gerçekten kötü bir durum olsa gerek. bir gün saçımı düzeltmek için aynaya baktığımda boynumda kahverengi koca bir örümcekle karşılaşmıştım. korku filmi gibiydi. bütün gün ayaklarını boynumda hissettim. ıyyyyy
feci bir durumdur. yazin köyde örümceklere aliskinim ama sirtimda hissettigim o sey siradan bir örümcek degildi.. avucum kadar vardi kapkara birsey! kalin kalin bacaklariyla ömrümde ilk kez belgeselde degil, gercek hayatta öyle bi mahluk gordum.
umarim ilk ve son olur. en azindan vucuduma temas etmesin!
sıcak tatil yörelerinde başınıza gelebilecek korkunç olaydır.
üç sene önce bodrum'da evin balkonunda oturmuş kitap okuyorum. boğazımda önce bi kaşıntı hissettim kaşıdım ve geçti. sonra tekrar oldu yine kaşıdım, ama o şerefsiz nasıl kaçıyorsa hiç elime gelmiyor kaşırken. sonra yine kaşıntı oldu ve ben o kocaman şeyi fark ettim. fark etmemle birlikte "haaaasssikkktirrrr" diye bağırıp fırlattım attım, karşıki evin balkonuna kadar uçtu haşerat. şimdi hatırladım ve yine kötü oldum. o an resmen dünya sallandı gözümün önünde, öyle kötü oldum yani.
oysa o kadar dehşet olmaya gerek yok, altı üstü bir örümcek ama bir anda hissedince insan panik oluyor işte.
uykunun en derin yerinde, tavanda yürüyen bir örümcek yüze düşer. sokmasın diye kımıldamamaya gayret gösterilir. örümcek yürüyerek yatağa geçtiyse ne ala fakat genellikle kıllarını tene sürüye sürüye kulak kepçesinin altından dolaşıp ense kökünden pijamanın içerisine girerek sırtta bir gezintiye çıkar. çoğu kez bu gezinti, uykunun derinliğine bağlı olarak uzar gider ve kan ter içerisinde bir uyanışla nihayetlenir.