ilkokul son sınıfta hergün 2. sınıflardaki çocuklardan birtanesini seçerek okulun aşağısındaki müstakil evin dış kapısına iple sımsıkı bağlayıp evin yolunu tutardık.
(bu uygulama bağladığımız 12. çocuğun babasının bizi müdüre şikayet edene kadar sürmüştü)
sanırım ilkokul yılları idi. oturduğumuz apartmanın hemen yanında her iki kaldırımında da büyük kestane ağaçlarının olduğu bir cadde uzanıyordu. arkadaşla oynarken, birden aklımıza yapacağımız terbiyesizlik geldi. ben cadde kaldırımındaki ağaca çıktım. daha sonra iki ağaç arasına ince bir ip çektik. ipin bir ucu bende, bir ucunda ninja kaplumbağaların üstadı "splinter usta" peluş oyuncağı var. düşünce şu idi: ben ağaçta kalıcam. arkadaş aşağıda benim görebileceğim bir yere saklanacak ve aşağıdan geçen vatandaşın üzerine splinter ustayı salacaz. ileriden orta yaş üzeri bir teyze radarımıza girdi. yaklaştıkça yaklaştı. bir müddet sonra benim görme alanımdan çıkıp, tuzak alanına girdi. arkadaşın işaretiyle splinter ustayı saldım aşağı. kadının ödü herhalde ciğerine kadar çıktı. kadın oturdu yere. fenalaştı. meğerse kalp hastası imiş. az daha öldürecektik kadını. bize de bir güzel azar kaydı. (bkz: bu da böyle bir anımdır)
malzemeler: boş uç kutusu, kalemtraş bıçağı, çakmak.
kalemtraş bıçağı, boş uç kutusunun giriş kısmına yakarak eritmek suretiyle monte edilir ve bıçak haline getirilir.
yağmurlu havada semt pazarında brandanın en çok su birikmiş yerleri tespit edilir ve erafında pusu atılır. gelen teyze grubunun önüne geçilir yavaş adımlarla ilerlenir tam su birikintisinin altına geldiklerinde ani bir refleksle zıplanır ve brandaya bıçak atılır, tüm suyun kadınların başından aşağı boşalması sağlanır.
ardından koşarak uzaklaşılır, ilerde bi yerde yardıra yardıra gülünür. en son pazarcının birine yakalanılır eşek sudan gelinceye kadar dayak yenir.
torpilleri kiremitlerin içinde ateşleyip mahallede iç savaş çıkarmak
bisiklet sürerken akranı olupta pas vermeyen kızların arkalarından gidip havalı kornayı kızların dibinde basmak
9 aylık veya amerikan oynarken mikasa topu mahalleden geçen kızın kafasına veya poposuna nokta atşı yapıp kendını arkadaşların omzunda bulmak.
eve gelen misafir cocuklarını cimcikleyip ağlatmak, agladığı zaman da şefkat gösterisi yapmaktır. özellikle konusmaya başlamamış Çocuklar secilir ki annelerine söyleyemesinler.
kurban bayramında bahçede bulduğum boğa taşağını dayımın ayakkabısına koymuştuk. abimle uzaktan izlerken gülmekten nefessiz kalmıştık. öyleki gülmekten beyne kan pompalayan damarlar kasılmıştı.
dayım eline aldığı taşağın ne olduğunu anneme soruyordu. yaklaşık beş altı saniye sonra ne olduğunu anladığında gülme mesaimize çoktan başlamıştık.
bir keresinde erkek kardesim 7 yasinda, ben de 7ye gidiyorum. bununla iki gun once halka filmini izlemisiz. bu tuvalete tek basina gidemiyor, oyle korkmus. bir gece annemler yok, dedim egecim ben tuvalete gidicem sen dur ben hemen gelicem. girdim tuvalete, ev telefonunu aradim gizliden. (kisik ses efekti) yeedi guuun sonraa oluceksiiin...
egehan aglamaya basladi direk tabii, sorun su ki ne dedigimi de anlamamis, sadece o sesten korkmus. onu yanliz birakmiyim diye ne istersem yapmisti. superdi.