bu teyzeyi canlı olarak izledim. asıl demek istediği aynen buydu. o anda mikrofon çekilmeseydi kadının ne demek istediği ortaya çıkacaktı. ama konuşmasına izin verilmedi. böylece sol görüşlü insanların espri anlayışı ortaya çıkmış oldu.
akepelilerin sanki çok güzel bir sözmüş gibi göstermeye çalıştığı salakça laftır. ulan bir kadının* çıkıp canlı yayında böyle salakça, siyasetle hiç bağdaşmayan bir laf etmesini dahi savunuyorsunuz ya, beyninizi sikim sizin.
sadece küfür etse iyi, bir de beddua ediyor durduk yere, muhafazakar teyzemiz. "allah belanı versin inşallah kılıçdaroğluuğğğğ" diye
düşünüyorum da kılıçdaroğlu'nun götünün kılı olabilir misiniz acaba siz. peh peh peh.
meselenin gerçekliği meydana çıkınca, nedense ilk günler aHAHAHHAHA ERDOĞANA DEDI LAN HEYOOO (AYNEN HULOĞĞĞ gibi) bağıranlar birden bu kadının cehaletini sorgular oldu.
ee ne doldu ben 2 gun once, kime derse desin haksız bı laf ama bu size teyzeye ağır hakaretler etmenizi gerektirmıyor derken, beni yuhaladın? teyze got kılı olmayı hak edıyor dedin. beni kırılganlıkla suçladın. aman da aman hemen de bozuldu şakire, şakirto dıyıverdın?
ha mesele şu ama, bu teyze, kendini erdoğanın göt kılı olarak görse sorun yok, ama kemal'e derse ayıp!
evet ayıp. en az sizin yaptığınız kadar.
ikiyüzlüsünüz arkadaşlar. o yüzden hangi yüzünüze bakıp konuşacağımı bilemıyorum. ortaya soyluyorum, sen hangi yüzünle almayı kabul edersen orası seni bağlar..
öyle değil böyle dedi diye ortaya atılan laf. teyze o laftan önce erdoğan için "allah benim ömrümden alsın ona versin" gibi bir şey diyor ve açık açık "götünün kılıyım" diyor. beyhude çabalara gerek yok.
götünün kılıyım demiş yahut götünün kılısın demiş; burada aslolan yüklemin öznesi değil kendisi olduğundan zerre kadar önemi olmayan bir durum.
yaşını başını almış bir teyze çıkmış arkadaş arası muhabbette bile kolay ağza alınmayacak bir lafı televizyona karşı etmeye çalışıyor, sonra da öznesi kim nesnesi kim tartışılıyor. çok merak ediyorum, acaba başbakan bu kitleye konuşurken neler hissediyor?
eğer bu kadın bu lafı canlı yayında başbakana etseydi, muhtemelen bir manevi hakaret davası sonucu başbakanın manevi durumunu desteklemek zorunda kalacaktı.
önemli olan güçlüye, ezene başkaldırabilmek; bedava otobüslerle, geliş sebebini bilmediğin bir yere koşulsuz itaatle koşmak değil!