bazen tamam diyorum, doğrudur diyorum, mücahit erbakan tabi lan diyorum sonra havlusunu tutan, çantasını taşıyan, arkasında namaz kılan talebelerinin iktidarında bir avuç toyotalı soytarı karşısında has vatan toprağı olan süleyman şah türbesinden teçhizat ve asker kaybıyla nasıl kaçtığımızı hatırlıyorum.
bir gülme geliyor ki sorma gitsin.
tanrı kıbrıs türkünün dostuymuş ki, bu günleri göstermeyip o gün bela etmiş rumları başlarına!
bu harekat sonrası ülke çok ağır ambargolarla karşılaştı. Ne gariptir ecevit suçlandı. Erbakan hiç bu işlere girmedi. Sonra 1984 romanında olduğu gibi tarih uydurmaya başladılar. Kardeşim tarihiniz batı yalakası. 6. filoya destek vermiş bir siyasi hareketsiniz.
gerçek fatihler selçuklu ve osmanlı savaşlarındaki komutanlar ve askerlerdi tabii.
ortada fatihlik bir durum olmadığı gibi hatırlanmak istemeyecek maalesef olaylar da yaşanmıştır. yine de ecevit i ikna odasına almışlar harekat için ;
---
Erbakan tarihi günü anlatmaya devam ediyor: “Halk Partisi’nin önemli kısmı ‘Bu macera olur. Sakın böyle yapılmasın. Bu bütün dünyaya savaş açmak demektir’ diyordur. Bu yüzden, ne bakanlar kurulu olarak ne Milli Güvenlik Kurulu olarak kesin bir karara varılmamıştı. Bununla beraber olayın gecikmemesi gerektiği için Ecevit’i uğurladıktan sonra, havaalanında askerlere ‘Yükleyin bu harekatı başlatın’ dedim. (...) Kuvvet komutanları, ‘Bize kesin emir verilmesi lazım çünkü bizim askerimiz iki defa düş kırıklığına uğrramıştır. Bize ‘gemileri yükleyin’ dendi. Biz de yükledik. Arkasından ABD Başkanı Johnson’un mektubu üzerine ‘Hayır geri dönün’ dediler. Biz askeri iskenderun’a geri indirdik. ikinci kez Sayın Demirel zamanında ‘Gemileri yükleyin’ dendi, yükledik. Ancak ikinci kez de askerimizi Kıbrıs yerine kendi topraklarımıza çıkardık. Tekrar aynısı olacaksa askeri artık hiç bir zaman harekatın yapılacağına inandıramayız’ dediler.”
Ecevit’i ikna odasına aldık
“Sayın Ecevit Londra’dan döndüğü zaman gemiler yüklenmişti. Ertesi gün Liman’dan ayrılacakları noktada idik. Komutanlarla beraber Ecevit’i ikna noktasında hazırlık yapmıştık. Allah’ın büyük lütfudur ki bize 500 tane şehitle bu harekatı başarmak nasip olmuştur.”
Erbakan olsa olsa bankalara gömdüğü, sonrasında çocuklarının miras miras diye birbirine girdiği, tüm din tüccarları gibi kova kova biriktirdiği paraların fatihi olabilir.
o sıralar londra'da bulunan ve "ayşe tatile çıkabilir" şifresiyle harekat emrini veren ecevit'i "ikna odasına"(!) almışlar! neredeymiş o oda? buckingham sarayı'nda mı?
keza kendileri o sıralar türkiye'de olduklarına göre nasıl ikna etmişler? tüm istihbarat örgütlerinin dinlediği telefonlarda tartışarak mı?
hadi hepsini geçtim, madem erbakan bu kadar büyük bir liderdi, en zor günlerinde kendisini sırtından bıçaklayanlarla bir olanlar sizler değil miydiniz? neden kıymetini bilmediniz de ülkeyi türbe kaçıranlara mahkum ettiniz?
ortada fatihlik bir durum yok, zira ortada fetih yok.
ama kıbrıs türk toprakları kurtarıldıktan sonra erbakan'ın bütün kıbrıs'ı alma düşüncesi ve hırsı herkes tarafından biliniyordur. buna karşı çıkan da ecevit'tir ve bu düşünceyi ahmaklık olarak nitelendirmiştir. çünkü kıbrıs'ı tüm olarak ele geçirmek demek, tüm dünya tarafından dışlanmak ve hedef gösterilmek anlamına geliyordu.
ha eğer siz bu düşünce yüzünden erbakan'ı fatih ilan ediyorsanız, kusura bakmayın ama az ahmak değilsiniz!
yaklaşık 15 yıllık baskı ve zulüm döneminden sonra gerçekleşmiş bir harekattan bahsediyoruz bu arada. o kadar zaman bu baskılara göz yumulmuştur. yani türklere zulüm başladığı anda gerçekleşen bir harekat yoktur. dönemin şartlarını düşündüğümüzde göt yememesi olarak adlandırabiliriz ama yine de büyük iş, tebrik ve takdir etmek lazım hem ecevit'i hem de erbakan'ı.
ya cidden kemalist diye nefret duyduğunuz dönemin laik türk askerinin dinci erbakanın sözüyle harekata başlayacağına inanan var mı?
o harekat yıllardır planlanıyordu. turgut sunalp'in gizli görevle kıbrıs'a gidip çıkartma için uygun kıyı keşfi yapması bile aylar sürmüş.
yiyici şişkonun lafıyla olmadı yani o işler.
kendi kendiyle çelişen dincilerin güldüren yalanlarından biridir.
şu anda yazılmakta olan yeni resmi tarihin bir parçası olarak görebileceğimiz, hatta ileride şu anda da tam gaz sürmekte olan trt'de dizilerle tarih öğretme (bahanesiyle siyasi argüman pompalama) furyasının yeni bir parçası olarak pompalanabilecek argümanlardan biri.
rasyonel işleyişi olan kurumsal devletlerde koalisyon hükümetleri başarılı olduğunda da, başarısız olduğunda da ortakların hepsinin ortak sorumluluğu vardır. "başbakan bakkala gitmişti, dışişleri bakanı doktora gitmişti, o yüzden bütün işleri yardımcısı halletti, vay be" gibi argümanlar ise hamaset edebiyatıyla ve komplo teorileriyle yatıp kalkan ortamlarda pek rağbet görür tabii ki.
Tarih biliminin gerçekleri bize ecevitin amerikayla arayı bozmak istemediğini söylüyor. Erbakan hoca hep söylediği bir laf var Banane Amerikadan. Umarım gerçek fatihin erbakan olduğunu anlamışsınızdır.