bizim pazarda 10 lira olan gömleği giymesidir. ayrıca adam açıklama yapıyor, cebimden verdim diyor. cebinden vermese ne olacak? ne giyeydi peki? metallica tişörtü mü giyeydi?
bir genel başkana yakışan şey, ciddiyetle giyinmesi, özen göstererek giyinmesidir.
o zaman tayyip erdoğan da gemiciğini kendi parası ile almadı mı yani, ne olacak şimdi. ne fark var...
hem bir kez o gömlek 5 adet 100 tl yada 1 deste 5 tl yapıyor. fakir edebiyatı yaparken 495'ye bir gömlek almak mantıklı değil. 31 gün çalışıp asgari ücret alan bir kişi 570 tl alıyor. bir gömlek bir aylık maaş.
parasini kendi kazandigi,calip cirpmadigi surece normal olan durumdur.
ayrica ogrenciler bile converse,diesel,levis,adidas giyerken yillardan beri ust duzey burokratlik yapan ve ayrica milletvekili maasi alan birisinin istedigi markayi giymeside cok normaldir.
ancak sakincali olan bunu yapanin halkin kendisine yakin gordugu bir liderin olmasi,isin guzel yani ise herseye ragmen kivirmaya calismadan durustce 'evet,aldim' diyebilmesidir.
--spoiler--
yaklaşık 20.000 lira aylık geliri olan her milletvekili için normaldir.
ama 20.000 liralık gelirle milyar dolarlık servete konan akp'liler için ne düşünüyorlar merak içindeyim. hani salya saçıyorlar ya. bakalım ne kadar adilsiniz bebişlerim.
--spoiler--
--spoiler--
"halktan biriyim" sloganıyla yola çıkan chp'nin yeni liderinin kurultayda piyasada 495 tl'ye satılan italyan etro marka gömlek giydiği ortaya çıktı!
--spoiler--
seklinde ana gundem maddeleri arasinda yer verilen zaman gazetesi'nin haberidir.
bir baslanirsa sonu gelmeyecegi icin "ulan!" diyorum yalnizca, ulan!
en azından yalan söylemiyor... isteseydi "o bir gömlekçik" veya "hediye geldi" gibi palavralar söyleyebilirdi. böyle dürüst olduğu sürece halkın gönlünü kazanmaya devam edecektir.
türkiye'de tam olarak siyasi görüşümüzü destekleyen ne bir siyasi ne de bir parti var düşüncemi yeniden körükleyen hadisedir. bir avrupalı ülkesindeki seçimlere katılmama nedenini şöyle açıklıyor. benim desteklediğim liderin gelmesi önemli değil. kim gelirse gelsin çalışacağından eminiz. biz ise kim daha az bu devleti sömürür bunun arayışındayız. bilinç eksikliği, farkındalık, bu gibi kavramlardan uzak yaşayan nesiller yetiştirdiler. onlara suç bulmamak gerek. her defasında sistem bizi buna itti sistem böyle gibi avutmalara devam edelim tarihten, gelişmelerden, benliğimizden bir haber yaşayalım. gün geçtikçe arjantin'e benziyoruz. futbolla, televizyon dizileriyle yaşayan bir toplum. tek farkımız milletimizin bitmek bilmeyen vefakarlığı ve sabrı. çok uzatmaya gerek yok yaşasın aşk-ı memnu'lar yaşasın bihter'ler...
sonra bana gel de ki ayda 8.500 tl maaşlı ve halkın kendisini en iyi şekilde temsil etmesini istediği adamlardan birisi alacağı gömleğe özen göstermesin. halkçı olmak ucuz ama kaliteli kıyafet giymek demek değil ki!
açıkçası ben beni temsil edecek adamın ve halkımızın bir kısmını temsil edecek olan insanın (ların) şık giyinmesini hatta mümkünse günümüz dünya politikacılarının altında olmamasını isterim. ve bu adam kusura bakmayın ama gemi alamayacak kadar olsa da bu gömlekleri alabilecek ya da birileri karısına 550tl lik türbancıkları alabilecek maaş'a sahipler.
yani sizin fikrinize göre halkçı olan, halkı temsil eden adam usame bin ladin gibi giyinsin ve kaddafi gibi çadırda yaşasın. hayır gözünüzde bu canlanıyorsa canlarım benim size diyecek pek bir şeyim yok.
pek afedersiniz ama ben beni temsil edecek adamın sadece bana olan kendisine oy verenlere duyduğu saygıdan dolayı iyi kıyafetler giymesini çok normal karşılıyorum. hatta böyle olmak zorunda diye düşünüyorum ve bunu bana saygı duyduğu için yapmalı diyorum ve ben halkım. benim iyi giyinen temsilciye ihtiyacım var. bu kadar basit.
bok atmak istiyorsanız arkadaşlar başka kapıya gidiniz.
"yok gömleği 300-500-300-500 haydaaaa hop hop aman da halkçı canım 300-500-300-500." bu ne lan! bu ne olm. manyak mısın? lan ben 100 liraya gömlek giyiyorum, milyonlarca kişinin oyunu aldığı adamın ne giymesini bekliyorsun?
ben biliyorum ne beklediğini... elinizden gidecek iktidar, yapılanlar yanınıza kar kalmayacak, yapılan bütün hukuksuzluklar, namussuzluklar, yolsuzluklar ortaya çıkacak ve desteklediğin parti çökecek. bunu bekliyorsun ve bok atacak bir yer arıyorsun.
ulan pusuda yatıyosunuz resmen. sanane kardeşim adam parasıyla almış.
telaşa mahal yok. panikleyenler için gelsin:
(bkz: korkmayın acımayacak)
bkz:hani bir deniz feneri vardı ya ne oldu )
keşkem bi beden büyüğünü alsaydi sseneyede giyerdi...
Gömlegi bilmem ancak o kadar basit bi ülkede yaşiyoruz ki bilmem hangi gazete bunu haber yapar bilmem hangi karşi görüşlü insan savunmaya gecer. Canim türkiyem de o kadar sorun varken canim halkimda bunu konuşur..
haber üzerine rte koşarak gidip 1500 liralık gömleğini değiştirip ceket altında atletle dolaşmıştır. cep telefonundan attığı mesaj şu şekildedir, "emine koş bana pazardan en ucuzundan gömlek tişört filan topla dükkanın önüne getir"
bana:
"temiz gömlek
giymek
düşmanıdır," diyenler
varsa eğer,
muazzam hocamın resmine baksın.
ustalarımın ustası marks'ın
ceketi rehindeydi,
bir övün yemek yerdi dört günde.
dalgalanırdı fakat
heybetli sakalı:
bembeyaz
tertemiz
kolalı
bir gömleğin üstünde..
ütülü pantolana idam hükmü kim verdi?
tosunlar,
şu bizim tarihi de mek parmak okusunlar:
1848'de kurşunlar
demir bir tarak gibi geçerken başından,
halis ingiliz kumaşından
halis ingiliz modasıyla
ütülü mum gibi bir pantolon giyerdi
-alanglez-
insanların en büyüğü engels...
vladimir iliç ulyanof lenin
ateşten bir dev gibi çıktığı zaman
barikata,
yakalığı da vardı
kıravatı da..
bana gelince:
ben ki, herhangi bir proleter şairiyim,
marksisto-leninist şuur,
30 kilo kemik
7 litre kan,
bir iki kilometre kadar,
damar,
adale, et, sinir ve deriyim;
ne kafamın dışındaki kasket
içindekine delalet
eder,
ne de biricik fötrüm beni
geçmekte olan geçmişe alet
eder....
buna rağmen
ben:
haftada altı gün kasketliysem eğer,
haftada bir gün
sevgilimle seyrana giderken
biricik fötrümü
tertemiz
giymek içindir bu...
fakat
neden benim iki fötrüm yok?
ne dersin üstat?
tembel miyim?
hayır!
günde 12 saat
sayfa bağlamak,
ayakta dikilip
anası ağlamak
sapına kadar çalışmaktır..
kapkara cahil miyiz?
hayır!
mesela:
"sat-sin" bey kadar cahilü cühela
olmasam gerek....
budala mıyım?
eh,
pek
değil..
belki biraz derbederim..
lakin hep
asıl sebep:
proleterim,
be birader,
proleter!!..
ve benim iki fötrüm,
iki milyon fötrüm, ancak
her
proleter
gibi,
borsalino-habik-mosan-mançister
tezgahlarının sahibi
olursam-olursak-olacak!...
ve ilaaaaaaa,
laaaaaaa!!!!!!!....
zaman gazetesi yılın hatta yüzyılın habercilik başarısını yakalamıştır. ispat olunmuştur ki, adamın tek suçu pahalı gömlek giymesidir. yolsuzluklara karışmamıştır, dolandırıcılık kalpazanlık yapmamıştır. sadece pahalı gömlek giymektedir. helal para bile olsa pahalı gömlek giymektedir. dolandırıcı olsun, çakal olsun ama ucuz gömlek giysin. istediğim siyasetçi budur, demiştir zaman.