1- hayatın pahalı olması. zira öğrenci insana koyar bu. bir alışverişi 100 tl'den aşağı değildir.
2- ılıman iklim insanı için sıcak havası. temmuz ayında özellikle çıplak dolaşsanız bile ter her yerinizden fışkırır.
3- konuşma dillerinin iticiliği. şimdi efendim güzel bir kız görüyorsunuz. yanaşıyorsunuz. derken başlıyor konuşmaya "napannnn?" işte o andan sonra insanın hevesi kaçar, oradan uzaklaşır. kıbrıslı bir güzel kızı konuşturmayın efendim.
4- ve sonra olarak da tabiki orada uzun süre kalıpta yaşanan rezil anılardır.
elektriiikkk !!!!! abi haftada 100 lira elektriğe vermek ne demektir, bi de ısınamıyorsunuz buz gibi. belki türkiyede hava daha soğuk ama burda daha çok üşüyorsunuz çünkü binalarda ısıtma sistemi yok, klimayla ısınmak istediğinizde ise bir stdudyo daire için ayda 400 tl veriyorsunuz.
Senenin büyük çoğunluğunu burada geçiren biri olarak bu nefret mevzuuna garg olan da biriyim ayrıca. Hayat pahalılığı, hayatın aksam 9 dan sonra bitmesi, bir ucundan bir ucuna 2 saatte varılabilecek götüm kadar bir yer olması baş sebepleridir.
Bir çoğunun tarihinden bir haber olması sebebiyle asimile olması ve bundan ötürü Türklere karşı beslenen bir antipatik davranışlara maruz kalmalar..
Ayrıca dengesiz hava şartlarıyla insanın dengesini şaşırtır. Sabah kavurucu sıcak varken, öğleden sonra yağmur, çamur olabilir her yer.
Aşırı sıcaklardan mütevellit çöplerin yaydığı, yağmurdan mütevellit ise taşan kanalizasyon çukurlarının yaymış olduğu bok kokularıda kaçınılmazdır. Ayrıca şehri ayakta tutan öğrenci kısmıdır. Gecenin karanlığını sadece casinolar'dan, night clublar'dan.. çıkan ışıklar aydınlatmakta..
bir öğrenci olmak
iki devamlı evde olmak
üç aynı şeyleri yemek
dört ilk üç maddenin değiştirilemeyeceği ve değiştirilmesinin teklif dehi edilemeyeceği durumlara maruz kalmak...
DAHA NE OLABiLiRKi...
kıbrıstaki türklerin soylarının korunması için yapılan kıbrıs barış harkekatından sonra kıbrıs gençlerinin miting yapıp biz ne türküz ne yunanız biz kıbrıslıyız demeleri.