otel fiyatlarıyla insanları kendine çekebiliyor olması enteresandır. Kıbrıs Otelleri özellikle konfor vs. bakımından kendini aşmış olsa da elbette durumun enteresan örnekleri de mevcut.
Örneğin Kıbrıs'a gidiyorsunuz, Casino'dan çıkamıyorsunuz vs. gibi durumlar yaşanabiliyor. Birde yeni bir konsept çıkmış balayı otelleri seçeneği gibi o da bir enteresan. Butik otel konseptinin üzerine balayı otelleri bilemedim yani.
insanı eğlencelidir vs. o kesin. Gittiğinizde istediğiniz yerde istediğiniz gibi giyinirsiniz kimse dönüp bakmaz. Ama arabasızda olmuyor mesela Kıbrıs. Taksiye bineyim gideyim derseniz limuzin taksileri görebilirsiniz. Tatil için giden herkes hemen ardından yerleşeyim kafasına falan giriyorda uzun süreli kalımlarda mutsuzda edebiliyor. Yinede sadece tatil için ve otel olarak tercih edebileceğim bir yer.
Yüz ve parmak izi gibi biyolojik verilerimiz bulunan son teknoloji kimlik kartı vardır. Burada 11 yaşına kadar kimlik alınmıyor; Benim zamanımda 10-11 yaşına kadar kimlik alınmıyordu. Doğum kağıdı kullanılıyordu kimlik kartı yerine. Şimdi sınır 11 yaş olmuş. Tabi ben 10 yaşımdan beri kıbrıs'a gelmediğim için, dün alabildim kimliğimi. 17.10.17 tarihinde. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1555639/+
https://galeri.uludagsozluk.com/r/1555703/+
Türk askeri ve rum askerinin sınırda yüz yüze nöbet tuttuğu bölüm birbirine aşırı yakın. Arada sadece United Nations askeri var. Orada bir de tarihi bir kilise var. Kilisenin yarısı türklerin yarısı rumların. Kilisenin Rum tarafındaki bölümünde sakalsız papaz varmış; sanırım şu "katolig papaz" denen türden. Kilisenin Türk tarafında olan bölümü ise kullanılmıyormuş.
Adı sözlük olan yerin instagram gibi kullanıldığına göre Kıbrıs hakkında bilgi vermesek de olur. Sonuçta kızın kıçını başını görmek yeterli. Hayır biri şu sözlüğe girip Kıbrıs'la alakalı yazı okumaya kalksa göreceği şey bir kendini bilmezin götü başı. Hep diyorum kızıyorlar ama sokayım böyle sözlüğe. Evet.
Aralık ayı gibi gelmeyi planladığımız ülke KIBRIS.
artıları nedir eskileri nedir nereler gezilir nereler gidilip görülmeli öncelik verilmeli diye sormak isterim, bir de kıbrısta yaşayan arkadaşlar için konaklama hakkında nasıl bir yol izlenmeli.
1974'de oradaki insanlarımızı korumak amacıyla ABD'ye hatta herkese karşı çıkıp bir kısmını aldık. Ama başımıza gelmeyen kalmadı. Ambargo belimizi büktü, yıllardan beri o zamanın kuyrukları, yoklukları, 50 sente muhtaçlıkları unutulmadı, fatura genellikle ahmetli Ecevit'e kesildi. En dost bildiğimiz ülkeler bile kurduğumuz devleti tanımadı. Bu kesimde ekonomi, üretim,tarım, aldığımız zamankinden daha kötüye gitti, bütün çabalar sonuçsuz kaldı. Oradaki insanlarımız anavatanın desteğiyle yaşayabildi. Oy kaybı kaygısı ile hiç bir hükümet anlaşma yoluna gitmedi. Bırakılırsa 100 yıl da gider 500 yıl da.
Sonuç olarak, kuzey bölgesi yazık olmuş, akdenizde bir adadır.
askerliğimi yaptığım ingiltere adası. bildiğin ingiliz hakimiyeti altında sanki. bilen bilir Türkiyelileri sevmezler ve istemezler. bunu yapanlar türk kesiminin vatandaşlarıdır bu arada. esnaf kürt ve araplardan oluşur normal bir Kıbrıslı çalışmaz zaten. türk ordusuna adada işgalci gözüyle bakılır ki bir zamanlar Lefkoşa belediye başkanı türk askerine hitaben 'ben askeri severim ama sadece kışlada' demiştir.
Fazla değil otuz altı gün sonra ayrılacağım ada. Havalar değişken, bir esiyor bir ısınıyor. Özlermiyim diye sorarsanız hayır. Ben kıbrısta aradığım kişiyi bulamadım.
tam yaz geliyorken karar değiştiren canım ülkem. ayrıca sözlüğe bu kıbrıs aşkı nereden geldi bilmiyorum ama mutlu da olmuyor değil insan... artarak devam etmesini dilerim.
Nazilli yazın cehenneme dönüyor Kıbrıs'ı düşünemiyorum. Belki denizin ortasında diye bir parça daha serin olabilir ama orada yazı geçirebilenleri takdir ediyorum.