Gece konduda oturuyorduk biz. Yan komşumuzun köpeği vardı. Köpek zincirle bağlıydı. Bende arkadaşlarımla köpeğe taş atıp kaçardım. Bi gün köpeği bağlamamışlar iyi koşmuştuk. Zaten bu olaydan sonra köpeklere bulaşmadım.
Bir yere misafirlige gitmiştik o yerde karşı komşunun odunluğuna girip yakmıştim. Kızı gördü tabi yangın çıkamadı söndürdüler. Ulan yangın çıksa evin altı fırın gibi olacaktı içerde kiler pisecek ev yanacakti.
eskiyen ve değiştirilmemesi konusunda ısrarcı olunan eşyaları ya bilerek ve isteyerek bozardım ya da kesilecek bir şey ise makasla keserdim. yaptıklarımın hiç birini de inkar etmez (zaten nasıl inkar edeyim suçlayacak kardeşim mi var?) annem niye yaptın diye sorduğunda 'çok eskimişti, senin de değiştireceğin yoktu' derdim. annem beni bu huyumdan vazgeçirmek için bir yatak örtüsünü boydan boya diktirip yamalattı ancak o yamaları da kestim, en sonunda kullanılamayacak duruma geldi ve değiştirmek zorunda kaldı. bunun gibi pek çok vukuatım var.
ancak bunların yanı sıra bazılarını tamir edip yıllarca kullanmaya devam ettiklerimizin varlığı da işin bir başka boyutu. içinde sıkışıp yanan saçlar nedeniyle sık sık ısınıp çalışmayı durduran saç kurutma makinesinin içini açıp temizleyip geri toplamışlığım var mesela. ve hala o makine yavaş da olsa çalışıyor.