çaldıran savaşı sonrası anlatılan efsanevi hikayelerden birinin son ve vurucu tümcesi...
iki türk başbuğu arasında cereyan eden çaldıran savaşı nihayete ermiş, galip ve mağrur osmanlı sultanı yavuz sultan selim han payitahta geri dönmüş ve savaşın sonuçlarını kurmaylarıyla değerlendirmeye başlamıştır.
savaştan sonra payitahta dönüş sürecinde ordu içerisinde anlatılan bir hikaye sultan selim'in kulağına kadar gelir.
hikayeye göre osmanlı ordusunda bulunan ve kızılbaş türkmenlerin üzerine ölüm yağdıran toplar bir set oluşturacak biçimde zincirlerle birbirlerine bağlıdır, safevilerin üzerine ölüm yağdıran ve dönemin en modern savaş makineleri olan bu topları geçip osmanlı ordusunun arkasına geçmek işte bu yüzden safevi süvarilerine nasip olmamış, safeviler topların birbirlerine zincirlerle bağlanmasıyla meydana getirilen bu ölüm hattını bir türlü aşmayı başaramamıştı.
bu duruma canı sıkılan şah ismail atını bu topların üzerine sürer ve bir kılıç darbesi ile iki topu birbirine bağlayan zinciri parçalar, akabinde bir kılıç darbesi de toplardan birinin namlusuna vurur ve topun namlusu bu kılıç darbesi ile parçalanır...
ve bu efsanevi hikaye yol boyunca osmanlı ordusu içindeki askerlerce dilden dile anlatılır ve yavuz sultan selim han'ın kulağına gider.
savaş bitmiş, hem yavuz, hem şah ismail yaptıkları yanlışın farkına varmış ve barışmışlardır.
bu hikaye de yavuz'u çok etkilemiş ve aslı astarı olup olmadığını birinci elden öğrenmek istemiştir. bunun üzerine yavuz şah'a bir mektup yazar ve mektubunda şah ismail'den bu kılıcı kendisine hediye göndermesini ister.
şah ismail bu nazik ve nacizane isteği geri çevirmez ve bahsi geçen kılıcı payitahta gönderir.
yavuz sultan selim han kılıcı eline alır, inceler ve akabinde saray avlusunda bulunan bir topun yanına giderek topun namlusuna şiddetli bir darbe indirir.
ancak topta herhangi bir hasar oluşmaz.
yavuz duruma kızar ve şah ismail'in kendisine orijinal değil de sahte bir kılıç gönderdiği kanısına vararak şah ismail'e bir mektup daha yazar;
--spoiler--
anlaşılan odur ki kızılbaşlar şahı bir kılıcı gardaşından esirgemiş ve vermek istememiştir, bu durum iki kardaşın birbirine itimadı olmadığına delildir, hülasa kardaşım kızılbaş şahı ismail şahsıma itimat etse ve gardaşlık beslese idi kılıcın sahtesini değil aslını gönderir biz de topun namlusunu bir darbede yarar idik...
--spoiler--
yavuz'un sitem dolu bu mektubuna ise şah ismail şu mektupla yanıt verir.
