Bakanlık tarafından "Türkiye-KKTC Kıta Sahanlığı Sınırlandırması Anlaşması Görüşmeleri" başlığı altında yapılan açıklamada, Türk hükümetinin daveti çerçevesinde bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilgili kurum temsilcilerinden müteşekkil bir heyetle teknik görüşmeler yapıldığı bildirildi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
" Yapılan görüşmeler neticesinde Güney Kıbrıs Rum yönetiminin adanın güneyinde sondaj faaliyetlerine başlaması halinde Türkiye ile KKTC arasında bir Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması yapılması hususunda mutabakata varılmıştır. "
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Grigoris Delavekuras, Türkiye'nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması yapmasının uluslarası hukuk kurallarına aykırı olacagını soyledi.
Konu oylesine onemlidirki kararlılıkla atılan her adım 10 sene sonrasının dış politikadaki Türk algısını sekillendirecektir.Asıl amaç adadaki türklerin boylesine onemli anlasmalarla dısarıda bırakılması ve azınlık konumuna dusurulme isteginden gelir. Sondaj faliyetleri baslaması halinde israile yapılan misilllemelerin 3'te 1'i rum kesimine yapılsa yeterlidir.Rum kesimi artık dış politikadaki şımarık tavırlarına son vermeli (Turklerle alakasız hiç bir dış politikaları yoktur) gerekirse Had bildirme konusunda geçmişte çok güzel yöntemlerimizin oldugu kulaklarına fısıldanmalıdır.
cyrusda gaz arayan firmanın amerikan menşeli olması ilginçtir. bir demokrasi eksikliğimi var acaba akdenizde. meraklardayım. ayrıca bugün enerji bakanı T.YILDIZ konu ile ilgili açıklama yapmıştır. eğer rum kesimi gaz aramaya başlarsa bizde petrol arama girişimde bulunacağız demiştir. ve arama yapacak platform veya gemilerin yanında Türk deniz kuvvetlerinin bulunacağınıda açokca belirtmiştir.
pire ısırığı kadar bir ülkenin bakan'ının türkiye'yi "abd'nin istemediği hiçbir şeyi yapamazlar" şeklinde aşağılaması ile hızlanan süreçtir. elin oğlu gözü boyanmış halkımız gibi değil, durumu çok iyi tahlil ediyor. dünya gerçeklerine göre konuya bakarsak, kıbrıs rum kesimi, ab üyesidir ve keza israil ile işbirliği içindedir. abd ve rusya ile ilişkileri de iyidir. bunlar maalesef gerçektir. bu durumda, sadece kuru hamasetle yetineceğiz. Sıfır sorun politikasını unutuveren ve her gün bir ülkeye laf yetiştiren ve ulusal çıkarlara odaklanan bir dış polikamız yok. günü birlik idare ediyoruz. başımızda ulusal çıkarlar için dünyaya gerçekten kafa tutacak ve askeri güç kullanmaktan kaçınmayan bir ecevit de yok.
ingilterenin garantor devlet olması ve rumlarla ilşkilerinin iyi olması .
Rusyanın Dogu akdenizde herzman rum haklarının koruyuculugunu yapıyor olması.
israille Turkiye ilşkilerinin bozuldugunun anlaşılmasıyla israille yakınlaşma ve sondaj işinin israillilere verilmesi.
ABD' nin sessiz kalması.
Dış politikada yine geç kalındıgının kanıtıdır..Dogunun en batılısı Batının en dogulusu ülkem yine yönünü doguya dondugu için Batıyı bir sure unutmasının sonucu olarak adamlar tepelerinde heronlarla catır catır petrolu aramaktadırlar.
çok sık rüya gören bir insan değilim, hatta çok ender rüya görürüm ve gördüğüm rüyaları da genelde hatırlamam. bugün rüyasını gördüm, savaşın ayak sesleri geliyor, iran ile türkiye bir tarafta, israil haritadan siliniyor bir balon devlet olduğu anlaşılıyor. rüyamı anlatmaya kalksam işin içinden çıkılmaz ama şu kadarını söyleyeyim, tarihte böyle bir savaş görülmemiş. bunları yazarken bile dehşete kapılıyorum siz komplo teorisi diyebilirsiniz bunu zaman gösterecek. çarşı çok fena karışacak. şu anda savaşın altyapısı oluşturuluyor. kıbrıs rum kesimi gibi ufak devletler arada gezen fino köpekleridir bunların petrol bulması da zor büyük devletlerin finoluğunu yapıyorlar.
türkiye'nin istediği kadar bağırıp bir sonuç elde edemeyeceği aramadır, aramanın yapıldığı yerde tam mavi marmara baskınının yapıldığı "kutsal'' mekan (tam emin değilim ama), vay amk
Piri reis'in hareketinin karşı tarafı caydırmak için yapılan bir denge hareketi olduğunu ifade eden dış politika uzmanı prof. dr. hasan köni, "biraz geç kalmış bir harekettir. çünkü bu münhasır ekonomik bölgenin belirlenmesi ilk 1999 yılına gidiyor. mısır'la yapılan anlaşma 2003 yılında, yani mısır'ın münhasır ekonomik bölgesi kıbrıs'ın ekonomik bölgesi 2003 yılında yapılmış. hatta yapılan anlaşmada şöyle bir cümle de var: "mısır, kıbrıs'ın hidrokarbon aramalarına destek vermeyi taahhüt eder. araştırmalarına destek vermeyi kabul eder".
peşinden suriye ile, lübnan'la anlaşma yapılıyor, israil ile yapılmış. israil zaten kendi ekonomik bölgesinde petrol ve gaz çıkarmaya başlamış. ondan sonra bu 12. bölgede de hareket başlamış. sene 2011... türkiye'nin 2011'in eylül ayında aklı başına gelmiş. bir heyet gönderecek. oradaki jeofizik haritalarında bizim tarafta petrol gözükmüyor. doğalgaz, şöyle bir bölgede. güney kıbrıs'ın güneyi, oradan yukarı doğru çıkıyorsunuz meis adası, meis adası'ndan rodos...
bu üçgeni birleştirdiğinizde bu alanda gözüküyor. ayrıca mısır'la yunanistan arasında da gene kıbrıs'ın dışında ekonomik bölgeyi sınırlandırma sözleşmesi yapılmış, çok daha önceden. bu sırada türkiye'nin bu gelişmelerden haberi yok. yeni haberi oluyor ama kimin kiminle yaptığı konusunda çok iyi haberleri var. bunu fotoğraflarla gazeteler veriyor" dedi.
"misir anlaşmayi iptal etsin"
bu hareketin sonuçlarıyla ilgili olarak prof. dr. köni, "amerika heyecanlanıp 6. filoyu gönderdi mi? ruslar bir şeyler söyledi. ama bir hareket var mı? yunanistan hazır duruma geçti mi? bir kımıldama yok. türkiye, "yapsın, kendi kamuoyu önünde böyle bir tavır içinde bulunuyor" şeklinde ele alıyorlar. ben de şunu söylüyorum: madem arap halkları bizi çok iyi karşıladı. mısır, bizi bağrına bastı. rum kesimiyle yaptığı anlaşmayı iptal etsin. gerçekten sevip sevmediğini anlayalım. birisiyle nişanlısınız, başka bir adamı sevdiğinizi söylüyorsunuz. nişanı kaldırı atarsın"
''Cok dogru soylemiş Hasan Koni.. 2003'ten beri Rumlar arastırmalar yaparken akdenizdeki butun devletlerle ''munasır ekonomik bolge'' anlasmaları yaparken nerdeydi bizim dış işleri diye sorası geliyor insanın.üstelik şimdi yalandan bir piri reis diye gemi yolluyorlar sismik arastırma yapıcaklarmış..rumların arastırma yaptıgı PGS isimli gemi, piri reisin 10 katı derinliğe erişebilecek kapasiteye sahip"