80 lerin başlarında doğmuş olan bizim nesil için 90 ların ortalarına kadar devam etmiş olan mevzudur. çocukken kötü kokmak gibi bir derdin yoktu sabahtan okula gider öğlen okuldan çıkar çantayı önlüğü eve atar içinde salça olan yarım ekmeği alır sokaklarda at gibi top peşinde oyun peşinde koşardın. terle pislen kolun bacağın parçalansın hiç dert değildi. o zamanlarda kaldırıyordu bunu çünkü çocuktuk üstteki yazar arkadaşımın belirttiği gibi bakır kazanda kaynayan su ile güzelce yıkardı anamız bizi.
şimdi hala devam ettiren varsa ve bu insanlar yetişkin ise çok çirkin ama belirtmek lazım. gerçi olduğu da aşikar toplu taşımaya biniyorsun ağzın burnun yer değiştiriyor kokudan. yapmayın lan bunu dedim ya küçükken oluyordu ama şimdi kaldırmıyor işte hafta içi en az 2 defa daha su dökünün en azından deodorant bir yere kadar..
nadiren olandı bizim evde. çünkü sadece pazar değil, çarşamba akşamları da yıkanılırdı.
tam bir su kuşu olan ben, banyoya gireceğim ana kadar nefret ederdim bu ritüelden kış aylarında. çünkü ev buz gibiydi. soba hiç yoktu, benim minik odamda yanan ve geceleri mecburen kapattığım gaz sobası vardı sadece. birde banyoda suyu ısıtırken orayı da dayanılır hale getiren küçük tüp. su kazanda kaynadıktan sonra az biraz da kapağı açar kaynatırdık ki banyo o buharla ısınsın. çıkması da ayrı bir işkenceydi, kıç kadar sobanın karşısında üşümeden giyinmek, belime kadar olan saçları kurutmaya çalışmak.
ulan keşke, her şeye rağmen özlediğim günlerdi diyebilenlerden olsaydım. ama ben çocukluğumu hiç özlemiyorum ki.