir" insana verilecekse kesinlikle karşı olduğum seçim yatırımıdır.
sadaka değil iş imkanı vaatlerinde bulunulsa çok daha iyi olacak. zira çeşme suyuyla deniz oluşturamazsınız. eğer ki böyle dağıtılabilecek bir para var, üzerine 200 lira daha eklenip iş imkanı sağlanır ve asgari ücretle insanlar rahatlar. hem bu sayede bu para havaya gitmez ve karşılığı bulunur.
