rum yönetimi ve halkı yunanistan'ın vilayeti gibi bir konuma gelmekten ve hatta şu türk sorununu çözseler ilk yapacakları işin bu olmasından asla gocunmazken, "kuzey kıbrıs türkiye'nin vilayeti mi?" filan diyen mustafa akıncı'yı seçen kıbrıslı türklerin belalarını aramasıdır.
evet, türkiye'nin sorunları, nasıl yönetildiği ortada ve ayrıca kuzey kıbrıs'ın illa türkiye'nin vilayeti olması da lazım gelmiyor. fakat kıbrıslı türkler türkiye düşmanlığı yapıp, rumun kucağına oturmanın nasıl sonuçlar doğurabileceğinin farkındalar mı acaba? işte konuyla ilgili bir haber:
türkiye'nin garantörlüğü ve de askeri olmazsa ve rum size tekrar çökerse halinizin nasıl olacağını görmüyor musunuz? sizi ab üyeliği kurtarır mı sanıyorsunuz? kime güveneceksiniz? srebrenitsa'daki müslümanları kurbanlık koyun gibi sırp'a teslim eden hollanda askerine mi? ya fransızın, almanın sizin için kanını dökeceğine sahiden inanıyor musunuz? hadi hepsini geçelim, hastalıklı ve korkak akp iktidarı tarafından yönetilmekte olan türkiye'nin sizi kurtarmak için bir daha geri döneceğinden emin misiniz?
bakın size olacakları söyleyeyim: ab'yi, abd'yi geçin bir kalem... türkiye'ye gelince... sucukçu muhasebesici uğrayacağınız zulme tepkisiz kalmayacaktır. emin olun ki bağırır, çağırır, yunan cumhurbaşkanıyla karşılaşırsa "one minute! siz adam öldürmeyi çok iyi bilirsiniz" der ama o kadar.
sözlükte kıbrıslı yazar varsa şimdiden uyarmış olalım.