diğer siyasilerce örnek alınması gereken davranıştır. sözlüklerin, gençlerin sesini takip ediyor ve diğerlerine nazaran özenle ve saygıyla cevap veriyor. günümüz türkiyesinde yaşamıyor gibi hissedilmesini sağlayan hadisedir. *
her zaman belgelerle konuşan bu zat-ı muhteremin bu kez yüzeysel bir biçimde, ilkokul çocukları gibi kendini savunmaya kalkması şüphe toplayıcı.
neden sürekli bu konu gündeme geliyor. ssk'da ve maliye bakanlığında bulunduğu zamanlar ortaya çıkan yolsuzluklar birer tesadüf olmamalı.
ha bir de görüyoruz ki bu dönemlerde yolsuzluk yaptığına dair dengir mir'in ortaya çıkardığı belgelere belgelerle cevap veremiyor. demek var bi tufa bu işte.
zaten kemal kılıçdaroğlu asla bana samimi gelmemiştir. samimi olduğunu düşünen insanları da bir türlü anlayamamışımdır.
zira kendisi çok iyi ezbercidir. bir şeyler ezberler bi iki tane kıytırık dosya alır eline ve konuşmaya başlar.
istanbul büyükşehir belediye başkan adayı olup, beklenenden yüksek oy alması da beni çok şaşırtmıştı ayrıca.
kemal kılıçdaroğlu ile ilgisini bilemem. ancak o dönemlerde hayali ihracat vakaları ortaya çıkmıştı, şile bezi diyerek parça kumaşları balyalayıp tırlarla gönderen bir çok hayali ihracatçı türemiş ve bunlardan bazıları yakalanıp televizyonlarda yayınlanmıştı. özal döneminde yöneticilik yapıp da siyasete atılmışsa o adamlardan korkacaksın. o dönemlerde yolunu bir şekilde bulmayana aptal gözüyle bakıldığı bir dönemdi. devleti soyarak ticaretin canlanması bir yöntem olarak belirlenmişti. sonra bunu resmileştirip özelleştirme adını verdiler.
(bkz: benim memurum işini bilir)
kemal kılıçdaroğlu'nun ekşi sözlüğü muhattap alıp uzun uzadıyla cevap vermesi büyük bir talihsizlik. sözlük milliyetçiliği değil, sözlükler için genel olarak söylediğim bir söz bu. buralarda gerek siyasetten, gerek edebiyattan, gerek sanattan türlü insanlar için türlü iddialar ortaya atılır. sevilmeyen biri uydurulmuş bir hikaye ile çok kolay karalanır. ekşi sözlüğün alttaki açıklamasında da yazdığı gibi: "bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir."