Küçükken sahip olunan küçüklüğün verdiği cahillikle yanlışlıkla öldürülen evcil hayvanlarımızdır. Benim ki pek ele gelir bir hayvan olmasa da nasıl katlettiğimi anlatayım.
Bir gün yine küçüğüm balık aldırdım zorla kendimle kardeşime. Japon mu palyaço mu ne diyorlar bilmiyorum turunculu bir şey işte. Pazardan aldık buzdolabı poşetinin içinde iki küçük balık tın tın tın eve geldim. Affedersiniz kıç kadar vazoya (evet vazo, fakiriz) boşalttım yem falan öyle gidiyoruz yuvarlanıp.
Ben tabi her gün okuldan gelip üstümü değiştirmeden suyunu falan değiştirip vazoyu yıkıyorum ki kendi pisliğinde ya da oksijensizlikten ölmesin sabiicikler diye. Sen bir gün yine değiştirirken balıkları çıkar, musluktan doldurduğun su dolu kaba at. Vazoyu yıkarken bir de baktım ki balıklar yan yüzüyor. Dedim noluyor, suya elimi daldırdım allah'ım su kaynar, haşlamışım balıkları. Hemen soğuk suya atmalar suya buz eklemeler derken öldü benimki. Oturdum ağlamaya başladım bir ağlıyorum sanırsın babası ölmüş. Çok üzülmüştüm velhasılı kelam.
Bir daha evcil hayvan almadım. Ölünce çok üzülüyorum diye.
Kedi, ördek, muhabbet kuşu gibi hayvanlardır. Ördeği sıkıp suyun içine kafasını sokmuşum serinlesin diye. Kuşun suyuna katılacak ilacı gagasından aşağı dökmüşüm, yavru kediyi ise boğmuşum.
normalde ben o ara hayvanları isteyerek öldürürdüm ama bu sadece iyi niyet yüzünden gerçekleşen bir kazaydı. çok sikimde değil açıkçası. bir çikolata yiyemiyorsa ölsün zaten.
Yanlışlıktan ziyade çocuk hayallerindeki araştırmalara konu olan toprak solucanları üzerinde yapılan bilimsel çalışmalar neticesinde öldürülen solucanlardır. Şimdi olsa dokunamıyorum oda ayrı bir mesele nasıl olduğunu ben bile açıklayamıyorum.
bizim kedimiz vardı. adı yeşim. çok güzeldi filan. 2 defa bizim arabamızla bizim memlekete geldi. duraklarda indi. gitti tuvaletini yaptı geri geldi. arabada yattı uyudu filan. çok uysal bir kediydi. bizim evdeyken de hep bizim mahallede sokaklarda filan dolaşırdı. bir gün eve bir geldi karnı şiş. aradan zaman geçti yavruları oldu. sonra 2-3 gün sonra yine sokağa çıkmıştı. sokakta çocuklar futbol oynuyorlardı. bir tane çocuk yeşimin arkasında olduğunu bilmeden geri geri koşarken yeşimin üzerine bastı. hayvan oracıkta can verdi. kendisi de çok özür diledi ama yeşimi geri getiremedi neticede. yavrularını beslemeye çalıştıksa da onlar da yaşayamadı. allah belasını verecek o çocuğun. onun da suçu yok ama ne yaparsın.
Sazda yakaladığım minicik balıklar benim cahil çoçukluğumda bu kadere uğramışlardır. Akşamüastü yakaladığım balıkları bir kaba koydum ve "bunlar ne yer acaba?" diye düşündüm. bir müddet sonra şimşekler çaktı ve saz olan otlardan toplayıp tıka basa kabı doldurdum. akşam balıkları kap ile sazın kenarına koyup eve gittim. ertesi gün koşa koşa geldiğimde balıklar ters dönmüşlerdi.
Ccc ipek böceği ccc. top oynuyoduk ipek bocegimle yanlislikla topu üstüne sektirdim, bir takim pekmezi akti, felcli kaldi zanimca . Sonra kozaya girdi , kozadan hic cikmadi. kimseye bahsetmedim bu olaydan.
japon balığı. Bende japon balığımı öldürmüştüm küçükken. Yan yatıp duruyordu hayvan. Fatih marka kalemimle yan yattıkca kafasına vuruyodum ben uyumuyorum sende uyuma diye. Bigün yine yan yattı dibe doğru çökmeye başladı elime aldım ölmüştü. Daha sonra bahçeye gömmüştüm. Balıkcıya sorduğumda ise bana hamile olmuğunu söylemişti.balığın.
7-8 yaşlarındayken, komşumuzun bahçesinde geri geri yürürken, neden geri geri yürüyorsam artık, arkamda durduğunu farketmediğim civcivi ezdim. ilk katil damgamı o gün yedim.
Yıllar sonra evdeki muhabbet kuşunu odaya sinek ilacı sıkıp, kuşu da o ortama kapatmak suretiyle öldürdüm. Hangi akla hizmet öyle bir şey yaptım hala bilmiyorum.
Bu da ikinci ve son cinayetim oldu.
UÇ UÇ BÖCEĞiNE, " UÇ UÇ BÖCECiK ANNEN SANA TERLiK PABUÇ ALACAK" DiYE ISRARCI DAVRANIP HAYVANI DOĞDUĞUNA PiŞMAN ETTiĞiMiZ GÜNLERi HATIRLADIM ŞiMDi. HAYVANA "HADi, NiYE UÇMUYOSUN LAN" DiYE DÜRTÜKLEYiP CAN VERMESiNE SEBEP OLDUĞUMUZ ZAMANLAR OLMUŞTU (iSTEMEYEREK) HEY GiDi GÜNLER HEY.