ebu bekir kani arkadaşını ziyarete gitmiş, vezir olan arkadaşı bunu bekletmiş, bekletmiş.... akşama kadar ayakta durmaktan anası ağlamış, vezir, şu konağıma şunu götürün, şunu asın, şunu kesin.... diye emirler yağdırıyormuş...
neyse el etek çekilince ebu bekir kani konuşmaya başlamış:
- adamın biri bir lokantaya gider, yemek yer, sonra bir meyve görür, kendisi de ister yer gider... aradan zaman geçer yine lokantaya gider yine yemek yer, canı yine o meyveyi ister, meyve ortalıkta yoktur ve adını da bilmemektedir:
-içi darı dışı deri bir yiyecek var ya bana ondan getirin derler...
incir istemektedir, ama aynı tanıma uyan patlıcan getirirler, adam patlıcanı ses çıkarmadan yer,
yahu bunun küçüğü iyiydi de büyüyünce çekilmez olmuş! der