küçükken ışıklı ayakkabı giyememiş çocuk

    1.
  1. çocukluk yıllarında, şimdinin converselerinden, adidaslarından çok daha değerli olan, tüm çocukların rüyasını süsleyen, tabanında her basmada ışık saçan, özellikle düğünlerde sırf bu ışığı göstermek için mevzu bahis ayakkabılarla sağa sola koşturamamış çocuktur. *
    19 ...
  2. 23.
  3. Işıklı ayakkabı nedir bilmeyen çocuktur. Küçük bir çocukken ayakkabılarım delikti ve ekmek almak için karda bekliyordum. O kadar çok üşümüştüm ki iki polis beni gördü. Elimden tutup soba yanan sıcak bir karakol odasına götürdüler. Ayakkabılarımı çıkarıp ayaklarımı ısıttılar. Bana sıcak çay içirdiler. O zaman bana acıdıklarını hiç anlamamıştım. Yıllar sonra benim için üzüldüklerini anladım, onları hala unutmam.
    6 ...
  4. 29.
  5. ışıklı ayakkabılar çıktığında, onlarla dalga geçen iğrenç bir ergen olma durumundan kaynaklanıyor olabilir.
    4 ...
  6. 4.
  7. 80'li yılların çocuğudur. ayrıca vardı da biz mi giymedik çocuğudur.
    4 ...
  8. 2.
  9. yıllar sonra alacağı converse de bile gözleri o kırmızı ışığı arayacak çocuktur.
    4 ...
  10. 7.
  11. boş vakitlerinde bilgisayar başında arkadaşlarıyla online oyun oynamaktan çok toprak sahada futbol oynamış, gazoz kapağı bulmak için sokaklarda gezmiş, atari salonlarında street fighter oynarken kendisini yenen oyuncuya çok kez küfretmiş çocuktur.
    3 ...
  12. 38.
  13. hiç giymedim. sevmezdim onları zaten. çocuklarda görünce de sinir olurdum.
    (bkz: bastırma psikolojisi)* *
    3 ...
  14. 10.
  15. 90'lı olmadığına, yeni nesle bakarak o ayakkabıyı giymemiş olmak pahasına şükreden çocuktur. artık büyüdü tabi ondan böle düşünüyor.
    3 ...
  16. 8.
  17. ayakkabının ışığı yanıyor mu diye bakarken hem yere hem de mal durumuna düşmemiş çocuktur.
    2 ...
  18. 6.
© 2025 uludağ sözlük