iç çamaşırını birkaç sene boyunca it çamaşırı olarak anlayıp giymek istemezdim. e tabi bunun üzerinde anne dayakları çok renkli olur en sonunda o it çamaşırı giyilinirdi. pardon iç çamaşırı olacaktı o
birinci sınıfta ki okuma fişlerini hatırlarsınız. bu fişlerde ki malum isimler ali,ayşe,emel,ipek gibi isimler benim çevremde yoktu. ve ben bu isimleri 4.sınıfa kadar yabancı isimleri olarak bildim. ilk ali'yi tanıdığım zaman ki surat ifademi görmeliydiniz suserler. çok salakmışım çok.
tv yi kapatıp fırına ekmak almaya gitmiştim. döndüğümde aynı yerden başlayacağını sanıyordum. altarın oğlu tarkan oynuyordu * dün gibi hatırlarım. döndüğümde yoktu tabi.
babamın bi kankasının iki kızı var. birinin adı özlem öbürü özgür. ama ben çocuk aklımla bir kızın isminin kesinlikle özgür olamayacağını düşündüğümden dolayı kıza senelerce özgül abla dedim.
Benim disimdaki herkesin sadece benim icin yasadigini ve dünyanin büyük bir tiyatrodan ibaret oldugunu sanmak. Bi an herkesin kostümlerini cikarip icinden degisik bir yaratik cikacagindan korkardim. Her insanin hayatimda bir rolü vardi.
ayna grubunun kor oldugu, tuyleri alinca bir daha cikmayacagi (Ne iyi niyetli dusunce keske gercek olsa), fatih urek' in adini kenan imirzalioglu zannetmek. cok komik geliyor simdi.
arkadaşlarım kendi arasında kavga ediyordu.. birisi bir tokat çaktı diğerine ve kaçmaya başladı.. tokat yiyen arkadaşımsa hayatımda ilk defa duyacağım bir küfürü edecekti, yerden taş aldı ve '' horoozluu çocuu'' gibi çıkan ya da benim öyle anladığım birşeyler dedi.. bense çocukken hiç küfür bilmediğim için, bunu '' horozlu çocuğu'' olarak algıladım..
o yüzden: '' horozlu çocuğu'' ile oro*pu çocuğu' nun farklı olması yanlış bilinen şeydir diyebilirim, oysa ben hep horozlu çocuğu olarak bilirdim onu, anlamı başka başkaymış.
not: mahallede iki adet horozu olan amca, sabahları ötüp beni uyandıran horozun yüzünden seni hep horozlu çocuğu sanırdım.. sorry.